Oyuncu koçu akademisyen Prof. Dr. Çetin Sarıkartal, oyunculuk dünyasında oldukça popüler. Benim için de ayrı bir öneme sahip. Üniversitedeyken dört yıl boyunca derslerine girdiğim hocamın sektörde karşıma çıkması, mutluluk verici bir durum. Sarıkartal, Kadir Has Üniversitesi'nde Tiyatro Bölümü başkanı. Sektördeki çoğu oyuncu onun tedrisatından geçmiş. Son olarak 53. Antalya Uluslararası Film Festivali'nden En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü alan Ecem Uzun da dahil. Yıllar evvel Ezel Akay'ın yönettiği 'Yedikocalı Hürmüz' filminde sinema deneyimi yaşayan Sarıkartal, bu kez tiyatro sahnesinde izleyici karşısına çıkıyor.
'SAHNEDEKİLERİ KISKANDIM'
Genç yönetmen Saim Güveloğlu ile birlikte kurduğu Tiyatro Kronik Kolektif'in ilk oyunu 'Vahşet Tanrısı'nda Sarıkartal'a Tülin Özen, Tansu Biçer ve Roza Erdem eşlik ediyor. Yasmina Reza'nın yazdığı, Güveloğlu'nun yönettiği oyun; 11 yaşında iki çocuğun kavga etmesinin ardından aileleri arasında başlayan tartışmanın doğurduğu ilginç olayları anlatıyor. "Eğitmenlikte geldiğim noktada doygunluk oldu. Eğitmenlikte ilerleyebilmek kendime de yeni şeyler öğretebilmek için diğer tarafı da deneyimlemenin gerekli olduğunu düşündüm. Yıllardır oynayanları kıskanıyormuşum. O yüzden sahneye çıkmaya karar verdim" diyerek küçük bir itirafta bulunan Sarıkartal, oyunda 'Alain Reille' adlı bir avukatı oynuyor. 'Alain', işine çok düşkün ama işle ilgili büyük bir krizi çözmesi gerekirken birdenbire kendini bir ailevi sorunun ortasında buluyor.
oYUNDA HERKES KENDİNE GÖRE HAKLI
Sarıkartal'ın eşi 'Annette'yi güzel oyuncu Tülin Özen oynuyor. Özen, rolüyle ilgili olarak şöyle konuşuyor: "Annette yatırım danışmanlığı yapan bir kadın. Aynı zamanda evine, ailesine sahip çıkmak isteyen, bunun için gücü yettiğince uğraşan bir kadın. Ne yazık ki 11 yaşındaki oğlu bir şiddet olayına karışmış ama olaydaki tek suçlunun oğlu olarak görülmesini asla kabul etmiyor. Oyun boyunca da bu konuyu açmaya, oğlunun tek suçlu olmadığını elinden geldiğince medeni bir şekilde anlatmaya çalışıyor." Oyunu, dört ayrı karakterin de hakkını ve haklılığını sonuna kadar savunması üzerine kurduklarını anlatan Özen, sözlerine şöyle devam ediyor: "Sonuçta güldüren bir metin ve tabii ki bu güldürmeyi birtakım karakterlerle dalga geçerek ve aşağılamayarak yapma imkanı da sunuyor... Biz oyunu, komedi halinden çıkarıp seyircinin karakteri aşağılamayıp kendi düştüğü durumlarda vereceği tepkiyi düşündürerek güldürmeye çalıştık. Bir anlamda seyirciyle eşit bir yerden konuşmaya muhabbet etmeye gayret ettik." Tansu Biçer, oyunda dayak yiyen çocuğun babası 'Michel' rolünde. Oyunda her karakterin hakkının savunulmasına özellikle dikkat edildiğini söyleyen Biçer, şunları söyledi: "Bu oyunun konusu, 'bu adam oyunda şunu temsil ediyor ve o yüzden de şuna göre oynamalıyım' gibi bir davranıştan bizi kurtardı. Böylelikle biz hem oynayıp, hem de oyun hakkında yargıda bulunmak yerine karakterimize sahip çıkıp kendimizden başka kimseyle ilgilenmemeye başladık. Bu çok rahatlatıcı oldu."
CESARETİ TAKDİR TOPLADI
Tansu Biçer, Tülin Özen ve Roza Erdem; Çetin Sarıkartal'dan çok şey öğrendiklerini söylerken, yıllarca başarıyla oturduğu 'öğretmen' koltuğundan kalkıp herkesin eleştirmeye açık olacağı 'oyuncu' koltuğuna açık yüreklilikle ve cesaretle oturmasını takdirle karşılıyor. Roza Erdem, "Sarıkartal'ın mesleğine yaklaşımını gözlemlemek ve onunla çalışmak kırgınlıklarımı onarmama yardımcı oldu" diyor.