Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika ziyaretinde 3 önemli başlık var. Birincisi Amerika Başkanı Obama ile görüşmesi, ikincisi ziyaretin asıl nedeni olan Nükleer Güvenlik Zirvesi, üçüncüsü ise Maryland'daki Amerika Diyanet Merkezinin açılışı. Erdoğan'ın Washington ziyaretini sabah.com.tr yazarı Taha Dağlı analiz etti 1-ZİYARETİN EN ÖNEMLİ AYAĞI OBAMA GÖRÜŞMESİ Mİ? Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika'ya ilk kez gitmiyor, Amerika Başkanıyla da ilk kez görüşmüyor. Ama bu durum öyle bir hale getirildi ki sanki Türkiye Cumhurbaşkanı'nın tek gündemi var o da Amerika Başkanı ile görüşebilmek. Görüşecek mi, görüşemeyecek mi, kaç dakika görüşür, Obama onu reddeder mi, randevu verir mi, gibi sayısız polemik ortaya atıldı. Ama sonuçta Beyaz Saray'ın resmi açıklamasına göre Erdoğan-Obama görüşmesinin gerçekleştirileceği vurgulandı. 2-OBAMA'NIN PROGRAMI? 52 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı bir zirve yapılıyor. Amerika Başkanı Obama'nın resmi programı ise kısıtlı sadece birkaç liderle görüşme planlanmış, onlardan biri Çin Devlet Başkanı. Nükleer Güvenlik Zirvesi olduğu için Kuzey Kore'nin nükleer tehditlerine karşı bölge ülkelerinin Çin, Japonya, Güney Kore gibi ülkelerin liderleriyle Obama'nın görüşme yapması, bu zirve gereği, kaçınılmaz bir durum. 3-İTİBARSIZLAŞTIRMA FAALİYETLERİ? Nükleer Güvenlik Zirvesinden haftalar önce itibarsızlaştırma lobisi faaliyete girdi. Burada da başı FETÖ'nün ABD'deki merkezi çekti. Mesela Cumhurbaşkanının Brookings Enstitüsündeki programa katılmak için ricada bulunduğu haberleri ortaya atıldı. Bu durum karşısında Enstitü bizzat açıklama yaparak, o haberleri yalanlamak durumunda kaldı. 4-ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ Amerika ile Türkiye ilişkileri 2013 öncesine göre kötü durumda. Ancak bu ilişki sürecini sağlıklı analiz etmek gerek. Çünkü bu süreçte ilişkileri bu noktaya getiren Amerikan yönetimi oldu. Özellikle Suriye politikalarındaki inişli çıkışlı durum ve PKK'nın Suriye uzantısı PYD terör örgütüne verdikleri açık destek, Türkiye tarafından kabul edilebilir bir durum değildi. Yani bugün iki ülke arasındaki ilişkilerin düzeyinin azalmasında birinci sorumlu Obama yönetimi oldu. 5-ABD, TÜRKİYE'DEN NASIL BİR YAKLAŞIM BEKLİYOR? Şöyle bir manzara çıkıyor, ABD Türkiye'nin hassasiyetlerini göz ardı etsin, PYD'yi desteklesin, sonra Türkiye'den hiçbir ses çıkmasın, Amerika böyle istiyor. Aslında problemin temeli burada. Amerika Türkiye'yi yakından ilgilendiren her politikasında bizim hassasiyetlerimize saygı göstermeyecek sonra Türkiye'den saygı bekleyecek. Doğal olarak Türkiye tepki veriyor ve sonrasında ABD'deki FETÖ lobisi ve onların peşine takıldıkları Neoconlar, Türkiye karşıtı algı operasyonlarına giriyorlar. 6-OBAMA'NIN TÜRKİYE'DEKİ TEK DERDİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ MÜ? Günlerdir Türkiye-ABD ilişkileri tartışılıyor. Ve sürekli deniliyor ki Obama yönetimi Türkiye'de basın özgürlüğünden, vs endişe duyuyor. Kimse kimseyi kandırmasın bugün Amerika'da medyanın ne kadar özgürlüğü olduğu ortada, hatta siyahilere yönelik polis saldırıları, onları takip eden gazetecilere nasıl baskılar yapıldığı ortada. Üstelik bir de ABD yönetiminin ulusal güvenlik gerekçesiyle medyaya uyguladığı sert baskılar var. Tüm bunları yan yana koyunca, ABD kendi ülkesinde yaptığı ihlalleri görmezden gelip, Türkiye'de hukuk çerçevesinde alınan kararlara ses çıkarma hakkına sahip değil. 7-OBAMA'NIN SON GELİŞMELERE BAKIŞ AÇISI TARTIŞILIYOR MU? Brüksel'de terör saldırıları oldu, Obama o gün Küba'da beyzbol maçındaydı, ertesi gün Arjantin'de tango yaptı. Suriye'de ihlal edilen ateşkes süreci ve Cenevre'de devam eden müzakereler var, bununla birlikte Ortadoğu terör saldırılarına hedef oluyor, on binlerce mülteci kapatılan sınırların arkasında Avrupa tarafından perişan edilmiş durumda. Amerika yönetimi, tüm bu olup biten karşısında, hiçbir sıkıntı yokmuş gibi davranıyor. Obama'nın özellikle Brüksel'deki terör saldırıları karşısındaki duyarsızlığı tartışmaya açıldı ancak diğer konulardaki duyarsızlığı konuşulmuyor bile. 8-AMERİKA, TÜRKİYE'NİN HASSASİYETLERİNE SAYGI GÖSTERECEK Mİ? Obama'nın başkanlıktaki son virajına girildi, Kasım ayında seçim var ve yeni başkan Ocak 2017'de koltuğu devralana kadar Obama var, sonrasında ise Obama olmayacak. Türkiye-Amerika ilişkileri ise mutlaka devam edecek, tabi burada Türkiye'nin en büyük önceliği Suriye'deki kriz ve PKK-PYD yapılanması. ABD, Türkiye'nin kırmızı çizgilerinin geçilmesine izin vermedi ancak PYD'nin Azez-Cerablus arasındaki koridora yönelik saldırılarını da tam olarak engellemiş değil. Yani Amerika, henüz müttefiki Türkiye mi yoksa PYD mi, buna tam olarak karar vermiş değil, ancak önümüzdeki süreçte buna karar verecekler, yoksa Türkiye-ABD ittifakının zedelenmesi onların da işine gelmeyecek bir durum. 9-ERDOĞAN'IN 'VAZGEÇİLMEZ' VURGUSU Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüşmesinde iki ülke arasındaki ittifakta vazgeçilmez unsurlardan bahsetti. Şu bir gerçek ki Amerika, Türkiye'ye bir çok konuda ihtiyaç duyuyor, Türkiye'yi karşısına almak, Türkiye'yi yok saymak, Amerika'nın bölge politikalarına katkı sağlamaz aksine zarar getirir. Elbette Amerika da Türkiye'nin hassasiyetlerine saygı gösterdikten sonra Türkiye'nin de Amerika ile ittifakta kazançlı olacağını söyleyebiliriz. Bu anlamda karşılıklı bir vazgeçilmezlik sözkonusu. 10-ERDOĞAN'IN MUSEVİ HEYETİYLE GÖRÜŞMESİ FETÖ ve uzantılarının manipüle etmeye çalıştıkları bir diğer durum da Cumhurbaşkanının Musevi temsilcileriyle yaptığı görüşme oldu. O görüşmeden yola çıkıp, Erdoğan'ın İsrail çizgisine kaydığını falan iddia ettiler oysa Türkiye'nin Filistin'e bakışı ortada, İsrail'e tavrı da ortada. Üstelik görüşmede Cumhurbaşkanının Musevi heyetine Mescid-i Aksa konusundaki uyarıları dikkat çekiyor, her ne kadar heyet 'dezenformasyon var' dese de Erdoğan, 'bizdeki bilgiler tam aksini söylüyor' diyerek Türkiye'nin Kudüs ve Mescid-i Aksa hassasiyetini bizzat ABD'deki Musevi temsilcilerine bildiriyor.