Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu ile ünlü oyuncu Tolgahan Sayışman, Ramazan ayının ilk günlerinde GÜNAYDIN için Hotel Les Ottomans'da buluştu. İkilinin tanışma hikayesi, Türkoğlu'nun NBA'de LA Clippers forması giydiği günlere uzanıyor. Tolgahan Sayışman, kız kardeşiyle birlikte Los Angeles'ta bulunduğu dönemde, kariyerini bu şehirde sürdüren Hido'dan büyük destek görmüş. Yıllar sonra Sayışman, kendisi için özel bir anlam taşıyan bu şehirde hayatını Almeda Abazi ile birleştirdi. "Los Angeles bizim ortak şehrimiz" diyen ikili, sohbet sırasında LA'e birlikte gitmek için sözleşti. Keyifli anlara sahne olan sohbette; iki çocuk babası Türkoğlu, çiçeği burnunda evli Sayışman'a tavsiyelerde de bulundu. Sayışman da, abisi gibi gördüğü Türkoğlu'na gelecek planlarını sordu... İşte ikilinin bu özel buluşmada konuştukları...
HİDAYET TÜRKOĞLU: Amerika'da seninle güzel günlerimiz oldu... Düğününü de orada yaptın. Eşinle yeniden Los Angeles'a gitmeyi düşünüyor musunuz Tolgahancığım?
TOLGAHAN SAYIŞMAN: Evlendik döndük; her şey çok güzeldi... Haziran ayında Almeda ile birlikte yeniden Los Angeles'a gideceğiz. Siz de ailece gelin, orada buluşuruz inşallah abiciğim.
H.T.: İki yıldır gidemiyorum yoğunluktan dolayı... Eşim çok istiyor ama hem federasyon, hem de Cumhurbaşkanlığı'nın işleri nedeniyle çok çalışıyorum. Eve bile çok geç gidiyorum. Ama Ramazan'dan sonra biz de gitmeyi düşünüyoruz. Zaten Los Angeles, seninle ortak şehrimiz... Elbette Türkiye'yi başka hiçbir yere değişmeyiz ama bazen insanın bir şeylerden uzaklaşması gerekebiliyor. Kendisine vakit ayırmak istiyor. Sen de bunu çok iyi yaptın. Biraz uzaklaşıp Amerika'ya gittin. Orada İngilizce'ni ve oyunculuğunu geliştirirken, bir yandan da kendine özel bir zaman ayırmış oldun. Çok yoğun çalışan insanların böyle tatillere ihtiyacı oluyor.
T.S.: Amerika'da olduğum dönem kendime yatırım yaptım. Orada bana çok yardımcı oldun Hidayet Abi, çok sağol... Beni tanıştırdığın kişiler sayesinde çok değerli dostlar edindim. Benim Los Angeles'ta ayrı bir dünyam var... Kız kardeşim orada yaşıyor. Ben de çekimlerden fırsat buldukça gidiyorum. Orada yaşadığım sürede çok gurur duydum çünkü restoranlara gittiğimizde herkesin seninle fotoğraf çektirdiğini gördüm. Ne kadar çok sevilen bir sporcu olduğunu görmek çok gurur verici. Gördüğün ilgi muhteşemdi...
H.S.: Zaten hep birlikteydik orada seninle, çok güzel zamanlar geçirdik.
HAYRETLER İÇİNDE İZLİYORUM
T.S.: Hidayet Abi, çok önemli bir sporcuydun, şimdi de federasyon başkanlığı yapıyorsun. Peki, hiç oyunculuk yapmayı düşündün mü?
H.T: Çok oyunculuk teklifi aldım ama ben haddini bilen biriyim. (Gülüyor) Biz perfomansa dayalı bir iş yaptık. Oyunculuksa gerçekten çok farklı bir alan. Her projede ayrı bir karaktere bürünüyorsunuz, hayatınız çok farklı. Bunları başarabilmek için özel bir kabiliyet lazım. Sen o konuda çok başarılısın. İşinle ilgili kendini sürekli geliştiriyorsun. Bu, örnek alınması gereken bir davranış. Oyunculukta eksiklerini tamamladın, Türkiye'ye döndükten sonra çok başarılı filmlerde ve dizilerde oynadın. Amerika'dayken, yeni diziye başlayacağın zaman konuşmuştuk. O dizide evli ama başka birine aşık bir adamı oynayacaktın. Bunu nasıl başardığını sormuştum sana. Dizide iki kadın var, özel hayatında da kız arkadaşın var. Hatlar karışmıyor muydu? (Gülüyor) Senaryoların ezberlenmesi, çekimler, uzun saatler... Reklam filmleri bile 12-14 saatte çekiliyor. Mimikler, tavırlar... Seni hayretler içinde izliyorum Tolgahan... T.S: Dizi başka, özel hayat başka abiciğim... Yoksa işin içinden çıkamazsın! (Gülüyor)
H.T.: Peki hiç zorlandığın olmuyor mu kardeşim?
T.S.: Her mesleğin kendine ait zorlukları var tabii... İşin pozitif tarafından beslenirseniz, işiniz kolaylaşır. Ama gözünüzde büyütürseniz, zorlanırsınız. Ben de senin sporculuk hayatını çok zor buluyorum. Kendinizi her konuda disipline etmeniz gerekiyor. Her hafta milyonlarca insanın önünde oynuyorsunuz. Setteki uzun saatler bana zor gelmiyor, işin kaliteli çıkması için uğraşıyorum.
H.T.: Sporculuğun aksine oyunculukta yaş sınırı yok. Oyuncu olmasaydın sporcu olmak ister miydin Tolgahan?
T.S.: Çok isterdim, bunun için de çok uğraştım. Uzun yıllar futbol oynadım ama çok sakatlandım. Bir yandan da bu benim için bir şans oldu. Sporcu olamadığım için bana başka kapılar açıldı.
H.T.: Basketbola yeteneğinin olmadığını biliyorum. (Gülüyor) Peki, seni yakında yeni bir dizide izleyebilecek miyiz?
T.S.: Eylül ayı gibi güzel bir projeye başlayacağım. Şu anda kadro oluşturuluyor... Türkiye; sportif açıdan olduğu kadar, sinema ve dizi sektöründe de ciddi anlamda yurt dışına açıldı. Dizilerimiz birçok ülkeye satılıyor. Olağanüstü derecede ilgi görüyoruz. Geçtiğimiz ay Romanya'dan, Arnavutluk'tan gelen dergilerle röportajlar yaptık. Dizilerimiz Balkanlara ve Orta Avrupa'ya kadar yayıldı. 80 ülkede izleniyor. Amerikan dizilerine; hem senaryo, hem de çekim teknikleri açısından çok para harcanıyor. Sektörde çok güçlü olsalar da, pek çok ülkede Türk dizileri tercih ediliyor. Bunun nedenini araştırıyorlar şu anda.
H.T.: Senin gibi jönlerimiz olduğu için... Bence dizilerimize gösterilen ilginin sebebi bu... (Gülüyor)
T.S.: Başarımızın üstüne koyarak devam etmemiz gerekiyor. Bizim bir federasyonumuz yok ne yazık ki... Türk insanı, televizyon başında vakit geçirmeyi seviyor. İnşallah dizi sektörüyle ilgili sorunların hepsi çözülür.
'EŞKI YA'YI İZLİYORUM'
H.T.: Hep merak ederim; bir dizi kaç saatte çekiliyor?
T.S.: Bu çok değişken bir şey... O gün çekilecek sahnelere göre değişebilir.
İki karakterin yer aldığı, iki sayfalık bir senaryonun çekilmesi bir saat alabilir. Karakter sayısı üç kişinin üzerine çıkarsa, çekim süresi 1.5-2 saate uzayabilir. Tabii bu, yönetmenle de ilgili bir durum. Bir dizinin bir bölümü, ortalama 12-16 saatte çekiliyor diyebilirim.
H.T.: Gerçekten meşakkatli bir iş...
T.S.: Dizi izlemeyi sever misin Hidayet Abi?
H.T.: Eşim çok dizi izler... Ben de bazen eşime eşlik ediyorum. Düzenli olarak izlediğim bir dizi yok. Akşamları eve dönmem saat 21.30'u buluyor. Küçük kızımı uyumadan önce yakalayamıyorum bazen... Ama 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ı takip etmeye çalışıyorum. Senin dizini de epey izledim kardeşim... Balayınız bitsin de ailece görüşelim...
Her zaman yanındayım. Gurur duyuyorum yaptığın işlerle...
FENER'İN BAŞARISI TESADÜF DEĞİL
T.S.: Basketbolda takımlarımızın durumunu nasıl görüyorsun Hidayet Abi?
H.T: Ben bu konuya tarafsız yaklaşayım... Fenerbahçe'nin yakaladığı başarı tesadüf değil. Murat Ülker'in yıllardır basketbola verdiği destek ve sponsorlar çok önemli. Onların desteğiyle takımların kalitesi yükseliyor.
Doğal olarak da Fenerbahçe'ninki gibi başarılar geliyor.
Takım, her maç seyirci desteğiyle çıkıyor. Bunlar tabii ki basketbolseverler olarak bizi çok mutlu ediyor. Diğer takımlarımız da onları örnek alarak yatırım yapmaya başladı. Basketbol açısından çok önemli bir yıl yaşıyoruz.
Dört takımımız Euroleague'de mücadele etti. Galatasaray, Anadolu Efes, Darüşşafaka ve Fenerbahçe... Biz de federasyon olarak takımların yaptığı yatırımları destekliyoruz. Onların başarıları ülkemiz adına bizi çok mutlu ediyor.
T.S.: Abiciğim sen basketbolda tabuları yıkan birisin. NBA'de oynadın, önemli bir yol açtın. Bu bayrağı devredebileceğin gençler var mı?
H.T: Bence var... Bu gençlere bir şekilde imkan yaratmamız lazım. İşimiz bu noktada zorlaşıyor çünkü biz görevi sezon içinde devraldık.
Geçmişte yapılan birçok hata var... Türk oyuncuların ön planda olmaması, pek fazla oynatılmaması gibi. Bizse yeni kahramanlar yaratmak istiyoruz.
Furkan Korkmaz, Melih Mahmutoğlu ve Kenan Sipahi gözbebeğimiz olan oyunculardan...
Uzun yıllar A Milli Takım formasını taşıyacaklar. Birçok genç arkadaşımız var ve onlara yol açmamız gerekiyor.
Türk oyuncuların daha fazla süre alması ve sahada olması gerekiyor. Biz kulüplerimizle omuz omuza yürüyen bir federasyonuz.
Bizim gözbebeğimiz Milli Takım'dır. Kulüplerimiz kadar ülkemizi de temsil etmemiz gerekiyor. Milli Takım için yeni yıldızlar yaratmalıyız.
T.S.: NBA'deki oyuncularımızın performansını nasıl buluyorsun?
H.T.: Ersan (İlyasova) bu yıl iyi... Ömer Aşık, malesef küçük bir rahatsızlık geçirdi.
EVLİLİĞİN ÇOK YARARINI GÖRDÜM SEN DE GÖRECEKSİN
H.T.: Tolgahan, Los Angeles'a gelmemiş olsaydın seni yakından tanıma fırsatım olmayacaktı...
T.S.: Ben de senin çok komik ve esprili biri olduğunu gördüm abi... Neyi nerede konuşacağımızı iyi biliyoruz.
Bir yerde öyle bir laf edersiniz ki, söylemek istediğiniz şey çok farklı yerlere çekilebilir.
Bunun önüne geçmek için takındığınız tavır, ağırbaşlılık olarak görülüyor. Seninle bir araya geldiğimizde hep çok eğlendik çünkü eğlenceyi seven insanlarız. Ama bunu dışarıya yansıtmakta ikimiz de zorlanıyoruz.
(Gülüyor)
H.T.: Aslında ikimiz de ağırbaşlıyız, bunun için ekstra bir şey yapmıyoruz. Bu içimizde olan bir şey. İkimiz de çok iyi aile terbiyesi almış kişileriz.
Annemiz-babamız, bizi bu konuda çok iyi eğitmiş... Sonuçta sporculuk ya da oyunculuk hayatı bir yere kadar; insana yatırım yapmak önemli... Daha uzun, sağlıklı ve saygın ilişkiler kurabiliyoruz. Bizim seninle doğal halimiz böyle; herkese karşı aynıyız. Los Angeles öncesi seninle böyle bir samimiyetimiz yoktu. Pırlanta gibisin kardeşim... Efendiliğini, kibarlığını, ahlakını Los Angeles'ta daha yakından gördüm.
T.S.: Teşekkür ederim Hidayet Abi.
H.T.: Senin için doğru olan insanı bulman da beni çok mutlu ediyor. Evliliğin iş hayatın için de çok faydalı olacağını düşünüyorum. Ben evliliğin çok yararını gördüm. Senin evliliğin nasıl gidiyor kardeşim?
T.S.: İnsanın iç huzuru yakalayabilmesi için evlilik çok önemli bir husus. Manen huzuru yakalarsanız, başarı da arkasından gelir.
H.T.: Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır.
İnşallah bol çocuklu bir aile olursunuz... 30 yaşında baba oldum, keşke daha erken çocuk sahibi olsaydım. Siz ne zaman çocuk düşünüyorsunuz?
T.S.: Kısmet... Çocuğumuzun olmasını istiyoruz. Mevlam ne zaman kısmet ederse, biz hazırız.