Köyde yaşayan vatandaşlar, kestikleri kurbanların belli kısımlarını ayırarak köyün merkezinde bulunan cami avlusunda bulunan et pişirme yerine götürüyorlar. Tam bir asırdır her Kurban Bayramının birinci günü bu imece usulü et pişirmeyi devam ettiren Akardereliler, geleneği devam ettirmek için bu işin üstüne düşmeye devam ediyorlar. 15 kişinin görevli olduğu et pişirme noktasında toplanan etler küçük parçalar haline getiriliyor. Bol su ile yıkana kurban etleri, daha sonra pişirilmek üzere dev kazanlara konuluyor.
Yaklaşık 6 saat meşe odunu ateşinde pişen etler, daha sonra köyün k'hyasının caminin minaresinden yaptığı anonsla etin piştiği köylülere duyuruluyor. Eline kapını tenceresini alan köylüler, caminin avlusunda kuyruk oluşturarak görevlilerin pişmiş etleri dağıtmasını bekliyor. Etler her köylüye ve köy dışından gelen misafirlere eşit bir şekilde dağıtıldıktan sonra köyün imamı etlerin bereket ve bolluk duasını yapıyor. Daha sonra kapına tenceresine etini alan vatandaşlar, akşam yemeğini yemek için evinin yolunu tutuyor.
30 yıldır köyün geleneği üstlendiğini anlatan 56 yaşında köyün aşçısı İsa Bayraktar, 12 yaşında dedelerinin yanında kurban eti pişirmeyi öğrendiğini söyledi. Bayraktar, gelen nesillere geleneği aktarmaya devam edeceğiz. Geleneği kaybetmemeye çalışacağız' dedi.
Köyün Muhtarı Erdoğan Erel, dedelerinden kalma geleneği devam ettirmeye çalıştıklarını söyledi. Bu gelenek sayesinde kurban kesemeyen köylülerin de pişmiş et yediklerini açıklayan Erel, 'Çocuklarımızdan torunlarımıza kalması güzel bir gelenek. Çocuklarımız torunlarımız bu geleneğe sahip çıkarlar ve devam ettirirler' dedi.
