Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

Kemanın mistik ustası

Hikâyenin ta en başından başlayalım. Kendi anlatımına göre annesi ona hamileyken keman çalarmış. 'Kemanı ağlatan adam' namıyla bilinen ünlü virtüöz Farid Farjad'ın kemanla birliktelik öyküsü 'doğum öncesi Altın Çağ'a dayanan bu ayrıntıyla açılıyor. Sonrası o kadar mistik değil. Dokuz yaşında konservatuvara gidiş, ardından Fransa ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde müzik eğitimine devam ediş, derken 1979 Devrimi öncesi ABD'ye kaçış ve 36 yıllık sürgün… Yaşayan en iyi keman virtüözlerinden biri olan Farid Farjad, 19 Kasım'da İstanbul Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde sahne alacak. (Bu salon, son olarak büyük keman virtüözlerinden Itzhak Perlman'ı ağırlamıştı.) Bu yüzden bu hafta -1 Kasım seçim yasağını da fırsat bilerek yorucu ülke gündeminden biraz uzaklaşıp- uzun zamandır planladığım Farjad portresini yazayım dedim. Farjad ile 2011 yılında yine bir konser için geldiği (Bilindiği üzere Türkiye'ye sık sık geliyor) İstanbul'da röportaj yapmıştım. O röportajdan yola çıkarak bir yazı yazmak bugüne kısmetmiş.

Farjad, 19 Aralık 1938 Tahran doğumlu. 1966'da Tahran Müzik Konservatuvarı'nda klasik müzik üzerine master yaptı. Tahran Senfoni Orkestrası'nda görev aldı.
Farid Farjad'ın, yalnızca piyano (eşi Mitra Tavakkoli Farjad da bir piyanist. Bazen birlikte çalıyorlar) ve keman kullanarak yaptığı An Roozha- O Günler isminde beş albümden oluşan bir albüm serisi var. İlk albümünü Los Angeles'ta çıkarmış Farjad. İran'da konserlerde ve televizyonda çalıyormuş, albüm yapma imkânı bulamamış.

"Para kazanmayı bilmeyen biriyim. Ama sanat yaparak mutlu oluyorum. Sanat, Allah'ın insana verdiği en büyük hediyedir" diyor. Bu, göreceli bir şey tabii ama bir sanatçının bunu dile getirmesi şaşırtıcı değil.

Büyük keman virtüözü Yehudi Menuhin ilham aldığı tek sanatçı. Menuhin'le ilgili hoş bir anısı da var. Onu ilk kez İran'da Persepolis'te (Pers İmparatorluğu'nun başkenti olan eski bir şehir) 17-18 yaşında iken görüyor. Oraya konser için gelmiş Menuhin'e ve elindeki beş milyon dolarlık kemana gıptayla bakıyor. (The Red Violin-Kırmızı Keman filmindeki keman gibi değerli bir keman.) Menuhin bunu fark edince, "Bu kemanı çalmak ister misin?" diyor ve kemanı ona uzatıyor. "Menuhin kemanı verince şok oldum, heyecandan çalamadım" diyor. Hiç kimseden Menuhin kadar etkilenmemiş. Bugün büyük bir keman virtüözü olduysa bunu biraz da Menuhin'e olan hayranlığına borçlu anlayacağınız.

FARJAD MÜZİĞİNİN HÜZNÜ
Bana anlattığına göre Farjad'ın ailesi eğitimli, kültürlü bir aile imiş. Baba da anne de eğitimciymiş. Toplam sekiz kardeşlermiş, ama kardeşlerin dördü ölmüş. İran'da özlemle andığı bir çocukluk dönemi var: 1951-53 yılları arası… Ona göre bu dönemde ülkede tam demokrasi hâkimdi. "ABD ve İngiltere'nin ülke petrolünden el çekmek zorunda kaldığı dönem" diyor buna. Millileşmeye başladıklarını söylüyor. "Ancak demokrasi yoksa millilik de işe yaramaz" diye de ekliyor. Bu yüzden İran Devrimi'nden kısa bir süre önce, yaklaşmakta olan fırtınayı sezip ABD'ye gitmiş ve küçük bir Avrupa ülkesinin nüfusuna tekabül edecek kadar İranlı'nın yaşadığı Los Angeles'a yerleşmiş. David Lynch'in filmine adını veren Mulholland Drive'a yakın bir yerde yaşıyor.

"Devrim sonrasınının İran'ında müzik, resim, heykel yok" diyor. Bundan çok şekvacı. ABD'deki hayatını sürgünden beter olarak nitelendiriyor. Ülkesinde kalmayı çok istermiş. Ama kalamamış ve şimdi de gidemiyor. Türkiye'ye sık geliyor olması da ülkesine yönelik özlemin bir tezahürü aslında. Buraya sık gelişinin bir başka sebebi ise kendisinin söylediği üzere Türkiye'den başka hiçbir ülkede bu kadar sahiplenilmiyor oluşu.
Farjad'ın iki oğlu, bir kızı var. Ancak çocuklar 13 sene önce tanıştığı son eşinden değil, eski eşlerinden. Toplam üç evlilik yapmış. Ki bu, Poligami'yi zamana yaymak olarak yorumlanabilir. (Bunu söyleyince gülüyor.) İlk eşinden bir, ikinci eşinden iki çocuğu var. Johann Sebastian Bach'ın 20 çocuğu olduğu düşünüldüğünde mütevazı bir rakam.

Beslediği kaynaklardan üçünün; Hafız, Sadi ve Mevlana olduğunu söylüyor Farjad. Okuduğu İranlı yazarlar arasında Sadık Hidayet, Muhammed Ali Cemalzade ve Sadık Çubek var. Türkiye'den en çok tanıdığı yazarsa Aziz Nesin. Nesin'in İran'da bir dönem yok sattığını göz önüne alırsak (Hâlâ öyle mi bilmiyorum) buna şaşmamalı. Bu arada Nazım Hikmet'in şiirlerini de Farsça okumuş Farjad. Sevdiği klasik romancı olarak ise Jack London'ın adını anıyor.

SIKI BİR ATATÜRK HAYRANI
İnançlı biri elbette ama seküler bir çizgiye sahip. Bunu da konuşmalarında sık sık hissettirme ihtiyacı duyuyor. Ve sıkı bir Atatürk hayranı. Odasında iki heykel varmış. "Biri Atatürk heykeli, diğeriyse Firdevsi'nin heykeli" diyor. "Erdoğan hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sorduğumda ise şu cevabı veriyor: "Erdoğan seçilmiş bir başbakan. (Röportajı 2011'de yaptığımızı tekrar hatırlatayım). İnsanlar onu seviyorlar. Halkın oyuyla gelmiş. Demokrasiyi koruyup geliştirmesi Türkiye'nin hayrına olur."

"Batı'ya göre bir demokrasi mi?" diye soruyorum bunun üzerine. "Demokrasinin standartları bellidir" diyor. "İran'da demokrasi yok mesela. Sizde demokrasi var, ama bizde yok." İran'da seçimlerin de hileli yapıldığı kanaatinde. "Açık oy, gizli sayım ilkesi var" diyor. Devleti yönetenler, yani Velayet-i Fakih ne derse o olur görüşünde.

Tarihe büyük ilgisi var. Öyle ki, keman çalmaktan sonra en çok yaptığı şey tarih okumak. Türkiye'yi çok sevdiğini, hatta Türk vatandaşı olarak bu topraklarda ölmek istediğini söylüyor.

Okuduğunuz yazıya soundtrack olarak Golha başta olmak üzere favorim olan Farjad müzikleri eşlik etti. Klasik Batı Müziği'nin Doğu'ya has o tanıdık hüzünle harmanlanması Farjad müziğinin en karakteristik özelliği. Farjad müziği hüznü kamçılıyor. Ama kamçıladığı, insana haz veren tuhaf bir hüzün duygusu. Modernizm'in yarattığı melankoli hissinden farklı. Daha köklü, derinlikli bir şey. Ruh dolu… Belki de Farjad'ın doğum öncesi kemanla kurduğu ilişki kadar da mistik…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA