Yumurtalık kanserleri; lokal kanserler olup yayılma ihtimalleri zayıftır. Bu kanserde hastalara genellikle altı kür kemoterapi uygulanır. Tedaviye yanıt veren hastalara iki kür daha uygulanır. Bu kanserin tedavisinde ilk kez 15 yıl önce 'interiperitonel' adı verilen karın içine sitostatik ilaç koyma yöntemi denenmiş ve başarı elde edilmiştir. Burada amaç; 0.5 santimetrenin altında olan tümörleri hem lokal, hem de sistemli olarak yok etmektir.
15 yıldır uygulanıyor
Bu yöntem; Türkiye'de de 15 yıldan beri seçilmiş hastalara uygulanıyor. Yapılan son çalışmada; 876 hastaya karın içi veya damardan kemoterapi şeklinde bir tedavi uygulanarak sonuçları 10 yıl boyunca takip edildi. Karın içine kemoterapi uygulanan hastaların yaşam süresi 62 ay, damardan ilaç verilen hastaların ise 51 ay olarak tespit edildi. Karın içi kemoterapinin avantajları; bulantı ve kusma ile saç dökülmesinin daha az olmasıdır. Ayrıca çalışmada da belirtildiği gibi yaşam süresi, diğer tedavilere göre daha uzundur. Karın içine uygulanan kemoterapide; çok yüksek dozda ilaç, direkt kanser hücresi üzerine verilir. Bu da tedavinin başarı oranını yükseltir. Amerika'daki Ulusal Kanser Enstitüsü; tam optimal cerrahi geçiren hastalara, karın içi kemoterapiyi tavsiye eder. Diğer yandan karın içi kemoterapi uygulamasının karın ağrısına neden olduğu ve bundan dolayı hastaların tedaviyi tamamlayamadığı da belirtiliyor. Bu tedavi yöntemi; karın içindeki diğer tümörlerle birlikte kolon tümörlerine karşı da çok yararlı ve vazgeçilmez bir tedavi tarzıdır.
EKSTRA C VİTAMİNİ İHTİYACI DOĞURUR
Yumurtalık kanseri tedavisi sırasında ekstra C vitamini alınmalıdır. Günde bir veya iki bardak domates, havuç ya da elma suyu hastanın toparlanmasına yardımcı olur. Bir avuç taze yer fıstığı veya ceviz tüketimi de kemoterapinin olumsuz etkilerini azaltır. Yoğurt ve semizotu da tüketilebilir.
BULANTI VE KUSMAYA KARŞI ZENCEFİL ÇAYI
Kemoterapi esnasında hastaya verilen destek büyük önem taşır. Hastanın beslenme şekli, enfeksiyonlarla savaşma ve hastalığını yenme ihtimalini yükselten bir unsurdur.
Bulantı ve kusma, kanserin en güçlü komplikasyonlarıdır. Sorun bazen kanserin kendisinden kaynaklanır. Sıklıkla kemoterapi ve radyoterapinin yan etkisi olarak da ortaya çıkar. Hastalar bundan dolayı kilo verir. Bu erimeye 'kaşeksi' denir ve bu çok ciddi bir sorundur.
Kemoterapi gören hastaya taze zencefil, rezene, taze nane ve dört-beş dilim elmanın suyunu içirmek, hastanın bulantısını büyük oranda azaltır. Limon suyuna zencefil ve bal katarak da içirilebilir.
SEBZE VE MEYVELERİ ÇOK İYİ TEMİZLEYİN
Hastayı enfeksiyondan korumak için sebze ve meyveleri çok iyi yıkamalı ve sirkeli sudan geçirmelisiniz.
Hasta için havuç, ananas, portakal gibi klasik meyve sularının yanı sıra; domates, kuşkonmaz ya da böğürtlen suyu hazırlayabilirsiniz.
Mineral takviyesi için; brokoli, lahana, marul, ıspanak ve diğer yeşil sebzeleri sıkarak ananas suyuyla karıştırabilirsiniz. Peynir suyu proteini, soya sütü ve bal karışımı da kullanılabilir.
SAFLAŞTIRILMIŞ SU İÇİRİLMELİ
Kemotepari gören hastalar, bol miktarda sıvı almalıdır. Sıvı eksikliği; sistit, aşırı kalsiyum eksikliği, bitkinlik, kalp spazmı, kalp ritminde bozukluk gibi komplikasyonlara neden olur.
Hastaya cam şişelerde süzülmüş, ve saflaştırılmış su içirin. Buzlu bitki çayları hazırlayarak hep yanlarında bulundurun. Meyve suyunu veya sodayı dondurup; ağız yarası oluştuğu zaman emerek serinlemesini sağlayın.