Tek çocuk olmak; bir yandan çocukluğunuzu doyasıya, anne babanın kuşatması altında sevgi dolu geçirirken öte yandan yalnızlık duygusunun başı çektiği bir takım problemlerle mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz... 1. Oyuncaklarını, anne babanın ilgisini, kıyafetlerini, ailenin imkanlarını paylaşmak zorunda olmamaktır. Hepsi sadece senin içindir. Sıkılana kadar keyfini çıkarırsın. 2. Tek çoçuklar şımarıktır, ağlaktır, paylaşmayı bilmez, vb. birçok anlamsız ön yargı ile mücadele etmektir. 3. Ergenlik çağına gelip de gece dışarı çıkmak istediğinizde, sizi idare edebilecek bir abi, abla, kardeş olmamasıdır. İzni kendi çabalarınla almak, eve geç döndüğünde tüm tepkileri kendi başına göğüslemektir. 4. Dayı, teyze, amca ya da hala olamamaktır. 5. Aile tarafından sıkboğaz edilmek, ailenin tek ilgi odağı, en özel ve önem verilen bireyi olmaktır. Bu belki biraz bencillik getirecek ama çokça her şeyi tek başına yapabilecek kadar cesur ve kararlı olmanızı sağlayacaktır. 6. Mahremiyetine fazla düşkün olmaktır... Hep kendisine ait ayrı bir odası olduğu için soyunma odası ya da yurt gibi ortamlarda başka insanlarla soyunup giyinmekten rahatsız olacak, her zaman kendine ait olacak bir yer arayışına girecektir. 7. Evde herhangi bir olay olduğunda suçu atabilecek kimsenin olmamasıdır. Kabak her daim hak ettiği üzere tek çocuğun başına patlar, yırtması mümkün değildir. 8. Özellikle yaşın ilerlemesiyle birlikte kendini günden güne daha yalnız hissetmektir. Yaşadığınız her kayıpla tek başınıza mücadele vermek, ayakta kalmaya çalışmaktır. 9. Evin bütün angarya işlerinin eline bakıyor olmasıdır. Bakkala gitmek, kapıyı açmak, telefona bakmak, masayı kurup kaldırmak, su getirmek, çay demlemek... Temizlik sırasında anneye yardım etmek, pazara gidildiğinde babaya yardım etmek, kavga sırasında başının çaresine bakmak vb. türlü çeşitli işlerin hepsi tek çocuğun eline bakar. 10. Rekabette acemiliktir. Çünkü yemeğin en büyük kısmını, en iyi yerini, en güzel elmayı yemek için kapışması gereken bir kardeşi yoktur. 11. Arkadaşları hep kardeş yerine koymak bu yüzden defalarca kazık yemektir. 12. Anne babanın geceleğe dair tüm beklentilerinin, umutlarının odağı olmak demektir. Onların yapamadığı her şeyi sizin yapmanız, başarmanız beklenecektir. 13. Erken olgunlaşmak zorunda kalmaktır. Çünkü ailede dengeyi sağlayan, anne baba arasında köprüyü kuran, ikisini de anlamak ama taraf olamamak durumunda kalacaktır hep. Bu sebepledir ki; daha küçüklükten anne babasını anlamak için daha çok düşünmeye, sorgulamaya gerek duyacaklardır. Sonra bir bakmışlar, onlarla aynı yaştalar... 14. Üzmek, sürekli hata yapmak, dağılmak, kaçmak, vb. lükslerinin olmamasıdır Hep arkalarında bıraktıklarını düşünürler... 'Ben de gidersem ne yaparlar' diye hep kendi doğrularından, gerçeklerinden ve en önemlisi hayatından ödün vermek zorunda hissederler ve öyle de olur. Hatta bir zaman gelir onları anladığı kadar kendilerini anlamadığı gerçeği ile yüzleşirler. 15. Kimi duyguları eksik yaşamaktır. Mesela kardeşini kıskanmak, mesela paylaşmak, mesela rekabet etmek, vb. 16. Bir kavga esnasında karşı tarafa göz dağı verebilecek bir büyük kardeşin olmamasıdır. Kimseye 'sizi abime dövdürtücem' diyememektir. 17. Anlamadığınız dersler konusunda yardım isteyebileceğiniz bir abinizin, ablanızın olmaması demektir. Bunun yanında okula yalnız gidip yalnız gelirsiniz, anne-babanız çalışıyorsa akşama kadar koskoca evde yapayalnız kalırsınız. 18. Son derece geniş bir hayal gücüne sahip olmaktır. Tek başlarına oldukları ve ebeveynlerinin kendilerine ayırdığı zaman kısıtlı olduğu için oyunlarını hep kendi kendilerine oynarlar, bu da onlarda müthiş bir hayal gücü yaratır. 19. Her şeyi üstüne alınmaktır. Evin tek çocuğu oldukları için istisnasız her lafı, her imayı üzerlerine alınırlar. 20. Abinin yada ablanın eskilerini giymemek, tüm kıyafetlerin her zaman yeni olmasıdır. Buna karşın kıyafetlerini, ayakkabılarını gizli gizli araklayabilecekleri birisi de olmaz. 21. Ailenin gözünde her daim 'ailenin en küçüğü' olarak kalmaktır. Mümkün değil kimseyi büyüdüğüne, kendi ayakların üstünde durabileceğine inandıramaz. 22. Bonus: Yapılan bir araştırmada tek çocukların sosyal becerilerinin daha iyi olduğu görülmüş. Peki neden? Sebebi açık! Kardeşiniz sizin için her zaman var. Ondan vazgeçemezsiniz. Kan bağınız var. Atsan atılmaz, satsan satılmaz. Bu durumda kardeşler birbirlerine acımasız olabiliyor. Kardeşler biliyor ki kötü davransalar da kardeşlerini kaybetmeyecekler. Ama arkadaşlarınıza kötü davranırsanız, bunun bir bedeli var. Onlar sizden vazgeçebilir. Onlara iyi olmak zorundasınız. Ayrıca araştırmada kardeşlerine kötü davranan çocukların, arkadaşlarına daha iyi davrandığı gözlemlenmiş, ama tek çocuklar kadar değil. Kaynak: Habertürk Bir kavga esnasında karşı tarafa göz dağı verebilecek bir büyük kardeşin olmamasıdır. Kimseye 'sizi abime dövdürtücem' diyememektir. Anne babanın geceleğe dair tüm beklentilerinin, umutlarının odağı olmak demektir. Onların yapamadığı her şeyi sizin yapmanız, başarmanız beklenecektir. Anlamadığınız dersler konusunda yardım isteyebileceğiniz bir abinizin, ablanızın olmaması demektir. Bunun yanında okula yalnız gidip yalnız gelirsiniz, anne-babanız çalışıyorsa akşama kadar koskoca evde yapayalnız kalırsınız. Son derece geniş bir hayal gücüne sahip olmaktır. Tek başlarına oldukları ve ebeveynlerinin kendilerine ayırdığı zaman kısıtlı olduğu için oyunlarını hep kendi kendilerine oynarlar, bu da onlarda müthiş bir hayal gücü yaratır.