5500 KİŞİ GÜNE SPORLA BAŞLIYOR
- Spor ve sanatla AB'ye girdiğimizi söyleyebilir misiniz?
- Zaten öyle değerlendiriyorlar. İstanbul'da ilk sayın Başbakanımızın döneminde spora çok önem verildi; ciddi sayıda spor tesisi yapıldı, biz onu devam ettirdik ve geliştirdik. Şu an SPOR A.Ş tarafından işletilen 33 spor tesisinde 22 branşta spor yapılabiliyor. 2 milyon 72 bin 878 kişi bu tesislere üye. Her alanda yüzme, fitness, boks, badminton, aikido, buz hokeyine kadar her çeşit aktivite var. Ücretli ve ücretsiz olmak üzere geçtiğimiz yıl toplam 2 milyon 546 bin 534 kişi spor hizmetinden faydalandı. İstanbul'da halkın yoğun olarak kullandığı yürüme, koşu alanlarının olduğu parklara, korulara ve sahil parklarına toplam 3 bin 340 adet spor aleti yerleştirildi. 2006'dan beri devam eden 'Sabah sporlarıyla güne merhaba projesi' ile uzman eğitmenler eşliğinde, ayda 5 bin 500 kişi, güne sporla başlıyor.
İYİ PARENDE ATARDIM
- Gençliğinizde ne kadar sporun içinde olan biriydiniz?
- Doğrusu ben gençliğimde sporla ciddi ilgilendim. Sporcu sayılırım, milli olmadım ama spor hayatına amatörce jimnastikle başladım. Jimnastik, temelde sporun başlangıcıdır. Dört-yedi yaş arasındaki çocuklara mutlaka jimnastik başlatmak lazım. Ben torunlarıma başlattım. Bedenler tanınıyor, keşfediliyor, çocuk hangi spora yatkın, anlaşılıyor. Ben de uzun süre jimnastik yaptım. Arkasından da gençliğimde güreş yaptım, gençken.
- Parende atacak kadar iyi miydiniz jimnastikte?
- Tabii. İyi parende atıyordum, evet.
- Bugün sporla ne kadar ilgilisiniz?
- Hayatımın her noktasındaki yaşamım kaliteli geçti, çünkü güne sporla başladım. Sporla hep yakın ilişki içinde oldum. Bugünkü zindeliğimi, aktivitemi buna borçluyum. Çok şükür vücudumda hiçbir araz, bir rahatsızlığım yok. Bu önemli bir şey. Devamlı spor yapamıyorum, çünkü geç saatlerde eve geliyorum ve her sabah 06.30'da kalkıyorum.
- Kafanızı nasıl boşaltıyorsunuz?
- Zaman zaman sabahları bir saat kadar yürüyorum, 5 km. Eşim Özleyiş Hanım kar, kış, yağmur, fırtına tanımaz ve her gün yürür. Hiçbir kötü hava koşulu, yürüyüş yapmasına engel değildir. Ben onu yapamıyorum, çünkü çok az bir uyku saatim, yoğun bir programım var. Geçmişte vücudumu iyi geliştirdiğim için fiziksel olarak bugün onun rahatlığını yaşıyorum. Mesela vaktim olsa, hiç durmadan beş saat rahat yürüyebilirim. Uzun soluklu yürüyüşte zorlanmam.
- Avrupa Spor Başkenti olunca, Avrupa Birliği'nden bir bütçe alınıyor mu? Spor tesisleri açmak, iyileştirmeler yapmak için?
- AB bu konuda bütçe vermiyor, ama zaten bizim kendi spor yatırımlarımız var. Burada ilçe belediyelerinin yapmakta olduğu yatırımlara biraz daha dikkat edilecek ve belki bir miktar daha ilgili bakanlığın yatırımları bu noktada gündeme gelecek. Hedefe koyduğumuz 2020 İstanbul Olimpiyatları için bu bir yol haritası, bir başlangıç. Artık birçok tesisimiz var. 2020 Olimpiyat Oyunları'na adayız. Sıfırdan bir şey yapmayacağız. Bazı ilavelerle olimpiyatlara girebileceğiz.
- Hiç durmuyorsunuz?
- Ben'Yoruldum,' kelimesini hayatım boyunca hiç kullanmadım. Hep meşguliyet değiştirerek dinlendim. Bir işi kanıksadığınız zaman bir başka işe yönelirseniz, dinleniyorsunuz.
TRAFİK DENETLEME YETKİSİ BELEDİYEDE OLSUN
- Gelecek beş yıl için hayaliniz ne?
- Gelecek beş yılda hele bir de trafik denetleme yetkisini alabilirsek, İstanbul'da çok şey değişecek. Londra ve birçok şehirde trafik denetleme yetkisi belediyede. Bu konuda hazırlıklarımız yeterli, bir macera değil bu, bunu başarabileceğimizi biliyoruz. Berlin, Londra, Seul ve Tokyo'nun trafik kontrol merkezini gezdik, gördük. Onların sistemi, bizim 2007'de geçtiğimiz sistem. Biz bunu, trafik polisi koymadan sistemlerle çözebilecek noktadayız. Eğer bunu başarabilirsek, günde 5 milyona yakın insanın raylı sistemi, metroyu kullandığı bir İstanbul, sizin gibi gazetecilerin, toplu taşımada görmeye alışık olmadığımız ünlülerin, herkesin binebileceği tarzda konforlu, klimalı, yoğunluğu, sıkışıklığı olmayan otobüsler hayal ediyorum. Toplu taşıma kullanımının daha çok tercih edilmesini istiyorum.
- Hayalleriniz İstanbul için. Kişisel hayaliniz yok mu?
- Bulunduğum görev o kadar ulvi, o kadar zevkli, o kadar farklı ki, bütün yorgunluklarınızı unutursunuz, hiçbir şey hissetmezsiniz. İnsanların bu yakınlığı, sıcaklığı bir sanatçının sahnede aldığı alkış gibi, bambaşka bir şey.