Oyunculukta rüştünü çoktan ispat etti Timuçin Esen ve bu kadar yükseldiği mesleğine ara verip sıfırdan müziğe başlıyor. Esen kendini en iyi müzikle ifade edebildiğini düşünüyor, başka türlü kendini anlatırken rahatsız oluyor, sıkılıyor. Ona "Röportaj vermek de kendini anlatmak değil mi? Kendini anlatmakla ilgili bir derdin yok mu senin?" diye sordum. "Var işte sevmiyorum. İnsanın kendini anlatması bana saçma geliyor. Sen ne kadar kendini anlatırsan anlat, yaptıklarınla, ilişkilerinle duruşunla ortaya çıkarsın, başka türlüsü yalan olur," cevabını aldım. Başlangıç burada, Timuçin Esen'i anlamak isteyenler için gerisi
Mayhoş'ta...
- İki senedir bu albüm için çalışıyorsunuz, değil mi?
- İlk albüm çıkarma kararımdan bu yana iki sene geçti. Şarkıları yapmak, düzenlemek, grup kurmak, grupla pratik yapmak, tekrar sahneye ısınmak, işe alışmak hepsi zaman. Eskiden müzik yapıyordum ama ara vermiştim.
- Üniversitede başlamış müzik hikayesi.
- Ortaokul, lisede de vardı hep ilgim. Müzik dinlemek, şarkı sözleri yazmak, kendi kendine besteler yapmak... Daha ciddi olarak üniversiteyle başladım. O zamanlar bir yerlerde çalmaya başladım.
- Nerede çalıyordunuz?
- İlk önce Ankara'da bir barda başladık. Arkadaşımla beraber iki gitar, akustik rock yapıyorduk. Ankara Kavaklıdere'de Radyo Bar diye bir yer vardı, çok özel bir yer. Orada başladık çalmaya. Yazları da iki-üç ay Kaş'ta çalıyorduk. .
İTALYA'DA SAHNEYE ÇIKTIM
- Sonra İstanbul'a geldiniz...
- İstanbul'a gelmemin en büyük nedenlerinden biri müzik. Çocukluğumuzda müziğe beraber başladığım Zeynel Balaban İstanbul'da okuyordu. O da müzisyen, o da müzik yapıyor, yapmak istiyor. Onunla beraber grup kurup müzik yapma hayaliyle geldim ben buraya. Aynı evi paylaştık uzun bir süre. Beraber çalmaya başladık Kedi Bar'da. Sonra işi biraz daha büyüttük, grup kurduk. O grupla bir sürü barda çaldık İstanbul'da, aklına gelebilecek her yerde.
- O zamanlar kimin şarkılarını çalıyordunuz?
- Genelde yabancı, blues, rock, R&B çalıyorduk. Bir yandan da beste yapıyorduk Zeynel'le. O zamanlar daha Türk rock müziği patlamasını gerçekleştirmemişti. 1994'ten sonra o büyük patlamayı yaptı Türkçe rock. Ben de o dönemde okulu bitirip İtalya'ya gittim. İtalya'da da müzik yaptım. Orada da barlarda çıkmaya başladım, tek başıma gitar çalıp sahne alıyordum.
KONUŞARAK ANLATAMADIM, ALBÜM YAPTIM
- Sonra?
- Sonra bir grup solist arıyordu, onlara dahil oldum İtalya'da. Bir-iki beste yaptık, kaydettik. Hatta tam dönmeden önce bir prodüktör, bir gece programdan sonra benimle tanıştı. 'Beraber bir şeyler yapalım mı?' dedi. Onunla çalışmaya başladık, yine beste yaptık, demo olarak kaydettik. İtalya'da İngilizce albüm yapmak gibi bir planımız vardı. Bu sefer de ben İtalya'dan Türkiye'ye dönmek zorunda kaldım askerlik için. Askerlikten sonra ABD'ye gittim. Orada yönetmenlik okurken, sadece ona konsantre oldum. Barlarda çıkmadım ama evde üretmeye devam ettim hep.
- Türkiye'de oyunculukla devam ettiniz.
- Türkiye'de de müziğe fırsat olmadı. Belki o dönem biraz yoruldum, oyunculuğa ara vermek istedim, 'Müzik yapayım,' dedim. Bunu geciktirmeyeyim, ertelemeyeyim. Çünkü gerçekleştirememiştim ama ilk hayalimdi müzik. Her şeyden önce vardı hayatımda. Bir yere sürükleniyorsun, esasında senin kontrolün dışında gelişiyor her şey. Seni mutlu eden ve yapmak istediğin şeyden uzaklaştığını fark ediyorsun. O zaman müzik yapmaya karar verdim.
- Ve en sonunda bir albüm çıkarma noktasına geldiniz. Ne var Mayhoş albümünde?
- Teknik şeyler dışında çok anlatacak bir şey yok. Filmde de böyledir, işler kendini anlatır. Şarkı yapma nedeni de bu değil mi? Anlatmak istediğin bir şey var, onu konuşarak anlatamıyorsun. Bu albümde son iki senedeki ruh halim, hissettiklerim, aklıma gelenler var.
Albümde çok aşk şarkısı yok
- Albümün ismi Mayhoş. Nedir bu Mayhoş?
- Albümü en iyi Mayhoş'un anlattığını düşündüm. Ayrıca zaten albümde Mayhoş Hayat adında bir şarkı da var. Pek net bir şey de değildir ya mayhoş, anlatılamaz. Albüm de öyle, her şeye dair olabilir. Daha insana dair şeyler. Çok aşk şarkısı yok albümde.
- Albüm içinde favoriniz var mı?
- Yok. Baştan sona dinlenmesi için tasarladım.
Az da olsa para kazanmak lazım
- Kapağın hikayesi peki?
- Kapakta fotoğrafımı istemiyordum ben. Selahattin Yıldırım'ın resmini çok beğenirim. O zaman tanımıyorum ben Selahattin Ağabey'i. Bir vesileyle tanıştık, atölyesine gittim, albümün demolarını götürdüm. Altı-yedi ay demoları dinledi. O da bir şekilde bağlantı kurdu herhalde albümle, sonunda bu yağlı boya portre çıktı ortaya. Şimdi bu resim 'Suretten Surete: Osman Hamdi'den Günümüze Türk Resminde Portre' sergisinde yer alıyor.
- Albümden maddi beklentiniz var mı?
- Albümü zengin olayım diye yapmadım ama 'Maddi kaygım yok,' dersem de yanlış anlaşılır. Maddi kaygım var ama nasıl var: Bir albümün yapımında bir sürü insan çalışıyor, onlar para kazanmak durumundalar; geçinmek için ve ben de aynı şekilde.
- Peki maddi getirisi olmasa da devam eder misiniz müziğe?
- Az da olsa para kazanmak gerek. Aslında ben nasıl olursa olsun devam ederim. İkinci albümü daha ucuza, tek gitarla yaparım, internete koyarım, sadece canlı yerlerde ya da sokakta söylerim. Ama idealimde olduğu şeklinde yapabilmek, bir ekiple sahneyi paylaşmak için bunun bir geri dönüşü olması lazım.
Uğurum arkadaşlarım
- 25 Şubat'ta, İKSV Salon'da ilk defa kendi şarkılarınızı söyleyeceksiniz.
- Hayalim iyi bir gece olması. İşlerim yolunda gitsin. Şanslı olalım.
- Uğurunuz var mı?
- Benim uğurum arkadaşlarım. Tüm sevdiğim insanlar bir yerden bulaştılar albüme.
- Sanata bulaşmasaydınız ne olmak isterdiniz?
- Ortaokulda mimar olmak isterdim. Bir de avukat olma hayalim vardı. Annem babam emekli avukat, onlardan etkilenirdim.
- Sizi sanata kim yönlendirdi?
- Aslında kimse yönlendirmedi. Ama annem çok güzel şarkı söyler. sesi çok güzeldir. Çocukluğumdan hatta bebekliğimden beri annem evde Türk Sanat Müziği söylerdi. Onun çok etkisi vardır tabii, kulak eğitimimde.
- İyi midir annen babanla aranız?
İyidir, çok iyidir.
Yoğurdun iyisini kovalarım
- Sizi ne zaman görsem bir şeyler atıştırıyorsunuz. Seviyorsunuz galiba yemeyi...
- Evet severim. Ara öğünleri atlamamaya çalışıyorum, o yüzden sık yiyormuşum gibi görünüyor.
- Kiloyla ilgili sorun mu yaşıyorsunuz?
- Yok her zaman zayıftım. Maksimum bir kilo alırım, bir kilo veririm.
- Düzensiz yemek yemek zorunda kaldığınız zamanlar oluyor değil mi?
- Valla elimden geldiğince düzgün şeyler yemeye çalışıyorum. Sağlıklı besleniyorum diyebilirim.
- Evde yemek yapıyor musunuz?
- Yapıyorum. Öyle zor yemekleri tabii yapamam. Fırına et atarım, tavuk, balık atarım. Bazen güzel balık yapan arkadaşlarımı çağırıyorum, onlar yapıyor ben yiyorum. Çorba ve sulu ev yemekleri de yaparım.
- En sevdiğiniz yemek?
- Yemek değil de, benim için vazgeçilmezim yoğurt. Her öğün yoğurt yerim. Öyle çarşıda pazarda bulacağın yoğurtları yemem. İyi yoğurt kovalarım. Niğdeliyim ben, bazen oradan getirtirim.
- Kendiniz yapmayı denediniz mi?
- Denedim tabii. Bazen iyi oluyor, bazen olmuyor. Süt de yoğurt yaparken önemli etken ya. İyi sütle yaptığım zamanlar tutturuyorum. Bazen de sulanıyor.
- Yemek seçer misiniz?
Ben kötü yemek yemem. Hani bazı insanlar takmaz yer ya, ben ayarı tutmamış yemeği yemem. Başka bir şeyler bulmaya çalışırım, yoksa o öğünü atlayabilirim.
Yönetmenlik yapacağım
- Kendinize bir şey ekleme şansınız olsaydı, bu ne olurdu?
- Bir sürü şeyler öğrenmek isterim hâlâ da istiyorum. İngilizce, İtalyanca ve Türkçe biliyorum. Keşke birkaç dil daha biliyor olsaydım. Ama ben hâlâ öğrenebileceğime inanıyorum.
- Başka neler var yapmak istediğiniz?
- Resim var. Biraz uğraştım aslında ileride ona da vakit ayırmak istiyorum. Bir de heykel. Heykeltıraş Yunus Tonkuş'un atölyesinde, ondan ders aldım. Albüm olunca eskisi gibi ilgilenemiyorum heykelle, en kısa zamanda tekrar başlayacağım.
- Eğitimini aldığınız yönetmenlikle ilgili çalışmak yok mu planlarınızın içinde?
- Var. Bir dönem onu da yapacağıma inanıyorum. Senaryosu bana ait olan ya da birileriyle birlikte yazacağım bir senaryoyu çekeceğimi düşünüyorum bir noktada.
- Bir gün bu işlerden çok para kazanacak mısınız?
- Zannetmiyorum. Yani kazanadabilirim ama ben böyle bir ideal için çalışmıyorum.
Oyunculukla ilgili projelerim de var
- Oyunculuğu bıraktınız mı, artık müzik mi var?
- Plan yapmadım. Şu anda böyle gelişiyor hayat, devam ettiği kadar gitmek istiyorum. Arada bu demek değildir ki bir film de oynanmaz. Belli olmaz hayat nereye götürür... Tabii yine kafamın köşesinde var projelerim.
Kırmızı pantolon bile giyerim
- Giyim kuşam önemli midir sizin için?
- Çok önemli değil ama kıyafetlerimi kendim için seçmeye çalışırım.
- Kıyafetlerle ilgili kurallarınız var mı?
- Yok her şeyi giyebilirim.
- Kırmızı pantolon giyer misiniz mesela?
- Hayatta giymem diye kurallarım yok. Neden olmasın, giyebilirim.
- Koyu renk insanıymışsınız gibi görünüyor?
- Sarı severim aslında ben en çok.
- Sakallarınız imaj için mi?
- Yok canım. Her an kesebilirim. Her sabah kalkıp kesme alışkanlığım yok o yüzden uzatıyorum.
Favorim Floransa
- Tatillerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Seyahati seviyorum. Görmediğim yerleri görmek güzel. Gittiğim yerde uzun kalmak istiyorum. İki günlüğüne Çin'e gideceksem, gitmeyeyim daha iyi.
- Favoriniz neresi?
- Floransa.
