O Galerist senin, bu Mânâ benim

Bu açılış işini pek sevmem ben. Kalabalık oluyor; duvarlar görünmüyor; en azından sekizon kişilik bir ekip, şarabın ve yemeğin geldiği kapılar önünde kamp kuruyor; bazı çok bilenler, çok ilginç buldukları eserler arasında tanıdıklara kendi başyapıtlarını anlatıyor diye. Ama merak eder, giderim. Geçen haftayı da iki serginin ilk görenleri arasına takılarak geçirdim. Pişman değilim. Galeri Mânâ'da Murat Akagündüz'ün 'Cehennem-Cennet' işleri, Kutluğ Ataman'ın Twitter'dan dediği gibi 'Şüphesiz bir kırılma noktası! Müze sergisi gibi olmuş! Bravo!' Benim cehennemimde ne bozkırlar kuruyor, cennetimde kimler beni uzaktan izliyor, diye düşünerek dolandım video yerleştirmelerinden oluşan birinci katta... (Ali Paşa Değirmeni Sokak, 16-18, Karaköy) Hasköy'de, Koç Müzesi yanına açılan Galerist binasında da Mısırlı Youssef Nabil'in 'You Never Left' / Sen Hiç Gitmedin ki işleri var. Aslen bir kısa film ve ondan seçtiği karelerden oluşan sergide bir adamın arkasından ağıt yakan erkeklerle kadınları gördüğümde şunu düşündüm: Kadınlar bir masanın, bir hüznün, bir bitişin etrafında birbirlerinden destek alarak yasını tutuyor. Erkek, derinden, kifayetsiz acısını yaşıyor...