20 yıllık eğitimcilik tecrübesini Bahçeşehir Koleji Bursa Modern Okul Müdürlüğü gibi bir ünvanla taçlandıran Ayça Tayar ile eğitimcilik, yöneticilik ve kadın olmak üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Eğitim sektörünün kadınların uzun yıllar çalışabilecekleri bir sektör olduğunu söyleyen Tayar, kadınların en çok hemcinsleri tarafından engellendiklerini söylüyor.
Öncelikli olarak eğitimci geçmişinizden bahsedebilir miyiz?
Meslek hayatıma Marmara Üniversitesi yabancı diller bölümünde okutman olarak başladım. Daha sonra Uludağ Üniversitesi'nde yine yabancı diller bölümünde okutmanlık yaptım. Sonra yenilik arayışına girdim ve üniversitedeki görevimden istifa edip Bursa'da özel bir eğitim kurumunda ingilizce öğretmenliği yaptım. Oradaki 6 yıllık geçmişimin sonunda yabancı diller bölüm başkanı iken görevimden ayrıldım ve Nilüfer Bahçeşehir Koleji'nde müdür yardımcılığı görevini üstlendim, 5 aylık sürecin sonunda da Bursa Modern Kampüsünün müdürü oldum.
Türkiye eğitim sisteminde doğru bir yol izliyor mu sizce?
Dünyanın birçok yerinde özellikle kalabalık genç nüfuslu ülkelerde dershanecilik farklı adlarla da olsa mutlaka yapılıyor. Çünkü okullar öğrencilerin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamıyorlar. Biz işin mutfağındaki kişiler olarak dershaneciliğin tam olarak kalkabileceğini düşünmüyoruz. Belki adı değişecek ama o hizmetin verilmesi gerekiyor hâlâ.
Özel okullara talebin giderek artmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özel okula yönelme zaten olması gereken bir durumdu bana göre. Her şeyden önce ülkemizde çalışan kadın sayısı arttıkça çocukların tam gün eğitim alması gündeme gelmeye başlıyor, üstelik aileler artık eğitim konusunda daha bilinçli ve tam gün eğitimle istedikleri kaliteyi ancak yakalayabileceklerinin farkındalar. Tam gün eğitim de devlet okullarında sağlayamadıkları için özel okullar tercih ediliyor.
Aynı şehirde neden şubeleşmelere gidiliyor?
Şubelerin öğrenci profilinin büyük bölümü kurulduğu toplu yaşam alanlarından oluşuyor. Sanırım zaman ilerledikçe zincir eğitim kurumları toplu yaşam alanlarının içinde şubeleşmeye gidecektir.
Çalışan kadın olmak zor mu?
Çalışan kadın olmanın zorluklarını her kadın gibi ben de yaşadım. Kadının Türk toplumunda büyük fedakarlıklar göstermesi gerekiyor çalışmak için ancak çalışan kadın imajının oturmasını da inatla çalışarak sağlayabileceğimizi düşünüyorum. Bu nedenle iş kuran kadın arkadaşlarımı yürekten destekliyorum ve her türlü ihtiyacımı onların işyerlerinden karşılamaya özen gösteriyorum hatta herkesi de örgütlemeye çalışıyorum. Çünkü kadınların alanlarında başarılı olması önemli bir şey.
Sektörünüzün, çalışmak konusunda sizi desteklediğini söyleyebilir miyiz?
Ben şanslıyım çünkü çalıştığım sektör eğitim sektörü ve sizin aldığınız da verdiğiniz de sevgi. Bu da sektörün kadınlar için daha uygun olmasını sağlıyor.
KADINLAR BİR ADIM ÖNDE DURUYOR
Kadınların çalışması önünde en çok kadınlar mı erkekler mi engel?
Kadınların kadınlara daha az fırsat verdiklerini düşünüyorum. Benim kişisel fikrim tabii. Sanırım 'kadınlar bu işi beceremez' biçimindeki bakış açısı içimize öyle sinmiş ki, şimdi kendi aramızda bir mesai arkadaşımız bir adım öne geçtiğinde 'ben niye yapamadım' bakışı kadınlarda daha sık karşılaşılan bir bakış.
Eşinizin çalışma hayatında size desteği ne düzeyde?
Kararlarımı aldıktan sonra paylaşan bir kadın olmama rağmen her zaman ve her koşulda yanımda olmuş bir eşim var ve bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Eşim en büyük destekçim kesinlikle.
Bir kadının yönetici olması yönettiği kuruma ne katar?
Biz yönetici kavramı yerine eğitim lideri kavramını kullanmayı tercih ediyoruz. Şunu kabul etmek lazım ki, lider ne kadar başarılı olursa olsun ekibiyle bütünleşmedikçe yapılan işlerin iyi sonuçlar vermesi mümkün değildir. Bence kadınlar bütünleşmeyi sağlamak konusunda sarıp sarmalayıcı özellikleri ile bir adım daha önde duruyor olabilirler bu noktada. Bu nedenle de ekip ruhu oluşturmak adına kadınların farklı bakış açılarıyla çok şey kattıklarını düşünüyorum çalışma hayatına.
