Yurdoğlu, iyi huylu kemik tümörlerinin en sık 5-20 yaş grubunda görüldüğünü, ancak 2 yaşındaki bir çocukta da tümör ile karşılaşılabildiğini dile getirdi. Bu yaşların, kemiklerin aktif olarak büyüdüğü dönem olduğunu ve normal büyümeyi sağlayan hormonlardan bu tümörlerin de etkilendiğini vurgulayan Yurdoğlu, "Kötü huylu kemik tümörlerini daha çok 10-30 yaş aralığında görüyoruz. Metastaz şeklindeki kemik tümörleri ile 40 yaş üstündeki kişilerde karşılaşıyoruz" diye konuştu.
Yurdoğlu, hastalığın kendini ağrı ile gösterdiğini ve şikayetin süreklilik kazandığını ve zamanla artabildiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Ağrı, çocuğu uykudan uyandırabilir. Bazen tümör bölgesinde şişlik ele gelir. Kemik tümörlerinin özelliklerinden bir diğeri de kemiği eriterek kemiğin gücünü zayıflatmasıdır. Daha önce fark edilmeyen bir tümör, kemikte bir kırığa neden olarak karşımıza çıkabilir. Bazen da hiçbir bulgu yoktur ve tesadüfen başka bir amaçla çekilen röntgen filminde tanı konulur."
Tanı için röntgen, MR, bilgisayarlı tomografi gibi çeşitli radyolojik tetkikler yapıldığını belirten Yurdoğlu, şüpheli durumlarda alınan küçük doku örneklerinin patolojik incelemesinin yapıldığını ifade etti.
Tanıda gecikme ve uygun olmayan tedavinin geri dönüşü olmayan sonuçlara neden olabileceğinin altını çizen Yurdoğlu, tedavinin tümörün yapısına ve evresine göre değiştiğini söyledi. Yurdoğlu, "İyi huylu tümörlerin ağrıya yol açması, kemiği zayıflatıp kırığa neden olması ve büyüme eğilimi göstermesi halinde çevre dokulara zarar verdiğinde ameliyat edilir. Bazı tip tümörlerde hiç müdahale edilmeden sadece takip etmek yeterli olabilir. Kötü huylu tümörlerde ise daha büyük ameliyatlar ile tümörün tipine göre radyoterapi ve kemoterapi uygulanabilir" diye konuştu.
Yurdoğlu, anne ve babaların çocuklarının kemik ağrısı şikayeti karşısında duyarlı olması ve vakit kaybetmeden hekime başvurulması gerektiği uyarısında bulundu.