"Muslera'ya penaltı attırmak saygısızlık"

Spor Toto Süper Lig'de norma sezonun kapanış maçında lider Galatasaray, deplasmanda Manisaspor'u 4-0 mağlup etti. İşte spor yazarlarının karşılaşmayla ilgili yorumları:

Levent Tüzemen: 45 dakikalık ciddiyet
Galatasaray'ı bu sezon zirveye taşıyan yardımlaşma, paylaşma, dikkat, takım uyumu, oyunun yönünü değiştirme, pas vermeden önce yapılması gereken çevre kontrolü özellikle ilk yarı Manisa'da çok zayıftı. Bu tabloyu Manisa'nın küme düşmüş olmasından dolayı G.Saraylı futbolcuların motivasyon eksikliğine bağlayamayız. Büyük takımların rakibi küçümseme lüksü olamaz. Avrupa takımlarıyla aramızdaki en büyük zihniyet farkı bu; motivasyon konusunda dengeyi kuramadığımız için istikrarlı olamıyoruz. Türkiye'de futbolcu kafaca maça göre motive oluyor, hatta maç bile seçiyor.

Galatasaray ilk yarı uzatmalar dahil oyunu Manisa kalesine yıktı. Elmander ve Emre Çolak ikilisi pozisyon kaçırma konusunda birbirleriyle yarıştı. Bu iki oyuncu antrenmanlarda bile bu kadar şut atma rahatlığı bulamazken, Manisa kale önünde rakip baskısı olmayan pozisyonlarda inanılmaz kötü şut attılar. Tek ciddi pozisyon; Elmander'in frikiğini kaleci Volkan'ın kurtarmasıydı.

AYDIN DEĞİŞTİRDİ
İkinci yarıda Aydın'ın, Sabri'nin yerine girmesi Galatasaray'ın oyun anlamında coşkuyu yakalamasını sağladı. Takımı ateşleyen ve Galatasaray'ın farklı kazanmasında büyük rol oynayan Aydın hücuma çubukluk getirdi, derinlik kazandırdı ancak en önemlisi Eboue'nin de hücuma etkili çıkmasını sağladı. Elmander'in ilginç anatomik yapısı var; oynadıkça çabuklaşıyor, oynamayınca anında "Tank" gibi oluyor. İsveçli, Aydın'ın ürettiği pozisyonlarda gol vuruşlarında maç eksikliğinden dolayı geç ve ağır kaldı.

Galatasaray'ın dünkü galibiyetinde ortaya çıkan en özel ve en güzel tablo kaleci Muslera'nın Taffarel ve Mondragon'la paylaştığı "Gol yemediği maç sayısı" rekorunu, 15'ten 16'ya çıkararak tek başına sahip olmasıydı. Fatih Terim'de bu sezon gözlemlediğim büyük değişikliğin en son halkası Manisa'da yaşandı. 1998-2000 döneminde Galatasaray'ın farklı götürdüğü maçlarda kazanılan penaltıyı taraftar Taffarel'in atmasını istemiş ama Fatih Hoca "Olmaazzz" demişti. Galatasaray'da iskelet kadroda gol atmayan tek oyuncu kaleci Muslera'ydı. Fatih Hoca bu kez taraftarın isteğini kırmayıp Muslera'ya rekor kırdığı gecede ödül verdi.

Ahmet Çakar: Rakibe saygı!
Lig bitti, Süper Finaller başlıyor ama dün gece Muslera'nın penaltı atmasını sportif açıdan kabul etmiyorum. Bir kalecinin penaltı atmasının ne anlamı olabilir? Maç 0-0 iken atabilir miydi? Tabii ki atamazdı. O halde 'maç bitti' diye, Muslera'ya penaltı attırmak hem Türkiye Ligi'ne hem Manisaspor'a saygısızlıktır. Gelelim maça...

İki kırılma anı var. İlki ilk devrenin son dakikalarında Manisasporlu Yiğit'e gösterilen kırmızı kart. Bu kart hem Manisaspor'un direncini kırdı hem de o ana kadar pozisyon bulmakta çok zorlanan Galatasaray'ı rahatlattı. İlk devreye bakıyoruz; Galatasaray oyuna hakim. Ceza alanına kadar geliyor ama son paslar başarısız. Bu nedenle de ilk 'Bu kadar kaçar mı' dediğimiz tek pozisyon yok. Ama Manisaspor'un var. Isaac çaprazdan gelip şut çekmeyip arkadaşına çıkarsa Manisaspor golü bulabilirdi.

İkinci yarıda Aydın, Manisaspor'u çözen adam oldu. İşte maçın ikinci kırılma anı, Galatasaray'a verilen ilk penaltı... Bence yanlış! Aydın hamleyi hisseder hissetmez kendini atıveriyor. Düşmüş ve 10 kişi oynayan bir takıma karşı golü bulduğunuzda her şey çorap söküğü gibi geliveriyor. Arka arkaya gollerle Galatasaray puan kaybetmeden Süper Final'e girdi.

AYDIN'A VERİLEN PENALTI YANLIŞ
Gelelim hakeme... Doğruları da var yanlışları da... Gerek Yiğit'e gerekse Emre'ye göstermiş olduğu kırmızı kartlar haklı. Galatasaray lehine verilen ikinci penaltı da doğru. Ama Manisaspor'u ve maçı bitiren ilk penaltıda karar yanlış.

Manisasporlu defans oyuncusunun hamlesi ve Aydın'ın havalanıp kendini yere bırakması art arda geldi ve Suat Arslanboğa yanıldı. Şimdi çok kritik maçlar başlıyor ve dolayısıyla hakemlere daha fazla iş düşecek. Mesela herhangi bir play-off maçında skor 0-0 iken dün geceki gibi bir penaltı verirseniz bütün dengeler alt üst olur.

Savaş Çorlu: Konsantrasyon!
Bir tarafta ligden düşmüş bir takım, diğer tarafta ise 'Süper Final' öncesi şampiyonluğun en avantajlı ekibi vardı. G.Saray'ın Melo ile Riera arasında yaşanan kavganın izlerini iyi futbol ile unutturması bekleniyordu.
Bu sezon 10 gol atmış ve takımın en iyilerinden olan Melo'nun yokluğu çok açık görüldü.
Yerine orta sahada oyun kurucu görevini üstelenen Engin'in hırslı mücadelesi ve kendine güveni Süper Final maçları öncesi umut verdi.
45 dakika sahada kalan Sabri'nin etkisiz futbolu ve yaşadığı top kayıpları yine pes dedirtti.
Terim, Sabri'yi çıkarıp Aydın'ı alarak uyuyan Galatasaray'ın uyanmasını sağladı.

Futbol tat vermedi
50 dakika 10 kişi mücadele eden Manisa karşısında Selçuk'un biri penaltıdan iki golü ve Muslera'nın tribünlerin isteği üzerine attığı penaltı golü kimseyi yanıltmasın, bu futbol tat vermedi. Maçın başında İsaac, kaleci ile karşı kaldığı golü atsa ve Manisa maçı 11 kişi tamamlayabilse skor böyle olmazdı.
Baros'un perdeyi kapatan golü sonrası sevinci ise gol özlemi çektiğinin göstergesiydi. İki takım da konumlarından dolayı konsantrasyon eksikliği yaşadı.

Mert Aydın: Rahat rahat
Galatasaray geçen haftayı Manisaspor maçına hazırlanmaktan çok Melo-Riera kavgasının şokunu atlatmakla geçirdi. Belki de ligden düşmesi kesinleşen Manisa ile oynamak bir şanstı bu yüzden.
Açıkçası ligin ilk yarısında harikalar yaratan ama idari ve mali sıkıntılar yüzünden tepetaklak ligin dibine çakılan Manisa'nın dünkü çabası takdire şayandı.
Galatasaray, maçın ilk yarısında topa hakimdi hakim olmasına ama sanki nasıl olsa gol atarız havası vardı.
Rakip kale önüne kadar geliyor ama nedense birkaç uzak şut dışında istediği etkiyi yaratamıyordu.
Bir süredir sahalardan uzak olan Elmander'in hareketliliği aynıydı ama sanki etkisi çok yüksek değildi.
Belki de Manisaspor 10 kişi kalmasa bu sorunlar daha fazla sıkıntı yaratabilirdi.

Emre'yi çözemedik
Teknik direktör Fatih Terim'in, Sabri'nin yerine Aydın'ı alması ikinci kırılma noktası oldu.
Aydın'ın yarattığı penaltıdan sonra Galatasaray için Süper Final öncesi güzel bir gece yaşandı.
İstediği gibi oyunu yönlendiren Selçuk, bu sezonki performansının küçük bir örneğini Manisa'da sundu bizlere.
Maçın son bölümünde hem 10 kişi, hem de moral olarak çökmüş Manisaspor'a kaleci Muslera'nın penaltısı bitirici darbe oldu.
Açıkçası böylesine rahat ve gerilimsiz bir maçta kırmızı kart görmeyi başaran Emre Çolak'ı çözmeyi başaramadık.

Vedat İnceefe: Galatasaray çok farklı
Normal sezonun şampiyonu ile düşen takımın mücadelesenin en önemli tarafı Galatasaray'ın 4-0 ile kazanıp play-off'a 5 puan avantajla başlamasıydı. Galatasaray'ın Manisa'ya giderken en büyük sıkıntısı Melo ve Riera kapışmasıydı. Bu önemli virajda takım arkadaşlarını gergin bir ortamda Manisa'ya göndermeleriydi.

Riera için bu sezon herhangi birşey söylemek istemiyorum. Melo'nun bu takım için önemli bir oyuncu olması ve iyi giden bir Galatasaray'da Brezilyalı'nın istekli oynaması takım için handikap.

PENALTIDAN SONRA FARKLI
Yönetimin vereceği ceza ne olur bilmem ama bu kadar önemli ve telafisi olmayan maçlar öncesi, bu iki oyuncunun akıbetinin ne olacağı bir an önce belli olmalı. Maça dönecek olursak...

İlk yarının başlamasıyla birlikte Galatasaray temkinliydi. İlk tehlikeli atak 6. dakikada Isaac ile Manisa'dan geldi. Kaleye vurmak yerine Kahe'ye verse gol olurdu. G.Saray'ın ilk atağı 10. dakikada Elmander ile gelişti. Ancak maçın kırılma anı Yiğit'in gördüğü kırmızı karttı. İlk yarıdaki oyunun geneline baktığımızda zaten etkili olamayan Manisa idi. İlk yarı itibariyle de G.Saray rakibine oranla daha etkiliydi. İkinci yarının hemen başında çok da net olmayan penaltıyı gole çeviren Selçuk, takımını 1-0 öne geçirdi. Oyunun tek hakimi G.Saray'dı.

FATİH HOCA VE EKİBİ SÜPER
İkinci golden sonra ise Galatasaray çok daha fazla rahatladı. Süper Final öncesi Galatasaray oyun olarak da skor olarak da puan durumu olarak da rakiplerine fark attı. Fatih hoca, normal sezon boyunca müthiş bir performans gösterdi. Onu ve ekibini yürekten kutluyorum. Taraftarlar da dün mükemmeldi.