Demet
Sağıroğlu'nu biz şarkıcı kimliğiyle tanıdık. Buğulu sesi, romantik şarkıları, eğlenceli klipleriyle özellikle de 90'lı yıllara damgasını vuran pop sanatçılar arasındaydı. Eurovision'a katıldı,
Elleri Kolları Kınalı Bebek'i dilimize doladı, ardından
Şikayetim Var ve
Papatya Falları gibi farklı hit parçalarla müzik piyasasında hep zirveye oynadı. Şarkı söylemeyi çok sevdiğini her fırsatta dile getiriyor, yazdığı sözlerde yaşanmışlıklarından beslendiğini mertçe söylüyordu. Yaklaşık bir yıl önce son albümü
Hiç Özlemedin mi? piyasaya çıktı. Albümle ilgili verdiği röportajlarda Türkiye'de pop müziğin ivme kaybetmesinden yakınıyordu... 2012 yılında verdiği bir röportajda "Pop müzik söylenenler doğrultusunda bence de gerçekten ivmesini yitirdi 90'lardan sonra. Özensiz yapılan işler pop müzik dinleyicisini başka müzik dallarına yöneltti" diyordu. Belki de işte tam bu nedenden, o da başka sanat dallarına yöneldi. Resim, heykel yapmaya, denizden topladığı mürekkep balığı iskeletlerine şekil verip boyamaya başladı. Elbette müziğe ara vermedi ama sanat tutkusuna bir yenisini daha eklemiş oldu. Üstelik müzik piyasasının aksine plastik sanatların çok daha naif olduğunu düşünüyordu. Demet Sağıroğlu ile bu röportajda bir ilki gerçekleştirdik. Kariyerinin önemli kısmını kaplayan müziği değil de, stresten arındıran ve çok sevdiği resim, heykel tutkusunu konuştuk. Sağıroğlu "İddialı değilim" dese de New York'tan bile sergi teklifi geldiğini anlatıyor. Henüz hiç resim satmamış. Ama kim bilir, belki ileride bir gün fuarlarda eserleri karşımıza çıkar.
-
Sizi yıllardır müziğin içinde, şarkıcı kimliğinizle tanıyoruz. Plastik sanat merakı ne zamandır var? Sonradan ortaya çıkan bir hobi mi, yoksa küçüklükten içinizde kalan bir tutku mu?
- Çocukluğumdan beri resim yapardım. Annem grafik mezunuydu. Üniversite sınavlarında çeşitli güzel sanatlar fakültelerinin resim bölümlerini kazanmış, hatta Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü'ne kayıt yaptırmıştım. Fakat aynı üniversitenin müzik ve sahne sanatları şan bölümünü de burslu kazandığım için kaydımı alıp, müziğe geçiş yaptım.
-
Resim ve heykel konusunda iddialı mısınız?
- Hiçbir zaman iddiadan hoşlanmadım ama ne yapıyorsam elimden geldiğince iyi yapmaya çalışırım. Eğer bir şeyler değerliyse değer görür. Beğeneni çoksa iddia artar.
-
Boyamak, taşlara şekil vermek size ne katıyor? Plastik sanatlarla çoğu kişi rahatladığını, stresten arındığını söyler. Sizde durum nasıl?
- Çok doğru bu söylenenler. Sanatla uğraşmak insanın ruhunu dinginleştiriyor en başta... İçinde çıkar olmayan sanat stresten uzaklaştırıyor. Kimi zaman bir sandalyeyi boyamak, ona kendinizden bir şeyler katmak bile ruhunuzu renklendirebiliyor.
NEW YORK'TAN SERGİ TEKLİFİ GELDİ
- '
Çıkar olmayan sanat' diyorsunuz. Bugüne kadar yaptığınız eserleri hiç satmadınız mı? Ya da satmayı düşünmüyor musunuz?
- Hayır satmadım. Kıyamadım değer biçmeye... Sayıları da az olduğu için gözden çıkaramadım. Ama yine de dayanamayıp hediye ettiklerim oldu.
-
Sergi açmayı düşünmüyor musunuz? Yaptıklarını paylaşmak istemez mi insan?
- Biri New York'tan, diğeri İstanbul'dan iki sergi teklifi geldi. İlgi ve beğeni görmek çok güzel tabii ama sergi dediğiniz zaman iş profesyonelleşiyor ve ben strese giriyorum. Eserlerimi çoğaltmam ve daha itinalı çalışmam gerekir. Bunun için zaman bulursam neden olmasın!
-
Gelelim mürekkep balığı boyama işine... Bunu Türkiye'de yapan yok bildiğim kadarıyla. Bu merak nasıl gelişti?
- Bir gün deniz kıyısında sahile vuran mürekkep balığı iskeletlerini kurcalarken onlara şekil verebileceğimi gördüm ve başladım... Zaman zaman oyup şekil verip, boyuyorum.
-
Zor olmuyor mu mürekkep balığını boyamak?
- Boyamak işin eğlenceli kısmı... Asıl zor olan üç boyutlu hale getirmek. Çünkü mürekkep balığı iskeleti çok hassas ve küçücük bir darbede yaptığım işi çöpe atabiliyorum.
-
Malzemeyi nasıl temin ediyorsunuz? Mürekkep balığı bulmak zor değil mi?
- Kimi zaman deniz kenarında çok hasar görmemişlerden buluyorum. Türkiye'de pet shoplar'da kuşlar için kalsiyum amaçlı satılanlar da var. Ama çok küçük olduğu için tercih etmiyorum. Yurt dışında papağanlar için satılan büyük boylarından temin ediyorum.
-
Eserlerinizi nerede tutuyorsunuz? Atölyeniz var mı?
- Yaptıklarımın bir kısmı evimde, bir kısmı New York'ta kardeşimde ve bir kısmı da arkadaşlarımın evinde.
YETENEKSİZ OLAN BARINAMAZ
- Sizi son zamanlarda sahnelerde ve televizyonda fazla görmüyoruz. Müziğe ara mı verdiniz?
- Müziği hiç bırakmadım. Sadece basında görünmüyorum. Ekstralarım ve programlarım devam ediyor.
- Geleceğe baktığınızda kendinizi sanatın hangi dalında daha başarılı ve mutlu görüyorsunuz? Kendinize hedef koydunuz mu?
- Sanat ölünceye kadar benimle olacak. İlham; yaşamımın sonuna kadar bana bir tablo, bir heykel, bir şiir ya da besteyle görünecek... Kimse için değil, önce kendin için yapmalısın ne yapıyorsan.
- Müzik piyasasıyla plastik sanat piyasasını kıyaslamanızı istesem...
- Plastik sanat camiasını bilmiyorum, kıyaslayamam doğru olmaz çünkü ben bir amatörüm. Ama kişisel fikrim plastik sanatların müzik, özellikle de pop müzik sektörüne göre daha dingin, naif ve sanat dolu olduğu. Çünkü onların arasında yeteneksiz yani sanatçı olmayan barınamaz. Popülariteye değil, yaratıcılığa değer verilir.
