Biliyorsunuz hayatımızın en önemli kavramlarından biri 'selfie'. Bir kişinin kendi fotoğrafını çekip, bunu internette paylaşması anlamına gelen (dilimizde de aynı şekilde kullanılıyor) 'selfie' kelimesi Oxford İngilizce Sözlüğü tarafından 2013 yılının sözcüğü seçildi.
Her selfie için aynı şeyi söyleyemesek de veriler etkileyici.
Şimdiye kadar tam 31 milyondan fazla fotoğraf Instagram'da selfie hashtag'i (etiketi) ile kullanılmış. Sosyal mecraları kullanan gençlerin yüzde 91'i internete selfie koymuş. Durum böyle olunca sanatın ve modanın da selfie'ye kayıtsız kalması düşünülemez. Sonunda her iki alandan da selfie yaklaşımları görmeye başladık.
ULUSAL SELFIE GALERİSİ
Londra'daki Moving Image Gallery, selfie kültürünü sanata dönüştürmeyi hedefleyen ilk mekanlardan.
Galeri #National Selfie Portrait Gallery (Ulusal Selfie Portre Galerisi) ismiyle açtığı ilk sergide, bu konuya gönderme yapan toplam 17 sanatçının 30 saniyeden kısa filmlerini sergiledi. Sanatçılar selfie konseptini farklı bakış açıları ile anlatıyor.
Sanatçıların işleri www. nationalselfieportraitgallery. tumblr.com adresinden hala izlenebiliyor.
Bu ve bunun gibi alternatif hareketlerin ardından ana akım sanatçıların işlerine de giren selfie kültürü son olarak New York'ta açılan Yayoi Kusama sergisinde işlendi.
Yayoi Kusama'nın, Who Have Arrived In Heaven (Cennetten kim geldi) isimli sergisinin önünde uzun kuyruklar oluşmasının ana sebebi olarak, insanların kendilerini farklı bir alanda fotoğraflamalarına ve Instagram'da paylaşmalarına olanak tanıması olduğu düşünülüyor. Serginin hashtag'iyle Instagram'a konulan selfie sayısının 60 binden fazla olması nedeniyle stylecon.com'dan Jeny Bahn 'selfie'nin artık bir kültür' olduğu genellemesine vardı.
Bana sorarsanız selfie kültürünün modaya yansıması ise daha farklı bir yolla oldu. Sosyal medyada bireysel fotoğrafların paylaşılmasının ana aracı olan kıyafetler nedeniyle moda ilk günden bu işin bir parçası oldu.
Bu yüzden modacıların kendi fotoğraflarını sosyal medyadan paylaşmalarında şaşırılacak bir durum yoktu.
Narsizmin kıyılarında dolaşan modacılar selfie'liği bu noktada bırakmadı tabii.
Aralarından bazıları kendi fotoğrafları ile reklam kampanyaları hazırladı. Aslında bu durum lüks moda sevenlere Tom Ford tarafından tanıtıldı. Fakat Ford tüm ürünleri ve modelleri gibi kendini de bir arzu nesnesi haline getiriyor, birbirinden seksi fotoğraflarla ürünlerinin tanıtımını yapıyordu.
Aralık dergilerinin reklam sayfalarında ise tam bir modacı selfie geçidi yaşandı.
Tory Burch'ün kendi portresi ile tanıtılan parfümden Ralph Lauren'in 'ilham perim' dediği eşi Ricky Lauren'li çanta reklamlarına kadar 'selfie' kültürü pek çok kampanyanın alt metninde yer aldı.
MARKALARA YENİ KAN
Reklamlarda yer alan bu kadınlar günlük kıyafetleri, abartıya kaçmayan makyajları ve saçları ile ulaşmak istedikleri kesimi temsil ediyor aslında. Tory Burch ulaşılabilir fiyatlı parfümünün şişesine de uygun olarak, yeni lüks kavramını siyah balıkçı yaka kazağı ile anlatıyor. 50 bin liraya yakın fiyatlı Ralph Lauren timsah derisi Ricky çanta ise oturaklı, yaşını başını almış, parasını kazanmış kadınların alabileceği hesaba katırlarak 70'ini geçkin Ricky Lauren tarafından tanıtılıyor.
Çıkışı 'selfie' kültürü olan bu hareketler aslında her markanın ete ve kemiğe bürünme zamanının geldiğinin de kanıtı. Geçtiğimiz yılları markaların tarihlerini, geçmiş miraslarını dinleyerek geçirdikten sonra artık markaların imajlarını temsil eden kadınların dönemi başlıyor. Bir öngörüm var, yakın zamanda daha fazla benzer örneği reklam kampanyalarında göreceğiz.
