Yunanistan'da
halk, her türlü krize, darbelere, savaş ortamına, sokak çatışmalarına ve siyasi belirsizliklere karşı dayanıklıdır. Her türlü şarta karşı ödün vermediği birkaç şey vardır. Günlük kahve, siyasi tartışma ve her türlü tatil bunlardan sadece bir kaçıdır. Ulusal tatillerinden başka bahar aylarında Paskalya, kış aylarında Noel ve Yılbaşı, yaz aylarında da yaz tatilleri iple çekilen günlerdir. Yaz tatili alışkanlığı bu yıl aniden bozuluverdi. İnsanlar ne yapacağını şaşırdı. Ekonomik kriz, geçen yıllarda da vardı ama insanlar yine de yaz tatiline çıkıyordu. 15 gün yerine bir haftalık yaz tatili ile yetinmeye, hatta buna alışmaya bile başlıyorlardı ki ekonomik kriz derinleşmeye başladı. Bankaların kepenk indireceğine inanmak mümkün değildi. ATM önündeki, uzun kuyruklarlarda bekleyenler nasıl oluyor da günde sadece 60 euro çekebiliyordu? Bu para değil yaz tatili; market alışverişi için bile yeterli olamazdı. Kış aylarında Yunan adalarına yapılan rezervasyonlar, birbiri ardında iptal edilmeye başladı. Turizm şirketleri, rezervasyonları iptal edenlerin sadece Yunan vatandaşları olduğunu söylüyor. Günler geçtikçe bankaların açılacağını sanan ancak her defasında yanılan yerli turistlerin sayısı eridikçe eridi. Adalara günlük seferler yapan dev vapurlar, bugünlerde sadece yabancı turist taşıyor. Bankaların kapandığı ilk gün, yani geçen haftanın başında, Serifos, Sifnos, Milos gibi Yunan tatilcilerin en gözde adalarına sefer yapan 4 bin kişilik bir sefer vapurunda sadece 20 Yunan yolcu vardı. Yunanlar rezervasyonları iptal edince otel sahipleri fiyat kırdı ve haldır haldır yabancı müşteri aramaya koyuldu. Durum böyle olunca, Yunanların tatil programları bir gün içinde değişiverdi. Bankaların ne zaman açılacağı belli olmadığı için, B planını hayata geçirdiler. Yani, serinlemek için kendilerine en yakın sahile akın ettiler. Başkent Atina'nın en büyük özelliklerinden biri, denize girilecek sahillerin temiz ve bol olması... Bu sahillerde, kahve, yiyecek, içecek, şemsiye, şezlong, duş, bungalow, bar gibi her türlü hizmeti veren, kişi başı 5 ila 8 euro arasında değişen ücretlere sahip plajların yanı sıra, herkesin serbestçe denize girebildiği ücretsiz kıyılar da var. Üstelik bunların çoğu yürüme mesafesinde. Yunanlar, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk kez böyle bir ekonomik krizle karşılaşıyor. Bir önceki kuşak ise bu durum karşısında gülümsemekle yetiniyor. 2. Dünya Savaşı'nı, Alman ordularının işgalini, 200 bin kişinin hayatına mal olan kıtlığı, üst üste çıkan iki iç savaşı yaşayanlar, genç kuşağın paniğe kapılmasına hem gülüyor, hem de üzülüyor...