İyi sürücülük ya da usta şoförlük riske girilip kriz yaşanmaya başladığında kaza olmasını engelleyecek hareketleri yapmak değil, riske girmeden, kaza olasılıklarını en aza indirerek araç kullanmaktır. Maalesef Türkiye'de birçok sürücü riske girip bundan kurtulmayı hala ustalık olarak görüyor. Bence Avrupa ülkelerindeki sürücülerle Türkiye'dekiler arasındaki en önemli fark da burada. Avrupalı sürücüler, hatalı solama, yakın takip, kırmızı ışık ihlali, hız limitlerin aşma, emniyet şeridini ihlal etme gibi tipik kaza sebeplerinden uzak durmaya gayret ediyor. Bu alışkanlıklar kısmen eğitim kısmen de tavizsiz uygulanan trafik cezaları sayesinde kazanılıyor. Kış lastiği de bu alışkanlıklardan biri. Taşıt aracıyla yol arasındaki bağlantıyı kuran lastiklerin fiziksel özellikleri tutunma limitlerini belirler. Fiziksel özellikleri de iki ana başlıkta toplamak gerekiyor: Hamur karışımı ve taban deseni. Yaz lastikleri hava sıcaklığı 7 C derecenin altındaki sıcaklıklarda sertleştiği için tutunma özelliklerini kaybetmeye başlar. Isınmayan lastik tutunamayacağı için kış aylarında Ege ve Akdeniz bölgelerinde bile sabah ve akşam saatlerinde frenlerle viraj dönüşlerinde risk çok artar. Ayrıca taban desenindeki kanallar şu deşarjı için tasarlanmıştır; çamur ve karlı zeminde lastik dişleri kendi kendini temizleyemez ve tutunma özelliklerini tamamen kaybederler. İşte tam burada devreye kış lastikleri girmelidir. Hamur karışımı daha düşük sıcaklıklarda ısınabilmesini sağlayacak özelliklerde olan kış lastikleri, yaz lastiklerinin tutunmayı kaybetmeye başladıkları sıcaklıklardan itibaren sıfırın altındaki sıcaklıklarda gayet iyi tutunur. Üstelik çok ince ve tırtıklı kanallara da sahip olan kış lastikleri çamur ve karlı zeminde kendini temizleyebildiği için tutunmaya devam eder. Türkiye'de genellikle kış lastikleri kar lastiği olarak anlaşılsa da aslında soğuk ve kuru zeminde de yaz lastiklerinden daha iyi tutunma ve fren özellikleri sergiler.
ARALIKTAN İTİBAREN ZORUNLU
Havalar gittikçe soğuyor ve artık kış lastiklerini taktırma zamanı geldi. Eğer maliyet hesabı yapıyorsanız, bir otomobili satın aldıktan sonra satıncaya kadar 1 takım lastik değiştiriyorsanız, bu 1 takım lastiği kış lastiği olarak tercih etmeniz size ek bütçe yükü getirmez, bunu unutmayın. Ayrıca 1 takım lastiğin bedeli yapacağınız bir kazada kaybedeceklerinizin yanında bir hiçtir. Kışın trafikte en önemli risklerden biri de ticari araçların kış lastiği kullanmaması. Sonuçta ağırlıklar arttıkça kaygan zemin üzerinde araçları kontrol etmek de zorlaşır. Zaten kışın okuduğunuz ya da seyrettiğiniz kaza haberlerinde, özellikle de karlı zeminlerde, ticari araçların yoğunluğunun da farkına varmışsınızdır. Bu kazaları önlemenin en önemli adımı kış lastiği kullanmaktan geçiyor. 2013 yılının Kasım ayında yayınlanan bir genelgeyle ticari araçlarda kış lastiği kullanımı zorunlu hale getirilmiş ancak kararın geç açıklanması nedeniyle lastik stoku sorunu ve ticari araç sahiplerinin hazırlıksız yakalanmasıyla kapsam daraltılmıştı. Ancak bu yıl 1 Aralık'tan itibaren yük ve yolcu taşıyan ticari araçlar kış lastiği kullanmak zorunda ve yapılan açıklamalar bu durumun sıkı denetleneceğini gösteriyor. Şoför esnafı bu durumdan ekstra gider olarak gördükleri için memnun olmayabilir ama mal canın yongası ve giden can geri gelmiyor!