GÜNDÜZ PARKTA GECE PAVYONDA FUHUŞ
Elbette birçoğumuz Aksaray'ı pavyonların ve fuhuşun yoğun olduğu bir semt olarak bilirdik. Bu durumda bir değişiklik yok. Gündüz fuhuş yoktur diye bir düşünceye kapılırsanız hata etmiş olursunuz. Zira birçok meydanda fuhuş pazarlığını bizzat gözlemleyebilirsiniz. Bizi gezdiren sivil polislerden biri tüyo da veriyor: "Elinde naylon poşet varsa mutlaka müşteri bekliyordur." Zaten belli meydanlarda genellikle de kırmızı spor ayakkabılı kadınları görünce fuhuş için beklediklerini anlıyorsunuz. Bölgedeki kimi oteller gündüz ve gece iki farklı tarife ile çalışıyor. Aksaray sokakları tıpkı bir tiyatro sahnesi gibi. Her şey o kadar net gözlerinizin önünde yaşanıyor ki kaçırmanız imkansız. Fuhuş çocukların oyun parklarına kadar sıçramış durumda. Hatta Aksaray metrosunun çıkış kapısının az ilerisindeki çocuk parkı adeta fuhuş pazarlığının ana merkezlerinden biri olmuş. Gündüzleri kadınlar bu parkta toplanıyor ve 40-50 yaşlarındaki adamlarla pazarlığa koyuluyorlar. Birçoğunun arka sokaklarda evi var. Hatta yedi-sekiz kadın genelde aynı evi paylaşıyor ve sırayla fuhuş yapıyor. Genelde pazarlığa 50 TL'den başlıyor ama 30 TL'ye kadar iniyorlar. Eğer ikna eder de otele gitmeyi başarırlarsa anlaşmalı oldukları otelden de komisyon alıyorlar. Parkta pazarlık devam ederken genelde kadınların satıcıları da az ilerideki kafelerde onları izliyor. Müşteri bulup eve götüren kadın bir saat geçmeden parka geri geliyor ve bir sonraki müşterisini beklemeye başlıyor. Kulağımıza ilişen muhabbet hep aynı "50 TL olmaz mı?", "30 TL" olsun. Zaten gelen erkeklerin birçoğu fiyatı ve pazarlık sürecini iyi biliyor. Kadınlarda hastalık olup olmadığı ise muamma. Polislere bu kadınların evlerini mühürlediklerini ve çoğu zaman ülkelerine geri gönderdiklerini ama bunun işe yaramadığını anlatıyorlar. "Başka bir kimlik çıkartıyor ya da evlenip soyadını değiştirip tekrar geri geliyor" diyorlar.
30 YAŞ ÜSTÜ GİREMEZ
Karanlık çökünce de farklı bir Aksaray sahnesi yaşanıyor. Pavyonlar başrolde. Kulüp işletmecileriyle konuştuğunuzda kimisi 30 yaş üstü kadınları almadığını söylüyor. Özellikle pahalı pavyonlarda genç ve güzel kadınlar başrolde. Bir pavyondan içeri girdiğinizde bir kadeh içkiye yaklaşık 600 TL hesap geliyor. Ama artık buraya gelen müşteri bilinçli, raconu da ne kadar geleceğini de biliyor. Pavyonlardan birinden içeri girdiğinizde farklı uyruktan kadınların dans ettiğini görüyorsunuz. Gelen erkekler de uzun süre seyrettikten sonra bir tanesini seçiyor. Ama buradaki pazarlık gündüz sokaktakinden çok daha pahalı. Fiyatlar 200 dolardan başlıyor. Geceleri sadece pavyonlar yok bir de gece pazarı kuruluyor. Saatler, ayakkabılar, takılar... Yok yok... Çalışmak için gelen Afrikalılar, Araplar gece pazarcılık yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor. Ama bu pazarın kaçak olduğunu söyleyelim. Polis baskınıyla iki dakika içerisinde herkes tezgahını topluyor ve o kadar hızlı ortadan kayboluyor ki sanırsınız ki etrafta Usain Bolt'lar koşuyor.
AKSARAY'DA BUNLARA DİKKAT!
- Yusufpaşa'nın arka mahallerinde Türk kahvehanelerine rastlamak mümkün. Dilerseniz hem bir çay içebilir hem de semtteki bu kozmopolit hava ve yaşayanlar hakkında bilgi alabilirsiniz.
- Hava karardıktan sonra sokaklarda tek başına yürümek tehlikeli. Zira gasp ve hırsızlık oranı oldukça yüksek.
- Özbekler ve Tacikler kendi içlerinde gruplaşmış. Gündüz restoranlarına yemeğe gidebilirsiniz. Özellikle Mihbandar Restaurant'taki Özbek pilavı denemeye değer.
- Hatay Sofrası Türk lokantası olmasına karşın Arapların nadir sevdikleri lokasyonlardan biri.
- Arapların kendi restoranları olduğu gibi kendilerine ait kuaför ve güzellik salonları da var. Afrikalılar ise kendi işlettikleri salonlara gidiyor. Buralara yabancılar ise gitmiyor.
- Bu arada Aksaray'da Yusufpaşa Caddesi üzerinde çok iyi hurma satan yerlerin olduğu bilgisini de paylaşalım. Ama Arapça bilmiyorsanız el kol işaretleriyle alışveriş yapmaya da hazırlıklı olun diye uyaralım.
- Aksaray'da Araplara hizmet veren saç ekimi salonlarına da raslamak mümkün.
AFRİKALILARIN KAFESİNE ADIM ATARSANIZ...
Biz tek başımıza adım atmayı denemedik elbette. Zira semtte dolaşırken bile yeterince dikkat çekiyorduk. Dedik ya Aksaray da 'milliyetçilik' hakim. Ama herkes kendi vatandaşına sahip çıkıyor, kendinden olmayana ise 'öteki' edasıyla bakıyor. Afrikalıların yoğunluğu da semte adım atar atmaz hissediliyor. Yusufpaşa bölgesi tamamen Araplar tarafından mesken tutulmuş. Afrikalılar ise daha çok sahile doğru konumlanmışlar. Kenyalılar, Kongolular ve Senegalliler çoğunlukta. Afrikalıların da kendilerine ait kafeleri, barları mevcut. Zira isimleri olmadığı için nokta atışı yapmak güç. Zaten buralara Afrikalı değilseniz girmeniz de pek mümkün değil. Gece mekanın çok daha farklı bir atmosfer büründüğünü öğreniyoruz. Minicik etekli, saçları örgülü kadınları görünce Haiti'de miyiz yoksa Aksaray'da mı ayırt etmekte zorluk çekiyoruz...
EVLER GÜNLÜK KİRAYA VERİLİYOR
Aksaray'daki emlakçıların tabelalarında da yine Arap alfabesi dikkat çekiyor. Kiminin şirket ismi Türkçe olsa da camlara yapıştırdıkları ilanlar Arapça. Üç senedir bölgede emlakçılık yapan Nezir Bektaş'ın sahibi olduğu Türkoğlu Emlak'tan içeri adımızı atıyoruz. Bektaş çat pat Arapça konuştuğunu söylüyor. "Eskiden Libyalılar vardı, bu sene maalesef sayıları azaldı" diye ekliyor. En çok Irak ve Suriye'den gelenler oluyormuş. Evlerin fiyatları yabana atılacak cinsten değil. Bir oda, bir salon evin fiyatı 1000 dolara kadar çıkıyor. Sanırsınız Maslak'ta bir rezidans kiralıyorsunuz. Ama Aksaray'da Arap değilseniz zaten ev tutmanız olanaksız. Emlakçı Bektaş masasındaki onlarca ev anahtarını gösteriyor ve ekliyor: "Bakın bunlar da günlük kiraya verdiğimiz evlerin anahtarları. Günlük 50 dolardan kiraya veriyoruz." Ardından semti "En zor bölge" olarak tasvir eden sivil polis ekliyor "Çoğu fuhuş için günlük ev kiralıyor."
KÖMÜRLÜĞE 2 BİN DOLAR KİRA
Semtte bir telefon operatörü bayii işleten Şeref Ertekin de 40 yıllık Aksaraylı. Aksaray'ın artık yabancı semti olduğunu dile getiren Ertekin "Burada gayrimenkul rantı büyük. Sezonda evler günlük en az 100 dolara kiraya veriliyor. Penceresiz bodrum katları bile aylık 2 bin dolar ediyor. Kömürlüğü ev yaptılar ve 2 bin dolara kiraya verdiler" diye anlatıyor.
ARAP NÜFUSU ÇOK YOĞUN
Tramvayın hemen arka tarafında bekliyoruz... Duvarlarda ilanlar var ama anlamak ne mümkün... Hepsi Arap alfabesiyle yazılmış... Gelip, okuyan, not alan ve telefonuna sarılanlar var. "Bu ne ilanı?" diye bilgi alamaya çalışsak da nafile kimse Türkçe konuşmuyor ya da konuşmak istemiyor. Soluklanmak için bir restorana geçiyoruz. İsmi: Juri Restaurant. Menü İngilizce ve Arapça. "Türkçe bilen yok mu?" diye sorup soruşturuyoruz ama sonuç yine olumsuz. Zaten içerideki herkes Arap. "Fotoğraf çekmek yasak" deyip bize nazikçe kapıyı gösteriyorlar. Semtin en fazla para harcayan kesimi Araplar. 4 bin TL kira ödeyen Van Kahvaltı Sofrası hiç iş yapmaz ve zarardan ötürü kapanırken aynı dükkanı alan Arap sahipleri 15 bin TL kira bedelinin üstesinden gelebiliyor.
TÜRK DÖNERCİLER BOMBOŞ
Bir Türkiye vatandaşının işlettiği dönerci bomboşken hemen yanındaki ufacık Anas Chicken isimli dükkandaki kuyruğu görünce insan hayretlere düşüyor. 40-50 metrekarelik dükkanda yaklaşık 15 kişi çalışıyor. Kuyruk sokaklara taşıyor... Ama hem çalışanlar hem de döner yemek için bekleyenlerin hepsi Arap. Semtte Türklerin işlettiği restoran ve büfeler maalesef sinek avlıyor. Özbekler kendi restoranlarına, Araplar kendi restoranlarına gidiyor. Aksaray'daki bu kozmopolit yapıdan en çok gayrimenkul sahipleri memnun. "Araplar olmasa ne yaparız?" diyorlar. Arap zenginler fiyatları dörde, beşe katlamış. Bütün bir binayı tutup yerleşen kalabalık aileler çoğunlukta. Ama bir de Aksaray'ın eski esnafı var ki onlar bu durumdan hoşnutsuz. Örneğin konfeksiyon işiyle uğraşan Mustafa Sarı, doğup büyüdüğü semtini terk etmek zorunda kalmış. "Akşamları Aksaray'a inmeye korkar olmuştuk. Sokakta birçok aç mülteci de var. Aç insan ne yapar? Her şeyi göze alır? Burası artık İstanbul olmaktan çıktı" diyor. 1970'li yıllarda semte yabancı biri geldiğinde anlaşıldığını anlatan Sarı "Şimdi her yer Gürcü, Arap doldu, biz yabancı olduk" diyor.
MÜLTECİ PAZARLIĞI SÜRÜYOR
Umut tacirlerinin pençesine düşen mülteciler gün boyunca Aksaray'daki parklarda, kafelerde ve meydanlarda yeni bir hayat için pazarlık yapıyor. Suriye'den gelen mültecilerin en yoğun bulunduğu yer olan Aksaray insan kaçakçılığı ile uğraşanların da avlanma platformuna dönüşmüş durumda. Bölge esnafı isim ve detaylı bilgi vermekten kaçınsa da insan kaçakçılığı ile uğraşan dört farklı isme dikkat çekiyor. Umut satan bu tacirlerin yeni bir hayat için belirledikleri fiyat ise 1500 dolar.