Yılbaşı, dünyanın her yerine olduğu gibi Yunanistan'da da şenliklerle kutlandı. Barış ve huzur dilendi, dargınlıklar bir nebze giderildi. Ancak bu dönemde kilise ve Çipras arasında gerginlikler de oldu. İslam dünyasında Ramazan ayı nasıl ki 12 ayın sultanı ise, Hıristiyan dünyasında da aralık ayının 24'ünden ocak ayının 6'sına kadar geçen süre de o denli önemli ve kutsaldır. Çünkü İsa peygamberin doğduğu gün olarak tespit edilen 24 Aralık günü yani Fransızcada Noel, İngilizcede Christmas kutlanır, ardından İsa'nın doğumuna istinaden 31 Aralık'ta, yeni yıl kutlamaları gelir. 6 Ocak'ta ise İsa peygamberin Yahya tarafından İsrail'in Şeria nehrinde vaftiz edilişi anılır. Bu süre içinde okulların sömestr tatili vardır, devlet sektörü kısmen çalışır, insanlar birbirlerine hediye almak için alışveriş merkezlerini doldurur, eğlence yerleri de yılın en işlek günlerini yaşar.
94 YIL SONRA İLK KEZ
Bu yortulu tatil günlerinin sona erdiği 6 Ocak'ta, İsa'nın vaftiz gününü temsilen din adamlarının denize attıkları haçı almak için yarışan mayolu gençler denize atlar... Bu törenler bir zamanlar Türkiye'de yaşayan yüz binlerce Hıristiyan tarafından da düzenlenirdi. Son yıllarda İstanbul'da yeniden hayata geçirilen bu gelenek, bu yıl Lozan Anlaşması'ndaki halk mübadelesinin üzerinden geçen 93 yıldan sonra ilk kez İzmir'de de düzenlendi. İzmir'de yaşayan bir avuç Hıristiyan'ın temsilcileri ile töreni yöneten din adamı Kyrillos, Yunan TV'lerine konuşurken, İzmir'deki bu tören için verilen izin ve gösterilen kolaylıklardan dolayı Türk hükümetine teşekkür etti. Ama aynı törenin, 1974'ten sonra ilk kez Kıbrıs'ın hayalet kenti olarak tanınan Maraş'ta da Kıbrıs Rumları tarafından yapılmasına izin verilmesi, yeni yılın Kıbrıs sorununun çözümü için hayırlı olacağının göstergesi olarak kabul edildi.
GERGİNLİKLER DE OLDU
Tatil günlerinde dargınlıklar da yaşandı. Mesela, Başbakan Çipras, kendisinden önceki başbakanların yaptığı gibi denize haç atma törenlerini Pire limanından izlemeyi reddetti. Bunun nedeni Pire'nin bağnaz Metropoliti ile arasındaki gerginlikti. Genç başbakanın ateist olmasını bir türlü hazmedemeyen bağnaz çevreler, Çipras'ın eşcinsellerin birlikte yaşamasına izin veren yasayı çıkarmasına tahammül edemedi. Hatta bu fanatik kişilerden birinin, iki küçük çocuk babası olan Çipras'a çıkardığı bu yasadan çocuklarının büyüdüklerinde yararlanmalarını temenni etmesi bardağı taşıran son damla oldu. Çipras Pire limanındaki dini törenlere katılmadı ve Yunan devlet televizyonunda bu töreninin canlı yayınlamasını reddetti. Çipras ve hükümetin bu davranışı bağnaz çevrelere kulak asılmayacağı şeklinde algılandı.