Tabii... Zaten yorumcu dediğin takımın masörü hakkında yazar. Ekonomistler de döviz kurları hakkında konuşmasın mesela...
Peki, neredeyse 300 dakika kaleye isabetli şutu olmayan, 4 gole demir atmış ama ısrarla, inatla vazgeçilmeyen Emenike'ye değinmeden...
Kariyerinin en formsuz sezonunu geçiren Sow'a paragraf açmadan, son 4 maçta kaybedilen 7 puanı nasıl anlatacak, nasıl anlayacaksınız o zaman?
Peki, tek sakatlık ya da cezada dahi, bütün takımın matematiğini değiştiren... Bir tek Alper'in yokluğunda, şanzımandaki neredeyse tüm ileri viteslerden mahrum kılan... Akhisar'a karşı, yabancı-yerli aritmetiğindeki dengesizlikler yüzünden, maçı çevirmek için Selçuk'a başvurmak zorunda bırakan kadro mühendisliğini nasıl açıklayacaksınız?
Aslında haklı başkan. Futbolculara gelene kadar başka sorular var yorumcuların el atması gereken.
Misal ligin en yaşlı takımını peyderpey gençleştirme hamlesine neden girişilmediği?
Misal sezon başında, hadi olmadı ara transferde forvet başta olmak üzere kadroya neden takviye yapılmadığı?
Misal beraberliğin dahi fayda etmeyeceği bir maçta, üstelik takımı öne taşıyan en önemli silah Caner de yokken ve yerine Kadlec gibi bir "stoper bazlı" bek sahadayken, hocanın neden topla mesafe kat edemeyen, adam geçemeyen 3 önlibero ile başladığı? Neden Diegolu bir formül hazırla(ya)madığı?
Ve dahası sanki ilk maçı kazanmış da 1-0 kaybetse bile turu geçiyormuşçasına ikinci yarıya da aynı 11'le neden devam ettiği?
Diyeceksiniz ki "Emre sakat, Alper yok, mecburen böyle oldu." O zaman bakınız: Madde "kadro mühendisliği..." Ayrıca tüm taşlar yerinde, herşey yolundayken değil asıl böyle kriz zamanlarında belli olur kaliteniz, farkınız... Yoksa PlayStation'daki yapay zeka da biliyor, olmayan oyuncuyu, en yakın puanlı aynı mevkiden başka biriyle ikame etmeyi.
Velhasıl "futbolcuları yazmak yanlış" demekte haklı Yıldırım. Kadroyu kuran, planla(ma)yan, ilk 11'i ve oyuncu değişikliklerini yapan vs onlar değil zira.
Takımı böylesi bir planla sahaya süren... İlk 60 dakika kaleyi bulan şut yokken, golü bulup yaslanmış rakibine karşı, sanki arkada çok alan varmış gibi Emenike'yi kaçırmak için hababam top savurmaktan başka bir plan üretilemezken, maç sonrası "Çok iyi oynadık, herşey yolunda" diyen de oyuncular değil keza.
Fenerbahçe'nin sorunu, bir "üst akıl sorunudur" sözün özü. Ve o üst akıl "sahanın ortasında oturduğu" müddetçe, oyuncular hakkında kalem sallamak gerçekten de abesle iştigaldir.