Temmuz ayında kanser tedavisi gören kardeşi Nuran Suda'yı kaybeden Pakize Suda, yaşadığı zor günleri canlı yayında anlattı. Aniden hastalandı kardeşim, birdenbire oldu her şey. Tam Oya'nın cenazesindeydim. Bana bir telefon geldi. Doktor bana 'sağlam dur, hastalığın beyine sıçrama durumu var. Eğer öyle olursa artık yapacak bir şey kalmaz' dediler.
"O HİSSETMESİN DİYE…"
Bir anda 49 kiloya düştüğümü biliyorum. İnsan ne kadar sağlam durabilir ki? Ağzıma yemek sürmedim. 'Sen beni bırakıp nereye gidiyorsun' diyordu. 'Senin hiçbir şeyin yokki, niye bırakmayacakmışım' dedim. O hissetmesin, etkilenmesin diye yaptım bunları.
"VERİLEN TESELLİLER BENİ İLGİLENDİRMİYOR"
Son 1 ay komaya girdi. Hiç kendini bilmeden yattı. İnsan başına gelmeden anlamıyor. Beni kimse tedavi edemez, kimse anlayamaz. İçimde bir yara var kapanmıyor. Kimsenin tesellisi beni ilgilendirmiyor zaten. Onlar konuşurken ben bambaşka yerlere gidip geliyorum.
Kaybettiğin insanın her şeyini hatırlıyorsun. Kırdıysanız birbirinizi en çok da onları hatırlıyorsun. Görüşmediğin günlere üzülüyorsun. Ayrı evlerde oturuyorduk. Bi gün aramayayım hemen telefon ediyordu. Biz birbirimize fazlaca düşkündük.
"49 KİLOYA DÜŞTÜM"
49 kiloya düştüm, şimdi 3-5 kilo aldım gerçi. Kilo alıp verirsin o dert değil de, yüreğindeki acı geçmiyor. Kavga ederdik. Benim evi terk ettiğim çok oldu. O da benim gibi hiç evlenmedi. Biz annemi bırakamadık.
"NURAN'IN ÖLDÜĞÜNÜ ANNEME SÖYLEMEDİK"
Kardeşimin öldüğünü anneme söylemedik. 88 yaşında kadına 'kızın öldü' diyemezsin. 'Nuran neden gelmiyor' diyor annem, 'hastanede yatıyor' diyoruz.En başından beri böyle söyledik. Annem 'İnsan 3 ay yatar mı? Git onun doktorunu değiştir' dedi. Hemen araya bir laf sokuyorum. Allah'tan çabuk unutuyor. 88 yaşındaki annemi üzemem bu saatten sonra. Onun en düşkün olduğu çocuğuydu Nuran. Annem bana Pakize demiyor, hep Nuran diye çağırıyor.
Kaynak: Hürriyet