Aslında gizli bir 'ölüm-kalım' mücadelesi bu bizim için... Ama öyle ölen-kalan yok sahada! Haa siz dersiniz taktik yanlış, kadro hatalı, futbolcular bitmiş, başkası der ki hepsi ya da hiçbiri. Önemli değil! Çünkü Hatice'sini seviyor olsak da bu işin, bu maçta önemli olan netice... Haa, daha yolun başı, önümüzde 'bakılacak' çok maç. Bu da doğru, var! Ama sonuçta biliyoruz ki, 'elalemin takımı'nı tutmayacağımız bir uluslararası turnuva için buradan gelecek 3 puan hayati!
Tabloysa şöyle: Savunmada Servet'in neden Galatasaray'dan 'kesildiği' hemen anlaşılıyor. Balta, çoğu zaman 'buyurun buradan geçin' diyor, Gökhan ileri gidebiliyor ama geri gelebilemiyor, Toraman tek başına yetemiyor... Orta sahadaysa içten ve etkili bir çaba var, özellikle Emre ve Hamit'le. Ama bu, ilerideki üçlüye 'kavuşabildiği' zamanlarda ya beceriksizlik kurbanı oluyor ya dikkatli rakip savunmaya takılıyor... Azerbeycan ise daha çok savunmayı amaçlıyor ama geriden hızlı çıkan bekler ileriyi hareketlendirmeyi başarıyor. Genel tabloda biri öbürüne ağır basmıyor iki takımın. Türkiye biraz daha 'çok' oynuyor gözüküyor. İlk yarıya üç net sığıyor: Biri 18'de Hamit'in üst direkte patlayan şutu, diğeri 35'de Gökhan'ın Emre'den aldığı ara pasa yaptığı vuruş (ki kaleci 2 hamlede kurtarıyor) ve 37'de Selçuk'un uzaktan şutu (ki kaleci parmak uçlarıyıla kornere çeliyor)...
Bunca çaba üzerine, 39'da kornerden gelip Sadıgov'un ayağından ağlara kavuşan top soğuk duş etkisi yapıyor. Ama kendine getiren cinsinden değil 'kan donduran' cinsten... 'Bakın hatalı gol böyle yenir' başlıklı bir ders olabilecek golden sonra zaman zaman milli takımımız, çokça da Azerbeycan pozisyon buluyorlar. İkinci yarıda artan ablukamız, Azerbeycan'ın hepimizi 'Volkan'a şükür' ettiren kaptı-kaçtı netleriyle sonuçlanıyor. Bu yarının en neti 84'te kale önünden topu ağlara yollayamayan Semih ve Hamit'le bulduğumuz pozisyon. Yetmiyor! Biliyorum, bir torba adam var suçlanacak. Hepsi sırayla anılacak. Ama 100 sene konuşsak ne fayda? dedik ya neticesi önemliydi bu maçın. O da 'size yine 3 puan yine yok!' diyor...
