Spor yazarları Trabzonspor-D.Minsk maçı yorumladı

UEFA Avrupa Ligi 3. ön eleme turunda Belarus'un Dinamo Minsk takımı ile 0-0 berabere kalan Trabzonspor, tur atladı. İlk maçta 1-0 yendiği rakibini eleyen bordo-mavililer, play-off turuna yükseldi. İşte spor yazarlarının karşılaşmayla ilgili yorumları...

İskender Günen: Play-off'a yetmez
Turu geçmek güzel ama Mustafa Akçay'ın bu maçtan çıkartacağı çok dersler var. 4-2-3-1 sistemiyle oynuyordu fakat dün ilk defa olmak üzere Mustafa Akçay 4-1-4-1'i tercih etti. Bu sistemde savunmanın önünde oynayan iki oyuncu ki bunlar dün Aykut ve Soner'di ve de bunların önünde hücumda takımı yönlendirmesi gereken oyuncu bu da dün Adrian'dı. Görevleri çok büyük. Aykut ve Soner maçın ilk yarısında ortalarda hiç gözükmediler. Soner yetenekli oyuncu olmasına rağmen tempo olarak çok düşük ve top rakipteyken pres özelliği yok. Aykut ise koşuyor, mücadele ediyor.

Özellikle maçın ikinci yarısında rakip savunmanın arkasına attığı 2-3 uzun topta takımın hücum girişimlerine yardımcı oldu. Dün bu alanda takımı adına en fazla katkı yapan oyuncu oldu. Adrian ise istekli ve arzulu gözükmesine rağmen bir türlü hücumu yönlendiremedi. Rakibin maçın ikinci yarısında Trabzonspor önünde daha fazla baskı kurmasının nedeni hücumdaki oyuncuların basit top kayıpları ve takım savunmasına yardımcı olamamalarından kaynaklandı.

Yusuf'a şans tanınmalı
Sezonun başlamasına kısa bir süre kala eksikleri görme açısından bu maç çok önemliydi. Savunmanın sağ kenarında görev alan Zeki aşırı bir telaş ve panik içinde. Dün de rakip atakların büyük çoğunluğu Trabzonspor'un sağ kenarından geldi. Savunmanın en iyi oyuncusu olarak Mustafa Yumlu ön plana çıktı. İlk toplara zamanlama ve hava toplarındaki başarısı ile tam not aldı. Üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biri ise hücumda bir türlü gerekli uyum yakalanamaması. Kenar ataklarda savunma oyuncularının hemen hemen hiçbir katkıları yok. Olcan veya Volkan Şen geçen sezondan beri yazdık çizdik, böylesi oyun anlayışlarıyla istikrarlı görüntü çizmiyorlar. Mustafa Akçay artık 1461'den bildiği Yusuf'a daha fazla şans vermeli. Ve de alternatif hücum girişimlerinin de oluşturulması gerekiyor. Sonuçta bir üst tura geçmek sevindirici fakat play-off'ta gelecek olan takımı düşündüğümüzde dünkü oyun gruplara kalabilme adına hiç de ümit verici değil.

Olcay Çakır: Bayram turu
Hoca yeni, takım eski demiştik...
Dünden bugüne değişecek işler değil...
İyi işaretler var, onlarla yetinmeli izleyenler...
Kadro yapınız belli, bu kadronun mazisi belli...
Alıyorsunuz, gönderiyorsunuz eksikleriniz de, fazlalıklarınız da bitmiyor...
Oyuncuların içinde olan "oyunculuk meziyetlerini" ortaya çıkarmaktan başka da çare yok açıkçası.
Tedaviye olumlu yanıt veren oyuncular var...
Dünya yıldızlarıyla da donatsanız, takım hüviyetine bürünmeden olmayacak...

Kredi verilmeli
Birlikte düşünmeye, birlikte üretmeye çalışmaları için samimi mücadele var...
Hırs var, kapasite artırımı var, bunlar olumlu düşünmek ve kredi vermek için şimdilik yeterli işaretler...
Bunun içinde sabırla beklemeniz gerekiyor...
İçindeki "oyunculuk meziyetleri" tam da ortaya çıkıyor dediğimiz oyunculardan Colman, eski alışkanlığı kırmızı kartla sezona başlayınca o bölge aksadı haliyle...
Adrian'ın geldiği günden itibaren en fazla 60 dakikaya sığdırdığı "olsa da olur" oyun anlayışı Mustafa Hoca'dan da "olur" almamış gibi gözüküyor...

Sancılı işaretler
Bazen gözden çıkardığınız, gönderemediğiniz, başınıza kaldığını düşündüğünüz oyuncular o sezon sizi alıp götürebilir.
Futbolda örnekleri var...
Didier Zokora, Sol Bamba, Emerson gibi oyunculardan özellikle Zokora ve belki de biraz Emerson o mevkilere takviye yapılmayacaksa düşünülebilir mi?
Yusuf'u önce basın toplantısına, sonra da basın ve taraftarın önüne çıkaran Mustafa hoca "sancılı" değişimin işaretlerini vermeye de devam ediyor.

Necmi Perekli: Böyle oynanmaz
Maçın kritiğine geçmeden önce değerli okurlarımızın Ramazan Bayramı'nı en içten dileklerim ve samimi duygularımla, muhabbetle kutluyorum.
Müslüman aleminin özellikle siyasi çalkantılarla boğuştuğu bu günlerde mübarek Ramazan Bayramı'nın "kaos" içinde yoğrulan din kardeşlerimize barış, huzur ve ferahlık getirmesini temenni ederim.

Evet, temenni ve mutluluk dileklerimiz bir yana dün akşam Avni Aker'de Kuzey Avrupa'nın güçsüz takımı Minsk ile yapılan maça...
Avrupa'daki 101. karşılaşması bordo-mavili takımın... Belarus ekibi daha önce de belirttiğimiz gibi modern futbol oynamaya çalışan bir takım değil.

Dizilişi hatalıydı
Özellikle savunmasında bariz hatalar yapıyor. Defans bloğu içinde fazla sayıda rakip takım oyuncusuna karşı, denge ve derinlik prensiplerini başarılı uygulayamaması Trabzonspor'a ilk yarıda birkaç pozisyon verdi.
Ev sahibi takımın hatalı dizilişi ve tek santrforlu oyun tarzı bu yarının golsüz kapanmasının en büyük nedeniydi.
Trabzonspor ve rakibi Minsk, gerçekte Avrupa kupası ileri merhalelerinde maç oynayacak veya yer alacak takımlar intibaını vermiyordu.
Rakip takım eğer biraz topa basıp biraz da top çeviren bir ekip görüntüsünde olsaydı bordo-mavililerin kendi sahasında bile havlu atması işten bile değildi.
Zira bu oyun tarzıyla Trabzonspor'un bir şeyler yapmasını beklemek veya galip gelip taraftarlarını sevindirmesi asla mümkün değildir.