Şu günlerde 'Çocuklar Gülsün Diye' adlı yardım projesi üzerine çalışan ve 28 Temmuz'da Kuruçeşme Arena'da vereceği konsere hazırlanan Gülben Ergen, sanat dünyasının bir diğer ünlü ismi Mustafa Erdoğan'la olan evliliğiyle de her zaman göz önünde. Geçmişte, eşi tarafından aldatıldığı yönünde iddialar ortaya atılan sanatçı, üç çocuk sahibi bir anne olarak evliliğinde mutlu bir tablo çiziyor. Çeşme'de yakın dostu Nihat Odabaşı'nın objektifinin karşısına geçip fotoğraf çekimi gerçekleştiren Gülben Ergen; evliliğini, özel yaşamını ve planlarını GÜNAYDIN'a anlattı... - Uzun süredir uğraş verdiğiniz 'Çocuklar Gülsün Diye' projesinde son durum nedir? 'Çocuklar Gülsün Diye' kampanyası için aylarca ön çalışma ve araştırmalar yaptık. İlk ana okulumuzu Tokat'ta, ikincisini Mardin'de açtık. Şimdi Trabzon ve Erzurum'da inşaatlar sürüyor. Ailelere, okul öncesi eğitimin önemini anlatmak için çaba sarfediyoruz, uğraş veriyoruz. - Hangi aşamalardan geçti bu proje? Zor aşamalar hâlâ bitmedi, güveni korumak, dünyanın en zor işi. Her inşaat, her konan tuğla bir sorumluluk. Tamamlanması gereken evraklarımız, imzalarımız o kadar fazla ki... Alıştım ben artık. Gerçekten insanı bezdirircesine zor ama 'Kurunun yanında yaş da yanmasın diye buna mecburuz' dedi yetkililer. 'Her para toplayan sizin gibi iyi nıyetli değil, bunları yapmak zorundayız' diye açıkladılar. HERKESTEN DESTEK BEKLİYORUZ - Sürdürdüğünüz bu projede yeterince destek gördüğünüze inanıyor musunuz? Ülkemizde insanlarımızın ekonomik sorunları çok, ancak aynı oranda yardımseveriz. Güvenimizi kıran çok şey yaşandı bağış konularında. Projemizin ilk başladığı günlerde sekiz üniversitede basının alınmadığı paneller düzenledim. Gençlerin duyarsızlığını haklı çıkartacak çok fazla örnek olduğu biliniyor ama biz saatlerce konuştuk. Bir liranın, beş liranın önemini, değerini anlattım onlara. Mardin anaokulumuzun iç donanımını Bahçeşehir Üniversitesi öğrencileri üstlendi, çok gurur vericiydi. Yeterince destek görüyor mu? Evet, beni projeyi bir türlü bitirmemem için zorlayacak kadar güzel destek görüyor. SMS gelirlerimiz her ay inşaatlarımıza yollanıyor. - Ne gibi bir destek bekliyorsunuz Türkiye'deki kurumlardan ve insanlardan? Beyaz'ın programına kampanyayı anlatmak ve bağış toplamak için katıldığımda canlı yayını arayan Engin Tuncer, sahip olduğu aile yadigarı markası Eyüp Sabri Tuncer adına Trabzon anaokulumuzun tüm maliyetini üstlendi ve ödemesini yaptı. Bir genç aradı, 'Biz üç kardeşiz. Geçen sene babamızı kaybettik. Babamızın adını verebileceğimiz bir okul yaptırmak istedik. Sizin anaokullarından birisinin yapımını üstlenmek istiyoruz' dediler. Topladığımız bağışlarımızı Sinop ve Hatay'a yönlendirdik. İnsanlık bu işte, sağ olsunlar. - Gülben Ergen nedense hiç üzülmeyen, kırılmayan, güçlü bir kadın olarak görülüyor. Bu yıpratıcı olmuyor mu? Gerçek değil ki yıpratsın. Ben üzülürüm, ağlarım, gücüme gider, bozulurum, canım da yanar. Bunu kameralarla, muhabir arkadaşlarla paylaşmamışımdır, bu yüzden bilinmez. Ayrıca güçlü olduğum da doğrudur. Ancak insan güçlüyse de canı yanar, gözünden yaş akar. İÇİMİ ŞİŞİRMEM, PAYLAŞIRIM - Yaşam terapistleri bazı insanların yaşadıklarını iç dünyalarında sakladıklarını, bu yüzden yaşlandıkça daha da büyük zorluklar çektiklerini söylüyorlar. Siz de iç dünyanızda yorulup kendinizle baş başa kalınca çözülenlerden misiniz? Kendi kendime çözdüğüm doğrudur ama beni yakın tanıyanlar bilirler. İç dünyamda falan saklamam hiçbir şeyi. Ben anlatırım, paylaşırım, sorarım. İçimi şişirmem, konu neyse... Yaptığımın da doğru olduğunu düşünüyorum. - Tamamen silmek istediğiniz anlarınız neler? Asla hatırlamak istemediğiniz anlar? Silmek istediğim olaylar, ailemde kaybettiklerimdir ama silemem. Ölüm de, acı da yaşamın içinde var. Unutamadığım anlar ise, çocuklarımın dünyaya gelişini ilk gördüğüm anlardır. Hayatımın sonuna kadar unutamam. BİR SİYASETÇİDEN GÜÇLÜYÜM - Kendinizi siyasi bir platformda görüyor musunuz? Siyasi duruşunuz var mı? Bence her sanatçının toplumsal duyarlılıkları olmalıdır. Bu da ister istemez bir siyasi duruşu gerektirir. Ben durduğum yerde gerektiği ya da benim uygun gördüğüm zamanlarda sesimi fazla yükseltmeden, altını çizmeden, mesajlarımı büyük kitlelere duyurabilme şansına sahibim. Hatta bir siyasetçiden daha bile güçlü olabilirim kitlelere ulaşmak konusunda. Sanatçının sevenlerinin dili, dini, rengi, ırkı olmaz. Müzik her kapıyı açan ve her rengi, sebebi sadece 'insanlık' olduğu için buluşturabilen mucizevi bir güçtür, ben bu güce sahibim. - Evliliğinizde heyecanı korumak için neler yapıyorsunuz? Tavsiyeleriniz var mı? Herkesin evliliği farklı, kişiliklerimiz, beklentilerimiz farklı. Şimdi ben burada çorba tarifi verir gibi 'evlilik nasıl uzun tutulur' tarifi veremem. Zaman zaman akıl almaya ihtiyacım olabiliyor. Altı sene bitiyor evliliğimizde. Bence hayatı besleyen seyler; ayrılıklar, seyahatler, iş, güç, amaçlar, telaşlar... Tüm bunlardan arta kalan zamanlar da evlilik. FAZLA DOMİNANT VE AKILLIYIM - Gülben Ergen nasıl bir kadın? Zor, güçlü, fazla akıllı, ürkütücü, sinirli, dominant... Bunu başkalarına sormak lazım, insan kendini nasıl özetler ki? BOL BOL YÜZÜYORUM - Fiziğiniz çok güzel. Bu nasıl oldu? Spor sayesinde mi yoksa evde çocukların peşinde koşturmaktan mı? 'Doğum nedeniyle alınan kilolar vücutta kalıyor' tezini yok saydım öncelikle. Hiç acele etmedim, hemen kilo vermedim. Tam bir sene sonra verdim doğum nedeniyle alınan kilolarımı. Yüzüyorum, egzersiz yapıyorum. Zaman zaman da mezoterapi seanslarına girdim ve 'eximia' adlı aletten faydalandım. DANSÇI KIZLARI MI ARAŞTIRACAĞIM! - Hiç 'Mustafa için yazılıp çiziliyor, onu bir araştırayım' dediğiniz olmadı mı? Benim çevremle Mustafa'nın çevresi arasında ciddi farklar var. Dansçı kızlarla dedikodu çıkarmaları, beklenen bir şeydi. Hiç de kalkıp araştıramazdım, yok daha neler? Gösterilerde izlediğim, provalarda 'Kolay gelsin' dediğim, turnelerde gırgır yaptığım dansçıları araştırmayı bir an bile düşünmedim. - Aldatılsanız, görmezden gelip, 'Çocuğum, ailem' deyip mutluluğunuz hatırına susar mısınız? Niye susayım ki? Ayaklarımın üzerinde durabilen bir anneyim, kırılan evlilikler devam etmez. Hele çocuk için denenen uzatmalar fazla uzun sürmez. Evlilik iki kişi arasında yaşanan bir şey. Mutluluk olmaz ki aldatılınca. Mutluluğun hatırı nasıl olsun? Çocukların her zaman sağlıklı ortamlarda büyümesinden yanayım. - Mustafa Erdoğan'la evlendikten sonra bir 'Erdoğan ailesine gelin gitmek' meselesi konuşulmaya başlandı. Nedir Erdoğan ailesinin sırrı? Ergen'lerden kız almak konuşulmadıysa, atlanmış önemli bir detaydır. Ne alakası var? Anlaştık, evlendik. Soyadları meselesini hiç anlamam ve gereksiz bulurum. 'Çocuğun göbek bağını acaba nereye gömdüler?' gibi bir konu. Biz kocaman bir aileyiz. Sadece isimlerimiz var günlük hayatın içinde. Soyadlarımız sahnede, resmi evraklarda devrede. ÖZGÜVENİM ÇOK ÜST DÜZEYDE AYRICA KARŞIMDAKİNE DE GÜVENİYORUM - Mustafa Bey'in hayatında birisi olduğu yazılıp çizildi ama siz bunlara hep gülerek cevap verdiniz. Bu kendinize olan ciddi bir özgüven midir, yoksa karşınızdaki insana olan inancınızdan mı? Her ikisi birden diyebiliriz. Karşımdaki insana güvenim olmasa nasıl gülüp dalga geçebilirdim ki bu konuda? İçim rahat olmasa mümkün mü bu rahatlık? İçim çok rahat bu konuda. Ayrıca benim gereksiz bir özgüvenim de vardır. - Atlas'ın doğumuyla beş kişilik bir aile oldunuz. Bu durum neler hissettiriyor size? Çoşku, şenlik, feci yorgunluk, sürekli fedakarlık, kahkaha ve emek... DÖRDÜNCÜ ÇOCUK İSTEMİYORUM - Bir çocuk daha yapmayı düşünüyor musunuz? Bu sorunun bana sorulduğuna gerçekten inanamıyorum. Yakıştırıyorsunuz sanırım. Vatana, millete faydası olacak, aslanlar gibi yetişmiş, eğitim almış düzgün adamlar yetiştirebilmek kolay değil. Dördüncüyü düşünmüyorum. BOŞ DURMUYORUM - Bebeklerle birlikte işlerinizi ikinci plana attığınız ve sürekli aynı şeyleri tekrarlayıp artık eskisi gibi üretken olmadığınız öne sürülüyor. Peki, öyle mi gerçekten? Twitter; şahane yorumlar, fikirler ve eleştrilerle dolu. Evet ben de gördüm. 'Çocuklar gülsün diye değil, dinleyicim gülsün diye yeni bir albüm yapsanız da dinlesek' diyordu biri. Şöhrete, mesleğe yatırımı 20 yıldır yaptım, son yıllarda kendimden başka insanlara faydam dokunduğunda iyi hissediyorum. Ne hissediyorsam da onu yaşayabilme özgürlüğüne sahibim artık ama mesleğim için, şarkılarım, sahnem, albümüm için de çalışıyorum.