LİDER 'AKTİF HEZEYANLI' YAKIN ÇEVRESİ 'PASİF HEZEYANLARI'
- Ortada psikiyatrik bir durum var diyorsunuz. Aynı durum sempatizanlar için olmasa bile Cemaat'in birinci halkasında bulunan taraftarlar için söylenebilir mi?
- Zaman içinde bu duygu ve düşünceler daha da ileriye götürülür; etrafında toplanılmış olan kimse "olağanüstü ve insanüstü" biri olarak, "fert ve toplum hayatının vazgeçilmezi ve her sıkıntıdan kurtuluşun şartı, sahip olunan her şeyin ve imkanın kurucusu, var edicisi" olur. Bu ise, çoğu zaman; 'kişinin realitesi ile toplum ve ülke gerçekleriyle bağdaşmayan, ancak öyle olduğuna inanılan düşünce ve yargılar' olarak bir muhakeme bozukluğu, yani psikiyatrideki ifadesiyle tam bir "hezeyan" halidir. Kendisini toplumun kurtuluşunun şartı gören lider 'aktif hezeyanlı'; onu bu halde kabul etmiş ve iman etmiş, kayıtsız şartsız bağlanmış topluluğun hali de 'pasif hezeyanlı' diye tarif edilir.
GERÇEK DİN DEĞİL PARALEL DİN!
LİDER DIŞINDA CEMAATİN SALDIRILARINI DURDURACAK MEKANİZMA YOKTUR!
- Dün internette bazı görüntüler izledik. Diyarbakır'da "28 Şubat ve darbelere hayır" yürüyüşü yapılıyor. Yaklaşık 10 kişilik cemaat topluluğu bu kalabalığı tahrik edecek sözlü saldırılarda bulunuyor. Bunlar bizim alışık olmadığımız görüntüler. Sizce bu tahriki nerelere kadar taşıyabilirler?
-Bu tür yapılarda, yapılan her işte ve verilen her emirde bir hikmet olduğuna inanılır. Eğer belli mihraklar tarafından görevlendirilmiş değillerse tam anlamı ile "iman" derecesinde bağlılık söz konusudur. Baştaki kişiye iman etmiş insanların aklı, yukarıdan gelen emirleri yerine getirmeye kilitlenmiştir. Bu sebeple alttakiler tarafından baştaki kişinin ikaz edilmesi düşünülemez. İkaz ya da en hafifinden eleştirmeye kalkışmak bu inancın mantığına terstir. Eleştiren kişi kendini dışarıda bulur. Paralel dini gruplarda hedefe saldırmada, lider dışında duyguları frenleyecek bir mekanizma yoktur. Gücünü sonuna kadar kullanacaktır. Ta ki, hareket edecek gücü kalmayana kadar…
CEMAAT KAZANSA DA KAYBEDECEĞİ BİR YOLA GİRDİ
- Peki bir çok cemaat var. Hepsine aynı gözle bakmak doğru mu? Herhangi bir cemaatin faaliyetlerine katılacak bir insan bunun paralel dini grup mu yoksa gerçek İslâmi bir oluşum mu olduğuna nasıl karar verecek?
Bunu anlayabilmenin kolayı var. Temelinde "paralel" dinsel anlayışların bulunduğu bu yapıların tümünde, başta bulunan "mübarek" kişilere üyelerin mutlak itaatine temel teşkil eden ilginç özellikleri var: Tanrı tarafından seçilmişlerdir, Tanrı adına hareket ederler, Mutlak hâkim, tek söz sahibidirler, Mutlak itaat ister, ona itiraz Tanrıya itirazdır, Üyelerin hayatları üzerinde tartışmasız denetim hakkına sahiptir.
DAVA KUTSALDIR, DAVAYA GÖNÜL VERENLER DE "ADANMIŞ RUHLAR"DIR
YURTDAŞINDA DA VAR AMA ONLAR DEVLETİ ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞMIYOR!
-Yurtdışında benzer yapılanmalar var mıdır?
-Yurtdışında ülkemizdeki gibi paralel dini yapılanmalar çok daha fazla ve de çok etkili. Ama onlar iktidarlarla çatışmak gibi bir yola girmez, daha gizli ve mantıklı hareket ederler. Amerika'da eski başkanlardan George W. Bush'un da bağlı olduğu söylenen ve "Tanrıyı Kıyamete zorlama" mantığı/ amacı ile yapıyı hatırlayınız. Teksas'taki meşhur David Koresh tarikatı vardı. Kıyamet kopacak diyerek kendisi ile birlikte 80 müridini ölüme sürükledi. Onlar bedenen intihar etmişti, Türkiye'deki Gülen Cemaati ise sosyal olarak intihar ediyor. Her ülkede sayısız örnekleri var.
BU TÜR GRUPLARDAN AYRILMAK VE İTİRAZ ETMEK ÇOK ZORDUR