Yaprak üzerine hüsn-i hat sanatını el yordamıyla öğrenen 52 yaşındaki diş hekimi Aynur Handan Temelöz, çok az sayıda kişinin bildiği bu sanatı yaşatmaya çalışıyor. Osmanlı Devleti'nin ilk üç katlı hanı Balibeyhan Geleneksel Sanatlar Çarşısı'ndaki küçük 'Tüy Kalem Atölyesi'nde çalışma yapan Temelöz diş hekimliğinden sanatçılığa geçişini anlattı. Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi mezunu olan Temelöz 15 yıl mesleğini yapmış. Diş hekimliği yaptığı dönemde resim ve heykel ile uğraştığını, daha sonra tevafuklarla yaprak üzerine hat sanatıyla tanıştığını belirten Temelöz son 10 yılını ise tamamen bu sanata vermiş. Türkiye'de sayılı kişinin bu sanatı yaptığını ifade eden Temelöz "500 yıllık bu zanaata hat sanatının bir yan kolu gibi bakabiliriz. Eskiden hattatlarımız kağıda yaptıkları gibi kurutulmuş ve sadece damarları kalmış yaprak üzerine de 24 ayar altınla hat çalışmışlar. Ben, hattat değilim. Bu sanatı, antikacılarda gördüm, keşfettim, yaprak üzerine uygulamaya başladım" diye konuştu.
KELEBEK GİBİ HASSAS
Temelöz, önceleri yaprakların üzerine minyatür yaptığını daha sonra ise hat çalışmaya başladığını dile getirerek, "Yaprak üzerine hüsn-i hat sanatı, çok zarif, özen isteyen, çalışırken çok sabır isteyen bir zanaat" dedi. Hindistan ve çevresinde yetişen banyan ağacının yapraklarının damarlarının çok sık ve iğne oyası gibi estetik olduğunu söyleyen Temelöz, eski hat ustalarının yaprakları da kendilerinin ürettiğini, defter aralarında yaprağın sadece iskeletinin kalmasının beklendiğini fakat bunun yıllar alan bir işlem olduğunu anlattı. Yaprağı balyasından çıkardıkları andan itibaren çok hassas davranmaları gerektiğini anlatan Temelöz şunları söyledi: "Kelebek kanadı hassaslığında bir yaprak, o yüzden sabırlı ve özenli davranmamız gerekiyor. Elime yaprağı aldığımda çalışacağım hattın büyüklüğüne uygun bir yaprak seçmek durumundayım. Yaprağın şekli, hatta uyumu önemli. Seçtikten sonra yaprağın üzerinden asetatlı kalemle belli belirsiz kontörleri çiziyorum. Sona akrilik boyayla belki 3-4 kez boyayarak, gözenekleri doldurarak hattı bitiriyorum. Daha sonra ise altın uygulama aşamasına geçiyorum. Sıvı hale getirilmiş altını sürüyor, 'mühreleme' dediğimiz bir işlemle parlatıyorum."