Türkiye tarihinde ilk kez sivil bir anayasa yapma fırsatı yakaladı. 1 Kasım seçimlerinde toplumun yüzde 97'sinin temsil edildiği bir parlamento profili oluştu.
Daha önce her partiden eşit temsilcinin katıldığı Anaya Komisyonu'nun 66 madde üzerinde uzlaşıldığını açıklamasına rağmen CHP masayı terk ederek kısmen de olsa Anayasa'nın milletin lehine değişime uğramasına karşı çıkmıştı.
1 Kasım'dan sonra büyük ümitlerle kurulan yeni masadan da CHP, uzlaşmaz bir tutumla kaçtı.
Öyle ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bile CHP ile ortak aday çıkaran MHP bile CHP'nin bu tutumuna isyan etti.
CHP'nin bu tutumuna karşı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "CHP, farklı farklı isteklerde bulunmuş, sudan sebeplerle uzlaşma sürecini sabote etmiştir" dedi.
Yeni Anayasa konusunda masadan kalkmayacaklarını ifade eden Bahçeli, "Gerekirse iktidar B planını hayata geçirir ve referandum yapılır" açıklaması ile yeni anayasa konusunda artık MHP'nin yollarını CHP'den ayıracağı ve son yıllarda olduğu gibi CHP ile ortak politika izlemeyeceklerinin sinyalini verdi.
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül'le ilgili kararının ardından değişti.
Can Dündar'ı tahliye eden AYM aniden Kılıçdaroğlu için 'Number One' bağımsız kurum oldu çıktı.
Kılıçdaroğlu, daha önce defalarca yerin dibine soktuğu, "İktidarın güdümünde" olmakla suçladığı kararlarını 'beğenmediği' mahkemelerin aniden 'bağımsız yargı' olduğunu keşfetti.
Kılıçdaroğlu, 2014 yılında kendisini ifadeye çağıran savcıya karşı Grupta yaptığı konuşmada "Benim ifademi alacakmış savcı bozuntusu. Kim oluyorsun sen?" demişti.
Ama aynı Kılıçdaroğlu Zaman gazetesine kayyum atanmasının ardından bir kez daha hukuku siyasallaşmakla, hükümetin emrinde olmakla suçladı.
***
Zaman'a kayyum atanması Kılıçdaroğlu'nun niye bu kadar kızdırdı? Çünkü 'iftira kaynağı'nı kaybetti.
17-25 Aralık darbe girişiminde Paralel örgütün izinsiz, illegal, montaj kaset ve iftiralarla hükümete yönelik darbe girişimini en çok Kılıçdaroğlu sarılmıştı. Her gün onların borazanlığını yaparak darbe girişimini algı çarpıtmasıyla yolsuzluk operasyonuymuş gibi yutturmaya kalkmıştı. Onlardan aldığı illegal tüm tapeleri Meclis kürsüsünden kamuya duyurmuştu.
***
Gelelim yeni Anayasa konusuna.
Kılıçdaroğlu ısrarla yeni anayasa yapmak için toplanan komisyondan kaçmak için hangi gerekçeyi gösteriyor?
İlk dört maddeyi. Yani asla onlara dokunulmasın diyor. Bunlara dokunulacaksa masada olmayacaklarını söylüyor.
Çünkü yeni ve sivil bir Anayasa konusunda darbecilerin yaptığı Anayasa'nın ilk dört maddesi CHP'nin kırmızı çizgisiymiş.
Peki Kılıçdaroğlu geçen yıl bu konuda ne düşünüyordu?
İMC TV'de katıldığı programda Kılıçdaroğlu, "YÖK'ü kaldıralım, seçim yasasını değiştirelim, Anayasa'yı değiştirelim" deyince spiker sözünü keserek "Mesela Anayasa'nın ikinci ve üçüncü maddeleri?" diyerek araya girince Kılıçdaroğlu da "Tabi. Buyurun gelin yapalım bunların hepsini" diye yanıtladı.
***
Üçüncü köprü, Marmaray, Körfez Geçişi, Avrasya Tüp geçidi, duble yollar, hastaneler, nükleer enerji ve madenlerin çıkarılması gibi 'Kalkınma' ile ilgili konularda hep "Hayır" diyen Kılıçdaroğlu, yeni anayasa gibi toplumu derinden etkileyecek sivil bir hukuk yapım sürecine de "Hayır" diyor.
Yani CHP ne işin "Kalkınma" tarafına yanaşıyor ne de "Adalet" tarafına!
Dolayısıyla millet de tüm yükü "Adalet ve Kalkınma Partisi"ne havale ediyor…
