Bursa'da doğa ve çevre hassasiyeti ile öne çıkan DOĞA-DER ile pazar yürüyüşüne katıldım. Dernek pazar günleri kentin beton duvarları arasına sıkışıp kalmış insanları, Uludağ ve Bursa'nın bilinmeyen, keşfedilmemiş su kaynakları ve kanyonları ile buluşturuyor. Yürüyüş kar, şiddetli yağmur benzeri hava koşullarında bile gerçekleşiyor. Dağa tırmanma ve doğa yürüyüşleri ile tanınan aktivist Nurşen Demir'e pazar günkü doğa yürüyüşüne katılmak istediğimi söyledim. Demir bizi 18 km'lik sert bir parkurun beklediğini belirtse de kabul ettim. Sabah saat 8'de Kent Meydanı'nda buluştuk. Yürüyüşe 52 kişi katıldı. Yürüyüşün başlangıç noktası olan Sait Abat Köyü'ne minibüsle geldik. Bursa'dan 12 km uzakta yer alan Sait Abat köyüne, yemyeşil çimenler ve çınar ağaçlarıyla çevrili bir alan. Uludağ eteklerindeki şelalenin aktığı kanyon, doğa sporları ile uğraşanların buluşma noktası.
EN ÇOK ERKEKLER MOLA İSTEDİ
Yürüyüş sırasında sık sık mola verildi. 40 yaş üstü erkeklerin yürüyüş sırasında zorlandığı görüldü. Parkur da kadınlar daha rahattı. Sayıca kalabalık olan kadınlar molaya ihtiyaç duymazken, erkekler ise her 30 dakikada bir mola ihtiyacı olduğunu belirtti. Saat 13.30 gibi Alacam'da yemek molası verdik. Alabalık ve mıhlama mükemmeldi. Yol boyunca Demir ile sohbet ettik. Dağın ortasına kondurulan evleri görünce öfkeleniyordu. Haksız da değildi. Hepimizi en çok da çöp yığınına döndürülmüş dere kenarları üzdü. Alaçam Şelalesi'ne Kestel'den ulaşılıyor. Köyün yaz kış konukları eksik olmuyor. Öyle muhteşem bir doğa ki şelalenin seki 300 metreden rahatlıkla duyuluyor. Kuş sesi ile su sesi birbirine karışıyor. Şehrin beton duvarları arasında sıkışıp kalan insanlar rahat bir nefes almış, stres atmış, yeşile doymuş bir şekilde evlerinin yolunu tutuyor.
