Geçen hafta ilk bölümüyle atv izleyicisiyle buluşan 'Ölene Kadar' dizisi izleyenlerden tam not aldı. Dizide Gülcan Arslan'ın canlandırdığı 'Beril', annesini küçük yaşta kaybetmiş, babasından başka kimsesi olmayan ve her şeye rağmen 'Babam torununu kucağına aldığında yumuşar' diye düşünerek babasının onaylamadığı 'Dağhan'la (Engin Akyürek) evlenme kararı alan bir kadın. Fakat karnında bebeği varken, düğün günü babasının öldürülmesi üzerine işler karışıyor. Tabii bir de babasının katili olarak tüm deliller 'Dağhan'ı gösterince yaşamı bambaşka bir yol alır. Gülcan Arslan ile dizi ve rolü üzerine keyifli bir sohbet yaptık...
'Beril' karakteriyle yolunuz nasıl kesişti?
'Beril'e dair bana bir monolog verildi ve onu okuduğumda farklı şeyler hissettim. Duyguları, kızgınlıkları, yardım dilenmesi ve bir şekilde onaylanma isteği, beni karaktere daha da yaklaştırdı.
BAŞLARDA BOCALADIM
'Beril' nasıl bir kadın?
'Beril' annesini kaybetmiş ve yalnızca babasıyla bir hayatı vardı. Zengin, elinin altında her şey var ama huzuru yok. 'Dağhan'la karşılaştığında onunla güzel bir aşk yaşıyor. Fakat sonra hiç içinde bulunmak istemediği olaylar yaşıyor. 'Babamı 'Dağhan' öldürmemiştir'i düşünecek durumda değil. Çünkü hayatında 'ailem' dediği adamı kaybetmiş.
'Beril', iç dünyasında ne hissediyor; şaşkınlık mı, nefret mi?
'Dağhan'a karşı çok fazla hayal kırıklığı yaşıyor. Ne yapması gerektiğini bilemiyor. Yanında sadece eski arkadaşı 'Ender' var. Onu güvendiği bir liman olarak görüyor. 'Ender'le olan evliliği mecburiyetten, zoraki bir evlilik de değil. Buna da yine 'Beril'in seçimi diyebiliriz. 'Ender'in karanlık tarafları da var ama bunu 'Beril' bilmediği için ona çok fazla güveniyor.
Babasının katili olsa da 'Dağhan'a olan aşkını 'Ender'le yaptığı evlilik bitirebilir mi?
Aşk başka, sevgi başkadır. En azından kendisini güvende hissetmek de bir sevgi göstergesidir. 'Ender'in ona kol kanat gerişi, küçüklüğünden beri hep yakınında olması, 'Beril'in 'Ender'e güvenmesi gibi sebepler, onları evliliğe götürüyor.
'Beril'le aranızda benzerlik var mı?
Oyuncu koçum Çetin Sarıkartal ile çalışırken şöyle bir şey oldu: Gülcan ve 'Beril' olarak verdiğimiz tepkiler o kadar farklı ki, başlarda bocalıyordum. 'Beril neden bunu yapıyor?' diye sorguluyordum. Çetin Hoca da; "Bu Gülcan değil, 'Beril" diyordu. Sonunda rolün duygularını kabullenip, sindirdik. O yüzden benzeştiğimiz bir nokta yok.
Dizideki karakterinizde edineceğiniz tecrübeler kendi yaşamınıza yansır mı?
Bir katili oynadığımda da, bu benim hayatıma yansır mı diye düşünmeyelim. (Gülüyor) Şaka bir yana, karakterimi etkileyecek bir yaşta değilim. 30 yaşına girmenin verdiği bir olgunluk var.
HAYATLA EĞLENMEYİ SEVERİM
Peki, dizinin dışında nasıl bir hayatınız var?
'Bir 30 yaşına gel de, anlarsın o zaman' dedikleri noktadayım. 30'un fiziksel ve hormonsal olarak farklı tepkileri varmış. Hayatımda çok şey değişti, bedenimi ve ruhumu daha fazla tanır hale geldim. Kendimle daha fazla yüzleşiyorum ve kabul etmem gereken huylarım varsa, onları kabul ediyorum. Daha oturaklı ve kendinden emin bir kadın oldum ama içimdeki çocuğu da öldürmem.
Normalde muzur birisiniz ama hep duygusal yoğunluğu olan rollerde izledik sizi.
Allah gerçek hayatta ağlatmasın diyelim. Evet, yer aldığım projelerde hep öyle roller denk geldi ama belki komedi de yaparım.
ANAÇ TAVIRLI BİRİYİ M
Oturaklı rollerden sonra bir komedi projesinde yer almanız yarattığınız karizmayı etkiler mi?
Benim karizmamı etkileyecek olsa normal hayatta bu kadar muzur olmam. (Gülüyor) Hayatla eğlenmeyi seviyorum.
Kısa sürede farklı projelerde yer aldınız ama ortalıklarda olmadınız. Bunun sebebi var mı?
Magazinin önünde olmak ya da olmamak bence bir tercihtir. 'Şuraya, buraya gitmeyelim' demiyorum, zaten nasıl yaşıyorsak öyle yaşıyorum. Tabii ki yaptığım iş magazinselleşmeyi getiriyorsa, onunla da inatlaşmam.
Genelde iş konuşmayı seviyorsunuz. Hayat işten mi ibaret?
Ben istediğim ve mutlu olduğum bir yerdeyim. O yüzden de mutlu olduğum nokta iş ise, ondan ibarettir diyebilirim. Hayatım hep iş değil ama evde vakit geçirmeyi seviyorum. Sevdiklerimi toplayıp yemekler yediren anaç bir tavrım vardır.
RYAN GOSLING 'MERHABA' DEDİĞİNDE CEVAP VEREMEDİM
Geçen yıl Cannes Film Festivali'nde tek Türk oyuncu olarak; 'The Nice Guys' filminin galasına davet edilmiştiniz. Hollywood yıldızlarıyla bir arada olmak ne hissettirdi?
Ne olduğumu şaşırdım
ve sanki bir film
setindeymişim gibi
hissettim. Ryan Gosling
yaklaşıp "Merhaba"
dediğinde bana kal
geldi. Cevap vermekte
zorlandım.
Türkiye'de hayranlık duyduğunuz meslek büyükleriniz ya da rol modelleriniz var mı?
Evet, var. O kişi
Çetin Tekindor'du ve
kendisiyle birlikte
çalışma fırsatı da yakaladım.
Çalışmadan
öncesinde hayrandım
ve birlikte çalıştığımızda
da hayran olunacak
nedenlerin ne olduğunu
daha iyi anladım.
AŞKTA ÇOK FAZLA MANTIK ARAMIYORUM
Aşka inancınız ne durumda?
Hepimizin şuurumuzun kaybettiği bir nokta
vardır ve herkeste aynı etkiyi yaratır. İşte o aşktır!
Duygularımı yaşanması gerektiği gibi yaşıyorum
ve aşkta çok fazla mantık aramıyorum. Aşk
olmadan olmaz!
'Şu kadar sene içinde evlenip çoluğa çocuğa karışırım' gibi planlarınız var mı?
Hiç öyle planlarım yok. Dünyayı gezmek
istiyorum. Evliliğin yaşla ilgili bir durum olduğunu
düşünmüyorum; insanın gönlüne ve ruhuna
bağlıdır bazı şeyler. Mesele imza atalım, bunu
da bir gösterelim midir? Galiba şu an ben o noktada
değilim.