Sezonun başından bu yana ilk kez Galatasaray, 'Galatasaray'a benzer bir futbol oynuyor Kayserispor karşısında... Belki geçen haftaki
'yuhlar' kanlarına dokunduğu içindir. Belki son basın toplantısında
"Ben ne yapacağımı gayet iyi biliyorum" diyen Hagi'nin verdiği mesaj hedefi bulduğu için.
Belki de 'alınan dersler' ancak akıllara girdiği için. Sebebi tam bulmak için en az 2 maç daha lazım. Kayserispor da yerinin 'tesadüf' olmadığını çoktan kanıtlamış, ne yaptığını bilen bir takım. Sonuçta son derece çekişmeli, keyifli bir maç çıkıyor ortaya. Ev sahibi, ilk 10 dakikada peşpeşe geliştirdiği ataklar ve baskıdan sonuç alamayınca ibre Galatasaray'a dönüp genelde de öyle kalıyor maç boyunca.
G.SARAY'DA GOLCÜ YOK Kİ !
İki tarafın da bolca pozisyonu var. Net olanlar ağırlıklı Galatasaray'dan ve bunları
Elano (15 ve 16'da),
Pino (38) ve
Barış (51) imzalıyorlar ama hepsinde
Kewell'ın katkısı, daha doğrusu Kewell, Pino ve Elano'nun iyi anlaşmasının etkisi büyük. Hücumda baskın gözükse de, Galatasaray'da bir golcüye duyulan hasret ve ihtiyaç kendini belli ediyor. Pozisyonlarda
eksik olan son vuruşu nasıl yapacağını bilen bir forvet! Kayserispor a gelince... Tek tek bakıldığında
vasatın ötesine geçemeyen futbolculardan ortaya tam bir 'takım' çıkmış. Birbirlerini çok iyi tanımanın avantajını iyi kullanıyorlar. En net pozisyonu Mehmet Eren'in ara pasında Ufuk'la karşı karşıya kalan Santana 71'de imzalıyor. Mehmet Eren, Ömer ve Hasan Ali son derece göz dolduruyorlar. Son 15 dakika, iki tarafın da üç puan tutkusu ile son derece çekişmeli geçse de, galibiyet kimseye yar olmuyor! Bugüne kadar rakipleri iyi olduğu için değil, kendisi kötü olduğu için 10.sırada kalan Galatasaray için, dünün üzücü tarafı ilk defa gerçekten oynayarak puan kaybetmesi...
