Fenomene dönüşen 'Çocuklar Duymasın' isimli dizideki 'Dominant Teyze' rolüyle şöhreti yakalayan tiyatro sanatçısı Zeyno Günenç; sessiz, sakin mesleğine ve hayatına devam ederken hayat arkadaşı Fransız balet Gilles Kanert'in ülkesinde evli olduğuna dair dedikodular bir anda ortalığı karıştırdı. Ben de işin aslını ve hakkında merak edilenleri öğrenmek için Fenerbahçe Parkı'nda Günenç ile buluştum.
Aslında bale kökenlisiniz ama sonrasında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda tiyatro eğitimi görmüşsünüz. Balerin olmayı hiç düşünmediniz mi?
Düşünmedim, çünkü balenin ömrü çok sınırlıdır. Devam etseydim bile; bugün, bu yaşta başkalarına koreografi yapıyor olacaktım. En fazla 40 yaşında biten bir meslek ama oyunculuk öyle değil. Tiyatroyu seçtiğime çok memnunum.
‘Aklımla değil kalbimle düşünürüm’
KENDİMİZİ SINIRLAMAYALIM
Türkiye'de oyunculuk üzerine kariyer nasıl yapılır?
Her yönüyle bir şeyi düşünüp işe giremezsin, gönlünün istediği yolda gitmek diye de bir şey var. Önümüzde fırsatlar olur ya da olmaz ama kendimizi sınırlamamak lazım. 'O sektör kötü, bu sektör kötü' dersek hiçbir şey yapamayız. Zaten hayat, bu kadar da planlayarak yaşanmaz.
Televizyona yöneldikten sonra sanki tiyatroyu ihmal ettiniz.
Evet, 10 senedir tiyatro yapmıyordum ama önümüzdeki sezon konservatuvardan sınıf arkadaşım Hakan Gerçek ile 'Mikado'nun Çöpleri' oyununu hazırlayacağız. Tiyatro oyuncusu olarak beni tanımayanlar vardır, çünkü dizi ile tiyatroyu aynı anda denk getiremedim.
Aslında Devlet Tiyatrosu sanatçısıydınız. Ne oldu da istifa ettiniz?
Eğitim için Kanada'ya gitmeye karar vermiştim ve onun için de izin alamıyordum, o yüzden istifa ettim. Herkes 'Deli misin?' dedi ama Türkiye'ye döndükten sonra 10 yıl radyo programcılığı yaptım, çok zevkli günlerdi ama sonra bir anda 'Yetti' dedim ve radyoculuğu da bıraktım.
Kararsızlıkları olan biri misiniz?
Kararsızlıklarım yok, aksine hep riskler alıyorum. Bazen aklımla değil, kalbimle düşünürüm. Kendini acımasızca eleştiren biriyim; oynadığım rollerde "Aaa şöyle yapsaydım daha iyi olur" dediğim çok olur. Kendimi gereksiz yere pohpohlamam.
Sizin hakkınızda çok şey bilmiyoruz. İzole bir yaşam sürmek sizin seçiminiz mi?
Aslında izole yaşamıyorum. Normal bir insan nasıl yaşıyorsa öyle yaşıyorum. Özellikle kaçtığım ortamlar yok. Hayatımı açık yaşıyorum ve gizli, saklı da bir şey yapmıyorum. Zaten net bir insanım ve hayatıma dair büyük stratejilerim olmadı. Sırf piyasa yapmak için o davet senin, bu davet benim diyerek gezmem.
İŞİM GÜCÜM KENDİMLE
Son zamanlarda özel yaşamınızla da gündeme geldiniz. Fransız balet Gilles Kanert ile bir ilişkiniz var ama kendisinin ülkesinde evli olduğu iddia edildi. Bu durum sizi rahatsız etti mi?
Hayır, gerçeği bildiğim için rahatsız etmedi. Özel hayatımla gündemde olan biri olmadığım için herkes gibi yaşantıma devam ediyorum. Beni yıpratmak adına birileri tarafından basına servis edilmiş, tamamen yalan bir iddia. Özelimde hayat güzel gidiyor.
Aile olma konusunda geç kaldığınızı düşündüğünüz oluyor mu?
Ben bir kere evlendim. Okan Bayülgen ile iki yıla yakın evli kaldık. Ama kastettiğin çocuk sahibi olmaksa, eskiden çok düşünmüştüm. Artık öyle bir düşüncem kalmadı.
Bu düşünceniz ileride 'Keşke' dedirtir mi?
Eğer kader planımda olsaydı, olurmuş zaten... Olmadıysa da vardır Allah'ın bir hikmeti, o yüzden üstelemiyorum.
Hatalarınız var mıdır?
Olmaz mı! Hatalarım, pişmanlıklarım var ama yola onlarla devam ediyorsun ve tecrübe oluyor. Benim işim gücüm kendimle; hayata karşı merak ve açlık hep var.
ÖMÜR BOYU KOMEDİ OYNAYABİLİRİM
Tiyatroda uzun yıllar Süheyl&Behzat Uygur kardeşlerle çalıştınız, Televizyonda da kendinize komedi ağırlıklı bir yol belirlediniz. Bu özellikle sizin seçiminiz miydi?
Bildiğin gibi değil; ben komediyi çok seviyorum. Deseler ki, 'Ömür boyu komedi oynar mısın?'; muhtemelen oynarım.
Neden hâlâ kadın komedyenlerimiz yok?
Dikkat et dünyada da çok az var. Demet Akbağ, Perran Kutman, Ayşen Gruda, Yasemin Yalçın, Gupse Özay ve adını sayamadığım çok iyi komedi oyuncularımız var. Ama sahneye çıkıp stand-up tarzı işler yapan biri yok. Komedi oyunculuğu tercihimdir ama bende de stand-up'a yatkınlık yok.
GADDAR DEĞİL TATLI SERT BİR HOCA OLURUM
Uzun zamandır ortalarda yoksunuz, neler yapıyorsunuz?
Şimdilerde hocalık macerasına
başladım. Bugüne kadar
öğretmenlik bana çok yakın bir
konu olarak gelmemişti ama
oyuncu arkadaşım Volkan Severcan
bu konuda teklifte bulununca,
"Konservatuvarlı bir oyuncu
olarak bildiklerimi aktarmalıyım"
dedim. Önümüzdeki günlerde
İzmir'de, Folkart Academy
kapsamında konservatuvar düzeyine
yakın bir eğitim vermeyi
planlıyoruz. Tüm eğitmenler
kendi dallarında çok profesyonel
isimler.
Zor bir hoca mı olursunuz?
Asla gaddar olmam, üslubumda
sertlikten yana bir insan
değilim belki biraz disiplinli
olabilirim; tatlı sert diyelim...
Zaten yetenek sınavı yaptık. 15
bin başvuru olmuş; çünkü ücretsiz
bir eğitim olacak, hatta
şehir dışından gelecek olanların
da masrafını akademi karşılıyor.
İlk gün 340 kişiyi izledik, birkaç
kişi hariç neredeyse herkes üniversite
mezunuydu. Yani kimse
öylesine gelmemiş. Bu çok hoşumuza
gitti ve gözlerinde ateş
gördüğümüz çocukları seçtik.