- Modayla yakınlığınız ne durumda?
- Model olmak için biraz kısa boyluyum. Ama New York ve Milano'da defilelere çıktım. Çok moda çekimi yaptım. İki sezondur adL markası için podyuma çıkıyorum. Şimdi de onların yüzüyüm.
- Bir Türk markasıyla çalışmak, dünya markalarıyla çalışmaktan farklı mı?
- Türk markaları da dünyadaki akranları kadar şık kıyafetler hazırlıyorlar. adL'nin kış koleksiyonuna bayıldım. Renkler, modeller tam benim zevkim için hazırlanmış gibi. Bu yüzden de koleksiyonun büyük bölümünü satın aldım.
- İnceliğiniz genetik mi yoksa yediklerinize mi dikkat ediyorsunuz?
- Ben İspanyolum, o yüzden dikkat etmezsem hemen kalçalarıma gider. Gerçi Wesley kalçalarımı seviyor ama ben yine de doğru beslenmeye ve spor yapmaya dikkat ediyorum.
Ünlü diye kendini üstün gören insan aptaldır
- 12 kardeşiniz var, hayatta başka kimseye ihtiyacınız yoktur değil mi?
- Evet, bu konuda çok şanslıyım. Bir de sekiz yaşımdan beri arkadaş olduğum üç tane en yakın dostum var. Hep beraberiz, ben nereye gidersem oraya gelirler. Ama şimdi İstanbul'dayım ve onlar yanımda değil. Bu yüzden yeni arkadaşlıklara açığım.
- Şimdi de Kıvanç Tatlıtuğ ile arkadaş oldunuz. Birtakım fotoğraf krizleri yaşandı. İşin gerçeği nedir?
- Kıvanç kalbi tertemiz, iyi bir arkadaşım. Hayatını kapalı kapılar ardında yaşamayı seçmiş, buna sonsuz saygı gösteriyorum. Sonunda bunları kendisini ve ailesini korumak için yapıyor. Ben başka bir ülkeden, başka bir kültürden geliyorum. Benim geldiğim yerde özelini saklarsan insanlar bunun cevabını çok sert verir.
- Yani özeli paylaşmak da işinizin bir parçası öyle mi?
- Benim ülkemde televizyonda çalışıyorsan bununla yaşamayı öğrenmelisin. Sırları olan bir insan değilim, o yüzden bir şeyimi saklama ihtiyacı da hissetmiyorum. Tabii etrafımda paparazziler olmadan yaşamak istediğim dönemler oldu.
- Mesela ne zaman en çok özelinizi yaşamak istediniz?
- Babamın cenazesinde dünyanın dört bir yanından gelen 300'den fazla paparazzi vardı. Ve sadece benim değil annemin, kardeşlerimin de yas tutmasına, babalarını sakince gömmelerine engel oldular. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Onlara orada kötü davransam, 'Gidin' desem biliyordum ki, ertesi gün tüm gazete ve dergilerin kapağında bu çirkin hareketim yer alacaktı.
- Kıvanç Tatlıtuğ ile huzursuzluk yaşadınız mı?
- Hayır yaşamadık. Sadece Kıvanç'la değil başka ünlü arkadaşlarımla da böyle konularda sıkıntı yaşamıyorum. Çünkü ben paylaştığım şeyleri içeride ünlü biri var diye paylaşmıyorum. Kendimi paylaşıyorum.
- İşin içine ün girince yanlış anlamalar çok oluyor değil mi?
Ün benim için hiçbir şey değil. Birinin ünlü olması onun özel veya daha önemli olduğu anlamına gelmiyor.
- Türkiye'de böyle düşünen pek çok kişi var?
- Bunlar bana çok komik ve çirkin geliyor. Biri sadece televizyona çıkıyor diye kendini başkalarından daha önemli görüyorsa buna söyleyecek hiçbir lafım yok. Ancak 'Bu insanlar aptal' diyebilirim.