Trabzonspor'da hareketli günler yaşanıyor. Yeni yönetim Tolunay Kafkas'ı gönderip yerine 1461'i çalıştıran Mustafa Reşit Akçay getirildi. Sportif direktörlük için Fatih Tekke konuşuluyordu ama Ünal Karaman olacak gibi görünüyor.
Trabzonspor'un başına bana sorarsan şu ana kadar ki tutumu ile gelebilecek en kötü başkan geldi. Daha birinci gün; 'Trabzonspor Başkanı'na bu nasıl soru' diyerek kırdığı potu, devirdiği çamı henüz kaldırmış değilken arka arkaya yeni çamlar...
Altyapının başından Özkan Sümer'i alması intihar. Trabzon'u Trabzon yapan iki tane adam var. Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer... Üçüncüsü yok.
Bu başarının da sebebi şuydu; bunlar aralarında sözleşmiş gibi rotasyon yaparlardı. Özkan Sümer takımın başına geçtiği zaman Ahmet Suat altyapıyı yönetirdi. Ahmet Suat takımın başına geçtiği zaman Özkan altyapıyı yönetirdi ve aşağıdan durmadan yeni adamlar gelirdi.
Trabzon'u şampiyon yapan kadronun yarısından fazlası Trabzon'un çocuklarıydı. Sonra gelen Aziz Yıldırım kafasındaki başkanlar yüzünden, bu zincir koptu. Oradan buradan transferlerle, derme çatma Trabzonspor oluşturmaya başladılar ve bu noktaya geldiler.
Özkan Sümer'in altyapının başına gelişi eskiye, Trabzon'u Trabzon yapan günlere dönüşün bir işaretiydi. Önce onu görevden aldı.
'Ben eskiye dönüyorum' demek için Fatih Tekke'yi getirdi, onu da işe başlamadan kovdu. Adamın geldiği günden beri yaptığı doğru iş yok.
Tolunay gibi gerçek bir Trabzonluyu, yüzüne bakmadan kovaladı. Şimdi Ünal Karaman'ı çıkarmış getirmiş yine...
Ünal Karaman, bugünkü Trabzon'un Şenol Güneş ile birlikte sorumlularından biri... Ünal Karaman'ı yeniden getirip nasıl yenilik yapacaksın?
Bir Gezi Park'ı olayı Trabzon'da yaşanıyor. Durmadan çam deviriyor adam! Trabzonlular bakalım ne zaman 'Çamlarımızı istiyoruz' diye ayağa kalkacak!
Fenerbahçe'de teknik direktör Aykut Kocaman ve yönetici Ali Yıldırım'ın istifası haftaya damgasını vurdu. Anlaşmazlığın bir transferden kaynaklandığı söyleniyor. İplerin kopmasıyla birlikte Yanal ve Denizli başta çeşitli isimler gündeme gelmeye başladı. İstifalar ve hoca arayışlarıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Fenerbahçe'nin içinden aldığım bilgi şöyle; Aziz Yıldırım asıl transfer etmek istediği isim Kaka... 'Bunun sebebi de Ünal Aysal geçen sene 'çilek çilek çilek' Sneijder ve Drogba'yı transfer etti. Büyük sükse yaptı. Ben de böyle bir sükseli transfer yapıp ben de sükse yapmak istiyorum. Kaka'yı alalım.'
Aykut Kocaman, Kaka'ya itiraz ediyor. 'Sayın Başkan, bu adam sakat. Sakatlığının ne olduğu belli değil. Sene başından beri kaç maç oynadı! Onda da son 15 dakika, 20 dakika oynadı. Böyle bir adama büyük paralar veremeyiz. Vermemiz doğru olmaz. Bir de üstelik takımdaki dengeleri bozar. Sakatlığı olan, oynamayacak bir adama bu kadar para verirsek...'
Aziz Yıldırım, 'Hayır, bu transfer yapılacak' diyor ve bunun üzerine Aykut Kocaman, 'Bana müsaade' diyor ve istifa ediyor. Ayrılma sebebi bu...
Ali Yıldırım'a gelince... Geçen sene Fenerbahçe, Alper Potuk'un işini bitirmişti, anlaşmıştı ki bugünkü fiyatın altında bir fiyatla... Alper imza atmak üzere kulübe geliyor, yöneticiler oturuyor ve sözleşme geliyor. Klasik futbolcu sözleşmesi... Alper ve menajeri diyor ki 'İzin verirseniz bu sözleşmeye özel bir madde ilave etmek istiyoruz.'
'Nedir?' diye soruyorlar.
'Fenerbahçe'ye küme düşme cezası gelirse Alper Potuk serbest kalır.'
Bunun üzerine yöneticilerden biri, 'Ayağa kalk, odayı terk et ve kapıyı dışarıdan kapa' diyor. Bunu diyen Ali Yıldırım... Bu Alper Potuk ile Fenerbahçe Kulübü, bu sene iki ya da üç misli fiyatla yeniden anlaşma yapınca zaten ağabeyiyle arası bir süredir açık olan Ali Yıldırım için bardak iyice taşıyor ve istifa ediyor. İkisinin sebepleri ayrı... Ali Yıldırım, Aykut Kocaman ortak hareketi yok. Olayın iç yüzü bu...
Ne olur; ne olacağı henüz belli değil. Ben Aykut'un istifa ettiği gün, başka bir sebeple sevgili Abdullah Kiğılı ile randevulaşmıştık. 4'teydi randevumuz, 5'e çeyrek kala falan geldi. "Yahu neler oldu! Bu yüzden geç kaldık" dedi sohbet ettik ama katiyen bir panik içinde değil. "Yeni hocayı da buluruz. Zaman kıymetli transfer sezonu işliyor ama biz takımı düşündüğümüz kadro ve hocasıyla yeni sezona hazır ederiz" dedi. İstifa sürpriz olmuş ama panik içinde değildi.
Ertesi gün Abdullah Kiğılı'nın Mustafa Denizli ile konuşmak üzere evine gittiğini öğrendim. Eskiden beri dostlar zaten... Beraber çok tavla oynamışlardır. İkisi de çok meraklı tavlaya... Konuşmuşlar.
Yine benim öğrendiğim kadarı ile Mustafa Denizli, 'Benim durduğum yer belli... Benim durduğum yerde herhangi bir değişiklik yok. Burada değişmesi gereken taraf başkan... Benim 2001'de niye ayrıldığımı bütün dünya biliyor. Bu defa o geçmişi de yaşamış biri olarak daha dikkatli, daha sağlam sözleşme yapacağım da kesin... Ben profesyonelim, Fenerbahçe'de çalışırım. Ama herkes bilsin ki işime katiyen müdahale ettirmem. Mustafa Denizli'nin antrenmanına başkan ya da başkası gelemez. Mustafa Denizli'nin soyunma odasına başkan ya da başkası gelemez. Bu şartlar kabul edildiği zaman gerisi önemli değil.'
Bunlar Mustafa Denizli'nin bilinen koşulları... Yeni bir şey yok. Aziz Yıldırım bunları kabul eder mi, tahmin etmiyorum.
Zaten senelerden beri Fenerbahçe'ye gelmek için can atan, her türlü ödünü vermeye razı olduğunu gösteren Ersun Yanal ile de ilk planda anlaşma yapılmıştı. O anlaşma niye durduruldu ve Mustafa Denizli'ye gidildi? Çünkü bugün günümüzde kimsenin inkar edemeyeceği bir sosyal medya var. Hızla işliyor. O sosyal medya gösterdi ki Fenerbahçe camiası, Ersun Yanal ile tatmin olmayacak. Onun için camianın kabul edebileceği birini aradılar ve Mustafa Denizli'ye gittiler. Ama Mustafa Denizli'nin sert duruşu, 'Ben durduğum yerden bir adım geri atmam' duruşu da onları geri adım attırdı.
Şimdi yeni arayışlar içindeler. Ben çok merak ediyordum, milli takım dahil Türkiye'deki hangi büyük kulüp antrenör arasa Lucescu'nun adı ortaya atılırdı. 'Niye bu sefer bahsedilmiyor!' diye... Lucescu'yu da yetiştirdiler!
Bu yabancı kaynaklı haberlerin herhangi birinin doğru olduğuna inanmıyorum. Böyle durumlarda medyamız internet sitelerine şöyle bir bakar, boşta hangi teknik direktör varsa, onun isimleri yazılır. 40 tane isim yazılır, bu 40 isimden biri tutar, ondan sonra da sıkılmadan 'Haber bizim gazetede okunur' diye başlık atarlar. 'Peki geri kalan 39 kişi ne oldu?' diye insanların soracağını düşünmeden!..
Şu anda görünen en kuvvetli aday Mustafa Denizli... Ama Denizli'nin olması için de Aziz Yıldırım'ın Mustafa hocanın şartlarını içine sindirmesi lazım. Sindirir mi, sindiremez mi bilemiyorum.