DÜĞÜNÜMÜZ SOĞUĞA RAĞMEN GÜZELDİ
- Bir taraftan 'Başka şeyleri de anlamam', bir taraftan da 'Vay be beni ne kadar seviyormuş' dedirtiyor galiba bu durum.
- İkisi bir arada işte, çok acayip bir şey. 'Bir daha böyle şeyler yapma, sürpriz filan istemiyorum' dedim. Bu yüzden de düğün detaylarını birlikte netleştirelim dedik. Ben 'Biz deniz insanlarıyız, gelecek yaza olur' filan diye düşünürken Emir 'Neden önümüzdeki yazı bekleyelim ki, hava soğumadan evlenelim' diye teklif getirdi. Ben de kabul ettim.
- Ama hava soğudu değil mi?
- Hem de nasıl! 5 Ekim'de Bodrum'da ilk defa olmayacak bir rüzgar ve soğuk oldu. Son güne kadar 'Ne olur rüzgar dursun, soğuk önemli değil' diyerek dua ettik. O kadar rüzgar esmese soğuk çok hissedilmiyordu. Ama rüzgar durmadı. Stresliydi ama sonunda soğuk bize avantaj oldu.
- İç donduran bir soğuğu nasıl avantaja çevirdiniz?
- Soğuk yüzünden herkes çok iç içeydi, davetliler ısınmak için zıplaya hoplaya sürekli dans etti. Bu da düğünümüzde olmasını hayal ettiğimiz şeydi.
BİZİM SEKTÖRDE HERKES PARA BİRİKTİRİYOR
- Sizin işin olmazsa olmazı hırs değil midir?
- Evet, sorgusuz sualsiz en önemli şey hırs. Bende de eksik. Ama olmadan da bugüne kadar geldik. 11 senedir televizyondayım, bir şekilde devam ediyorum. Çok hırslı olmak bence bir çeşit hastalık. 'Bir rol mü? Bana mı geldi? Oldu mu? Oldu. Olmadı mı? Canım sağ olsun' durumu var bende.
- Başrol oynarım gibi istekleriniz var mı?
- Yok hatta şu saatten sonra başrol mümkünse istemem. Çünkü başrol demek çok çalışmak demek. Ben de artık eve vakit ayırmak istiyorum.
- Tüm oyuncular çalışma saatlerinden şikayetçi. Söyleyecek sözünüz vardır elbet.
- En son sezon haftanın altı günü çalışıyordum ve bir gün tatil yetmiyordu. Her şeye yetişmeye çalışırken bir süre sonra vücut iflas ediyor. Ve yorgunluktan garip hastalıklara yakalanıyorsun. Mesela bir nezle oluyorsun iki ay iyileşemiyorsun. Bu kadar çalışmak sağlık açısından sıkıntı yaratıyor, mutsuz oluyorsun. Ben en sonunda isyan ettim. Hastalıklardan kurtulamadığım için çok sevdiğim dizimi bırakmak zorunda kaldım. Çünkü ne yaparsam yapayım bünyem toplanmıyordu. Bugün düşünüyorum işi bırakmasaydım daha uzun zaman evlenemezdim.
- Ağır şartlarda ama büyük meblağlar kazanarak çalışıyorsunuz. Bu pozitif etki yapmıyor mu?
- Çok kazanıyorsun ama harcayacak zamanın yok. Bizim sektörde herkes para biriktiriyor. Ben şu anda mesela harcama aşamasına geldim, çok da mutluyum. Büyük konuşmayayım ama ben bir daha bu kadar ağır şartlarda çalışmam.
- Sizin için ideal çalışma koşulları nedir?
- Bir yan rol olsun, haftada üç gün çalışayım. Mesela bir komedide rol alma hayalim var. Sevdiğim işi yapayım, çok para kazanmasam da, tanınmasam da olur.
DAHA UZUN YILLAR GENÇ KALIRIZ
- Tam 30'lu yaşların ortasındasınız. Kırışıklıkların, beyaz saçların görünmeye başlaması sizi üzüyor mu?
- Valla kafama taktığım zamanlar olmuyor değil. Ama sonra 'Kaç yaşına geldin, olacak tabii' deyip geçiyorum. Bir de kusura bakmasınlar ama yeni nesil korkunç. Sarı kaynak saçlı, bol makyajlı, garip giyimli bilimum kızlar türedi. Yeni nesil böyle devam ederse, biz daha uzun yıllar genç dururuz.
- Sizi hep derli toplu görüyoruz, bakım konusuna mesai harcar mısınız?
- Böyle işlerden çok sıkılıyorum. Bu işler hayatta en tahammülüm olmayan konular. Bazen kadınların işinin çok zor olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu da bir iş; kadın olma işi. Yaptığım tek şey, makyajımı temizlerim, yüzüme krem sürerim. Manikür, pedikür, boya ve fön için toplam 45 dakika harcarım, sonra beni kuaförde tutamazsınız.
DÜĞÜNÜMDE BANA YAKIŞIKLI DEDİLER
- Bir de törende nikah memurunuzun bir takım gafları oldu. Neler yaşadınız?
- Bizim düğün, nikah memurumuz yüzünden bir stand-up gösterisine dönüştü. Kendisi sağ olsun, 'Hava çok soğuk sizi fazla tutmayacağım'la sözlerine başladı ama bizim herkese unutturmaya çalıştığımız soğuğu tekrarlayarak, 25 dakikalık bol gaflı bir konuşma yaptı. Bizi evlendirme noktasındaki son bombası da 'Bu iki yakışıklıyı burada evlendireceğiz' olunca ben koptum. Allah'a şükür bir şekilde evlendik.
- Hep güzelliğiniz konuşulur, düğününüzde 'yakışıklı' sıfatıyla sunulmak nasıl bir duyguydu?
- Çok değişik bir şeymiş. İşin acıklı tarafı bunun nikahıma denk gelmesi oldu. Ben yakışıklı sıfatıyla şok geçirerek evlendim.
'EMİR HAYATIMIN AŞKI. NET!'
- Kocanızla yaşadığınız ilk görüşte aşk mıydı?
- Emir'i tanımıyordum, onun da beni beğendiği filan yokmuş. Bizi ortak bir yelkenci arkadaşımız tanıştırdı. Tanıştığımız gece çok eğlendik. Sonra da birkaç defa denk geldik, o dönemlerde de çok eğlendik. Tanıyarak birbirimize âşık olduk.
- Bugüne kadar çok uzun ilişkiler yaşadınız, neden Emir İçgören'le evlenmeye karar verdiniz?
- Çünkü Emir insan olarak çok farklı. Ben dışarıda fazlasıyla ilgi görüyorum ama hayatım boyunca asıl istediğim yanımdakinden bu ilgiyi, şefkati, sevgiyi görmekti. Emir bana bunu verdi. Bana, beni herkesten çok sevdiğini hissettirdi.
- Emir hayatınızın aşkı mıymış?
- Net!
ELEŞTİRMEYİ BECEREMİYORLAR
- İnternette oyunculuğunuzla ilgili ağır eleştiriler de var. Sizce siz yetenekli misiniz?
- Kusura bakmasınlar, bence çok fena sayılmam. Televizyonda görüyoruz, kimlerin rol yaptığını. Ortalamanın üstünde sayılırım bence.
- Bozuluyor musunuz negatif eleştiriye?
- İnsanlar bizleri aşağılamayı kendilerinde hak görüyor. Böyle bir hakları yok. Herkes düşündüğünü açıkça söyleyebilir, bu da beni hiç rahatsız etmez. Ama bu eleştiriler saygı çevçevesinde yapılmalı. Maalesef bunu beceremiyorlar.