MERT AYDIN: Mersin düştü!
Öyle bir maç ki kazanan kendi yolunda devam edecek. Beraberlik ikisini de kesmez. Kaybeden birinci hedefine matematiksel olmasa da mantıksal olarak elveda diyecek. Özellikle küme düşmenin eşiğine gelen Mersin'in veda maçı olacaktı kazanamazsa.
Beşiktaş, Almeida'nın forvetin merkezinde Niang'ın sağda olduğu bir formülle sahadaydı. Holosko kulübede bekliyordu.
Maç başladığında 1 haftalık Antalya kampının ürünü olarak baskı kurmaya çalıştı Mersin. Ersan'ın cansiperane atlayışı olmasa ev sahibi öne de geçiyordu.
10. dakikadan itibaren dengeyi kuran Beşiktaş, Almeida'nın sakatlanmasına rağmen pozisyon üretmeye başladı. Mersinli oyuncuların hırslarını kontrol edemediği gözlenirken Beşiktaş öne geçti.
Fernandes işi bitirdi
Mersin havlu atabilirdi. Paniğe kapılmamanın hediyesini bir serbest atış ve ardından Nobre'nin kafa golüyle aldılar. Beşiktaş belki de rakibin gardını tam düşürmek üzereyken bu golle maç yeniden başladı.
2. yarı Beşiktaş, Mersin karşısında dengeli oyunu seçmişti. Nobre'nin ters kafası için, "Duran toplarda hangi kalede olursa olsun hep Nobre vurur" diyebiliriz. Bu gol belirleyici oldu. Beşiktaş'ın her zamanki gibi savunmaya çekilişi ve verdiği pozisyonlar bir süre Mersin'e umut oldu. Ama 70'ten sonra Fernandes önderliğinde Oğuzhan'ın da futbol aklıyla topu ele geçiren Kartal, maçın sonunu zorlanmadan getirdi.
- Beşiktaş'ta Fernandes, tabelayı direkt etkileyen adamdı. Onun yanında Veli, Toraman ve Niang maça olumlu etki yaptılar. Holosko etkisiz kaldı. Mersin ise bence matematiksel olmasa da kafaca küme düştü.
TURGAY DEMİR: Köprü!
Defans boğazın bir yakasıysa, forvet öteki yakası; orta saha köprü... Köprüyü sağlam kurmazsan iki yakan bir araya gelmez.
Samet hoca, Niang-Almeida ikilisiyle başladı. Yanlarına Olcay ve Fernandes'i de ekleyince dört koşmayan adam oldu. Bu şartlarda Veli, Necip değil İniesta-Xavi olsa fark etmez. Madem önde geri vitesi arızalı iki santrforun var o zaman arkaya oyunun iki yönünü oynayan birini koyacaksın.
Bu da Oğuzhan'dır. Özetle, futbolun gerçeklerine silah çekmeyeceksin. Çekersen Mersin oynar; sen seyredersin. Nitekim ilk 45'te olan da budur.
Almeida'nın sakatlanması büyük bir şanssızlık olsa da aynı zamanda sistemsel arızayı düzeltmek için bir şanstı!
Yerine Oğuzhan girse Beşiktaş oyunu kontrol edebilirdi. Öyle olmadı, Holosko girdi ve rakibin bütün atakları o kanattan geldi.
Orta saha bocaladı
Uzun sözün kısası şu: Beşiktaş Olcay, Fernandes, Oğuzhan üçlüsünden birinden fedakarlık etmeden çift santrfor oynayamaz. Fedakarlık edilecek son isim de oyunun çift yönünü oynayan Oğuzhan'dır.
Beşiktaş orta sahası öylesine bocaladı ki, kontratak golüyle öne geçmelerine rağmen görüntü değişmedi. Oğuzhan oyuna dahil olana kadar, Veli'nin tüm gayretine rağmen, orta sahaya hakim olan ev sahibi takımdı. Yakaladıkları pozisyonları değerlendirseler işin şekli çok değişirdi.
Oğuzhan'ın girmesinden sonra oyunun kontrolü Beşiktaş'a geçti. Fernandes de rahatladı, Veli de. Necip değil de Olcay çıkmış olsa Beşiktaş'ın etkinliği çok daha artabilirdi.
Maçın Beşiktaş adına en iyilesi Niang'tı. Savunması yok ama hücumu müthiş renkli.
Mersin adına gecenin adamı ise kaleci Bicik'tı.
İlginçtir Beşiktaş'ın çift santrforla başladığı maçı sakatlık ve son saniyelerdeki Mersin İdman Yurdu baskısı nedeniyle santrforsuz ve üç stoperle tamamlamak zorunda kaldı.
METİN TEKİN: Ama sahada gezmiyor!
Beşiktaş için Mersin maçı son yedi maçında hedefinin ne olacağını belirleyecek bir karşılaşmaydı. Ve bu önemli maçı Beşiktaş kazanmayı bildi. Lig sonuncusu Mersin İdmanyurdu ise belki de son şansı olan Beşiktaş maçını galibiyetle kapatıp ligde kalma hayalini devam ettirmek istiyordu. Ama matematiksel olmasa da futbol bakışıyla Mersin İdmanyurdu'nun artık kendini kurtarması çok zor. Zaten dün akşamki oyunda da bu maçı son şansı olduğu izlenimini hiç gösteremedi Mersin... Bana göre onların en büyük yanlışı şu; Yeterli kadro gücünüz yoksa, hücum organizasyonu günümüzün futbol trendi olan topa sahip olmayı ve böyle üretmeyi düşünmek o kalitedeki takımlar için fayda değil aksine en büyük zaaf olur.
HOLOSKO FORMSUZ
Peki Beşiktaş kazanırken neler yaptı? Bir denge oyuncusu olan Sivok'un yokluğunda İbrahim Toraman ve Ersan gibi hamleci oyuncularla oynamak her an defansif hatalar yapabilir görüntüsü veriyordu açıkçası Beşiktaş. Orta saha organizasyonuna baktığımızda her hafta 'aman şımarmasın' telkiniyle mesaj verilen Oğuzhan kenarda oturmuş, orta saha, deplasman mantığıyla Veli ve Necip'e teslim edilmişti. Yine yaratıcılık Fernandes'in ayaklarından, skor ise Almedia ve Niang'dan bekleniyordu. Ama yaratıcı ve organizasyoncu olan Fernandes skoru da yapan isim oldu. Yani Beşiktaş'ta dün skoru değiştiren oyuncu fazla yardımcısı olmayan Fernandes'ti.
Bireysel performanslara baktığımızda Holosko'un son haftalardaki formsuzluğunun devam ettiğini, Olcay'ın sahne alamadığını, Almeida'nın yine arka adalesinden sakatlanarak 4-5 hafta sahalardan uzak kalacağını gördük. Beşiktaş'ın artık her hafta hedefi sorgulanacaktır. Gelecek hafta Bursaspor deplasmanında olduğu gibi..
FATİH DOĞAN: Fernandes farkıyla...
1 Nisan şakası gibi... Portekiz Milli Takımı'nda sergilediğin futbolla hava at, Türkiye'ye gelince arka adalen atsın.. Almeida'dan bahsediyorum... Yeteneklerini gösterdiğinde farkı hissedilen, oynadığında rakipleri deviren Ronaldo'nun partneri Portekizli'den... Ancak bir de sakatlanmayıp sahada kalmayı becerebilse her şey daha iyi olacak. Ancak ne var ki geldiği günden bu yana ihtiyaç duyulduğu çoğu kritik zamanlarda takımının yanında olamadı Almeida... Dün de 1 Nisan şakası gibi 12. dakikada atağa kalkarken sakatlanmaz mı? Bu sakatlıklar yüzünden Almeida'ya olan inancım da futbol adına umudum da çok azaldı ve sezon sonu hazır para ederken satma fikri ciddi ciddi ağır basmaya başladı.
Samet Aybaba, Almeida'yı Niang'la oynatmak sevdasına sağ kanadını kırarak ikili ama bir o kadar da riskli bir hücum hattıyla sahaya çıkmayı tercih etti. Erken gelen sakatlık ve Holosko'nun girişi bu planın test edilmesini de engelledi. Biri can diğeri Avrupa derdine düşmüş iki takımın fiziksel mücadelesi yeterli seviyedeydi. Ancak sağda Hilbert ve solda Gökhan Süzen öndeki oyunu yeteri kadar desteklemedi. Mersin İdman Yurdu oyunu Nduka'nın üzerine kursa ve her topta Beşiktaş'ın Fernandes'e yaptığı gibi sürekli Nijeryalı'yı arasa gole çok daha rahat ulaşırdı.
KRİTİK HAMLE
Fernandes'in karambolde attığı gol ve Nobre'nin cevabı sıkışan ve sıkan oyunun biraz olsun açılmasını da sağladı. Necip- Oğuzhan değişikliği yerindeydi. Bu, Beşiktaş'a biraz daha topla oynama ve gecenin yıldızı Fernandes'i daha fazla ön plana çıkarma imkanı verdi. Portekizli'nin korner atışında Toraman'la birlikte yükselen Nobre'nin ters kafasıyla gelen gol bireysellik ürünüydü.
Beşiktaş yönetiminin "Avrupa vizesini aldık, gitmek size kaldı" diyerek ağır yük bindirdiği Siyah-Beyazlı oyuncular arasında bu ağırlığın çoğunu dün gece yıldızlaşan Fernandes omuzladı...
RIDVAN DİLMEN: Tepecik'te oynamayacaktı
Fernan des iyi top oynadı ama moralsiz bir havası ve tavrı vardı. Oyuna belki yansıtmadı ama moralsizliği çok belliydi. Zaten Fernandes'i tartışmayalım. Çok önemli bir oyuncu. Çok iyi oynadığı en az 7 maç sayarım. Tek başına takım gibi oynuyor Beşiktaş için. O biraz sallanınca Beşiktaş'ta duruyor. Samet Aybaba'nın hafta sözleri nedeniyle sanırım. Rakipler ona yakın oynuyor. Top kaybetmedi, en azından faul aldı. Beşiktaş oyun içinde şanssızlıklar da yaşadı.
Almeida Azerbaycan'la milli maç oynadı, golünü attı çıktı geldi burada Tepecik maçında da gol attı. Bence hocanın Almeida'yı Tepecik maçında oynatmaması gerekirdi. Mersin karşısında bir depar attı ve sakatlandı.
Bir tarafta üzgün moralsiz ama oyuna tavırlı olmayan bir Fernandes bir tarafta üzgün, mutsuz ve oyuna tavırlı Holosko vardı. Fernandes gibi burnunuzu gösterseniz size top atan bir oyuncunun iş yapmaması mümkün değil. Holosko'nun çok etkisiz kalışı da belki de açılacak skor farkını engelledi. Beşiktaş için de kolay bir maç değildi. İkinci olma şansınız var, ve şampiyonluk için belli de olmaz diye gözünün ucuyla bakıyorsun. Beşiktaş, artık hesaplarını üçüncülüğe çevirebilecekken ikincilik umudunu ayakta tuttu.
AÇ OYUNCU LAZIM
Mersinli oyuncular maç sonunda Beşiktaşlılarla öpüşürken ligle de helalleşti. Matematiksel olarak şansları olsa da kafada da bitirmişler. İçerde oynadıkları 4 maçı da kaybettiler. Geçen seneden farkı deplasmanda çok puan almışlardı bu sene maç kazanmadılar. Demek ki takımlarda aç oyuncu lazım. Mersin yaş ortalaması yüksek bir takım. 34 haftalık periyotta düşen de şampiyon olan da hak etmiştir diye düşünüyorum.
Hakemleri eleştiriyoruz ama bugün maçta çok güzel bir gol attı hakem. Abdullah Yılmaz avantaj kurallarını müthiş kullandı. Kartlık faulü de kesmedi dönüşte Aydın'a gösterdi kartını. Hakemi tebrik ederim. Ersan'a kart gösterebilir, Murat'ı ikinci karttan atabilirdi de.