Prof. Dr. Zafer Gülbaş (Anadolu Sağlık Merkezi Hematolojik Onkoloji ve Kemik İliği Nakli Direktörü)
'Türkiye'de ve tüm dünyada geleceğin tedavisi immünoterapi'
"İmmünoterapi bütün kan kanserlerinde etkili. Biz de hücreyle immünoterapi yapıyoruz. Kemik iliği nakli yaptığımız hastalarda, hastalık tekrar geri gelirse, kök hücre bağışında bulunan kişiden (donör) hücreleri alıp hastaya lenfosit hücrelerini naklediyoruz. Lenfosit hücreleri, hastalığın kalıcı olarak düzelmesini sağlayabiliyor. Genellikle biz, hastalık tekrarladığında hastada önce kemoterapiyle hastalıklı hücreleri azaltıyoruz. Yani hastalığı en az düzeye indirip sonra donörden T-Lenfosit hücrelerini alıp hastaya veriyoruz. Buna 'Donör lenfosit infüzyonu' deniyor. Bu tedavi, kan kanserlerinde hastaların kalıcı olarak iyileşmesini sağlayabiliyor. Ancak hastalıktan hastalığa da etkisi farklı oluyor. Mesela lösemilerde farklı, lenfomalarda farklı etki edebiliyor. Her hastalığın alt tipleri var. Alt tiplere göre de bu tedavinin etkisi değişebiliyor. İlaçların yeterli olmadığı durumlar da oluyor. Mesela hasta, kemik iliği nakli sonrası viral enfeksiyona yakalandığında bazen ilaçlar yeterli olmuyor. Bu gibi durumlarda vücutta o virüsü öldüren lenfosit hücrelerini çoğaltıyoruz. Daha sonra bu virüsü tanıyan ve onları yok etmeye programlanmış lenfositleri hastaya naklediyoruz. Bu yöntemi de hastayı virüsten ve yakalandığı enfeksiyondan kurtarmak için kullanıyoruz. Bu tedaviler henüz başlangıç aşamasında. Biz de yakın gelecekte bu tedavileri başlatmak için hazırlıklar yapıyoruz. İmmünoterapi geleceğin tedavisi olarak görülüyor. Hem de gelecekte sağlık harcamalarını azaltabilecek bir tedavi şekli."
'Bağışıklık sistemi olmayan bir çocuğu tedavi ettik'
Sizi en çok heyecanlandıran şey; immünoterapi mi, yeni geliştirilen ilaçlar mı, yoksa gen tedavileri mi?
Kanserde uygulanan immünoterapi ve hücre tedavileri beni çok heyecanlandırıyor. Ayrıca kök hücre tedavileriyle, yaşlanan ya da zarar gören organların tedavisinin yapıldığı yenileyici tıp da çok ilgimi çekiyor. Gen tedavileri de bana heyecan veriyor. Bizim bu konuda ayrıca çok başarılı bir çalışmamız da var. 10 yıl önce, doğuştan bağışıklık sistemi olmayan bir bebeğe ilk başarılı gen tedavisini uyguladık. Bu çocuk hâlâ yaşıyor. Bu vakamız dünyada bir ilk. Bizden sonra, bu yöntemle dünya çapında bağışıklık sistemi sorunu olan pek çok çocuk tedavi edildi.