Türkiye'de 2002'den bu yana tek başına iktidar olan AK Parti, 14 Ağustos 2001'de Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde kuruldu. 1972'de kurulan ve Necmettin Erbakan'ın liderliğini yaptığı Milli Selamet Partisi'nin (MSP) ardından, 'Milli Görüş' hareketini temsil eden Refah Partisi (RP) ve Fazilet Partisi'nin (FP) 'yenilikçi mirasçısı' olarak ortaya çıktı Erdoğan, partinin kuruluş çalışmalarına, okuduğu bir şiirden dolayı aldığı hapis cezasının infaz edildiği Kırklareli Pınarhisar Cezaevi'nde başladı. Fazilet Partisi'nin 2000'de, Refah Partisi'nin devamı olduğu gerekçesiyle kapatılmasının ardından, partinin içindeki 'yenilikçi' kanat yeni siyasi parti arayışının parçası oldu. Erdoğan hapisten çıktıktan sonra 'Milli Görüş'ün yanı sıra, farklı görüşlerden insanları bir araya getirecek bir siyasi parti kurmayı hedefledi. Aralarında Abdullah Gül, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener, Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu ve Hayati Yazıcı gibi isimlerin yer aldığı grup, Anadolu'nun farklı bölgelerinde yeni oluşum için halkın nabzını yoklamaya başladı. Bu yeni oluşum, uzun süren planlama sürecinin sonunda, 14 Ağustos 2001'de partinin kurulduğunu ilan etti. Parti içinde Milli Görüş'ün yenilikçi yüzlerinin yanı sıra, özellikle merkez sağ ve Anavatan Partisi kökenli isimler yer aldı. Yeni çizgisini 'muhafazakâr demokrat' olarak belirledi. Partinin 16 Ağustos 2001'deki ilk genel kongresinde Erdoğan genel başkan seçildi. Bu dönemde iktidarda olan koalisyon hükümetinde yaşanan siyasi kriz ve ekonomik bunalım nedeniyle, AK Parti, 2002 Genel Seçimleri için kısa süre içinde anketlerde öne çıkan parti konumuna geldi. Seçimlerden 10 gün önce, dönemin Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 'Siyasi Partiler Yasası'nı ihlal ettiği gerekçesiyle AK Parti'nin kapatılması istemiyle dava açtı. Ancak davaya rağmen kuruluşunun üzerinden yaklaşık 14 ay geçtikten sonra 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimlere katılan AK Parti, yüzde 34,29 oyla tek başına iktidar oldu. İşte seçimler sonrası gazetelerin manşetleri... İşte seçimler sonrası gazetelerin manşetleri... İşte seçimler sonrası gazetelerin manşetleri... İşte seçimler sonrası gazetelerin manşetleri... İşte seçimler sonrası gazetelerin manşetleri... İşte seçimler sonrası gazetelerin manşetleri... İş başına geldikten sonra ekonomik gelişime ağırlık veren parti, bu alanda önemli bir ilerleme sağladı. 2001 ekonomik krizinin etkileri zamanla hafiflerken işsizlik ve enflasyonda düşüş yaşandı. Ekonomide sağlanan bu ilerleme sonrasında AK Parti, 2004'te yapılan yerel seçimlerde de sandıktaki başarısını sürdürdü. Parti, kritik seçimlerde oy oranını yüzde 42'ye yükselterek, İstanbul, Ankara ve Adana gibi önemli şehirlerde belediye başkanlıklarını elde etti. Üst üste ikinci seçimi de kazandıktan sonra ekonomi ve dış politika ağırlıklı siyasetini sürdürdü. Bu süreçte laiklik tartışmaları, siyasette askerin rolü gibi konular, partinin özellikle ilk döneminde sık sık gündeme geldi; AK Parti bu konularda yoğun biçimde eleştirildi. Siyasi taraflar arasındaki gerginlik 2007'de en üst noktaya ulaştı. Geniş katılımla farklı şehirlerde gerçekleştirilen Cumhuriyet mitinglerinde hükümete sert tepki gösterilirken, Erdoğan ve Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkıldı. Aynı yılki genel seçimler öncesinde 'e-muhtıra' olarak bilinen, 27 Nisan tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde hükümete karşı yayınlanan bildiri seçimleri farklı bir boyuta taşıdı. Aynı yılki genel seçimler öncesinde 'e-muhtıra' olarak bilinen, 27 Nisan tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde hükümete karşı yayınlanan bildiri seçimleri farklı bir boyuta taşıdı. 2007'deki seçim zaferinin ardından da laiklik tartışmaları devam etti. 2008'de 'laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu' gerekçesiyle AK Parti'nin kapatılması istemiyle dava açıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, kapatılması ve Başbakan Erdoğan başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahil 71 kişinin 5 yıl süre ile siyasetten uzaklaştırılması istemiyle hazırladığı iddianameyi Anayasa Mahkemesi'ne sundu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, kapatılması ve Başbakan Erdoğan başta olmak üzere, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahil 71 kişinin 5 yıl süre ile siyasetten uzaklaştırılması istemiyle hazırladığı iddianameyi Anayasa Mahkemesi'ne sundu. 2008 yılının kapatma davası dışındaki diğer önemli gelişme başta ABD olmak üzere çok sayıda ülkeyi etkileyen küresel mali kriz oldu. Krizin etkileri Türkiye'ye belirgin bir şekilde yansımadı, ancak 2009 yerel seçimlere söz konusu krizin gölgesi altında gidildi. AK Parti bu seçimde, daha önce sürdürdüğü oy artışını kaybetti ve seçim sonuçlarına göre oyların yüzde 39'una ulaştı. Buna rağmen iktidar partisi, seçimlerde birincilik unvanını korurken, büyükşehirlerdeki belediyeleri de korumayı başardı. AK Parti, 2010'da bazı anayasal değişikliklerini öngören paketi gündeme getirdi. Anayasa Mahkemesi ve Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısını değiştiren, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı getiren, askerlerin sivil mahkemede yargılanmalarını sağlayan ve daha birçok değişiklik içeren paket referadumdan yüzde 58 oyla geçti. Eylül 2012'de, iki yıllık siyasi geçmişi olan Halkın Sesi Partisi (HAS Parti), AK Parti'ye katılma kararı aldı. 17 Aralık 2013'te yolsuzluk ve rüşvet operasyonu adı altında Devlete yapılan darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. AK Parti, 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde yüzde 45 oy alarak sandıktan birinci çıktı. 2014'teki cumhurbaşkanı seçimi AK Parti için yeni bir dönemin başlangıcı oldu AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos'ta yapılan ilk turda yüzde 51,8 oy alarak Türkiye'nin halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı oldu. Davutoğlu, 27 Ağustos'ta yapılan kongreye tek aday olarak girdi, geçerli 1382 oyun tamamını alarak AK Parti'nin ikinci genel başkanı oldu