Uzunca
bir süredir dünya podyumlarında gördüğümüz, fakat günlük hayatımıza uygulamakta çekingen kaldığımız bir trend var: Topuklu stilettoların, loaferların, kısa botların içine giyilen soket çoraplar. Rengarenk, desenli, dokulu ya da sadece siyah alternatifleri ile her türlü giyim tarzına uyum sağlayabilen kısa çorapların şık mı yoksa itici mi olduğu hâlâ tartışılıyor. Geçtiğimiz hafta Fransız Le Monde gazetesi yazarları konuyu masaya yatırdı. Soket çoraplar, yazdan kalma havalarda uzun çoraplara sıkışıp kalmamamızı ama aynı zamanda beklenmedik hava değişimlerine de adapte olabilmemizi sağlıyor. Bu model çorapların doğru kullanıldıklarında, bacakları olduğundan uzun ve ince gösterme özelliği olması onları daha da çekici kılıyor. Fakat her ne kadar detay gibi dursa da çoraplar fazla kalın ya da olmaları gerektiğinden biraz daha uzun olduklarında, şıklıktan uzak bir görüntü oluşma tehlikesi de mevcut. Saint Laurent'in bazıları için yenilikçi olan, bazıları tarafından da 'kıro' olarak nitelenen kreatif tasarımcısı Hedi Slimane'ın markanın 2013 sonbahar-kış sezonunda podyuma çıkardığı modeller bu tehlikeli sularda yüzüyor. Kalın simli materyalden yapılan çoraplar bilekten kıvrılarak bacakları daha da kalın gösterme tehlikesi oluşturuyor. Tabii anoreksik bir model veya şanslı bir azınlık olan ince bacaklı kadınlardan değilseniz.
Yün Çoraplı Bot
Karl Lagerfeld ise Chanel için tasarladığı parçalarla çorap seçememe riskini ortadan kaldırıyor. Marka bu sonbahar-kış sezonunda kullanılmak üzere baldırda biten, yün çoraplı botlar üretti. Pantolonlarla kullanıldığında çok riskli olan bu çorap botlar, süper minilerle ise oldukça sevimli görünüyor. Uzun lafın kısası, şu anda yaşadığımız mevsimin ideal aksesuvarı soket çoraplara, tam bilekte biten ve naylon olmasa da olabildiğince ince materyalden yapılanlarla başlamak en doğru seçim olacak. Alıştırma turlarını siyah soket çorapla yaptıktan sonra renkli modeller de denenebilir.