Galatasaray Teknik Direktörü Roberto Mancini, Spor Toto Süper Lig'de geride olmalarına rağmen, farkı kapatmak için fırsatları olduğunu belirterek, sarı-kırmızılı takımdaki ilk senesinde şampiyon olmayı istediğini söyledi.
Sarı-kırmızılı kulübün aylık resmi yayın organı Galatasaray Dergisi'nin kasım sayısına açıklamalarda bulunan İtalyan teknik adam, futbolda kazanmanın kolay olmadığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Benim buradaki ilk senem ve tabii ki ligde şampiyon olmak istiyorum. Son iki senenin şampiyonu olmanız bu sezonu kolay kılmıyor. Ayrıca her zaman şampiyon olmak istersiniz. Juventus 30 kere şampiyon oldu ama hala şampiyon olmak için çalışıyor. Şu anda biraz gerideyiz ama lig uzun ve aradaki farkı kapatmak için fırsatımız var. Şampiyonlar Ligi'ne gelince, çok kötü bir başlangıç yaptık. İkinci maçta Torino'dan çıkardığımız beraberlik çok kritikti. Grubu tekrar açık hale getirdik, fakat hala yolumuz var. İki deplasman maçı var önümüzde. Şampiyonlar Ligi daha kısa bir koşu. Adım adım düşünmeliyiz. İlk olarak önümüzdeki maçı kazanmamız gerekiyor. Sonrasını ise göreceğiz."
- "İtalya'dan sonra Türkiye'de olmak da güzel"
Inter ve Manchester City'den sonra Galatasaray'a gelmesinin kendisi adına risk olup olmadığına yönelik bir soru üzerine Mancini, "Antrenörlük zaten içinde risk barındıran bir meslek. Fakat seçtiğiniz kulüp hem kendi liginde hem de Avrupa çapında hep şampiyonluğa ulaşmaya çalışıyor. Bu durum seçiminizde etkili oluyor. Ayrıca şunu da belirtmeliyim İtalya'dan sonra Türkiye'de olmak da güzel" diye görüşlerini aktardı.
Roberto Mancini, Galatasaray'da son iki sezonu şampiyon tamamlayan teknik direktör Fatih Terim'in yerine gelmesinin üzerinde bir baskı oluşturmadığını kaydederek, "Öncelikle şunu söyleyeyim, Fatih Terim'in yerine gelmek üzerimde bir baskı yaratmıyor. Terim, Türkiye'nin en büyük ve kariyerli teknik direktörü. Avrupa'nın da en iyi hocaları arasında yer alıyor. Galatasaray'ın bana bir teklifi oldu. Ben de bu önemli teklifi kabul ettim. Var olan durumlarla ilgili ise herhangi yorum yapmaya gerek yok" ifadelerini kullandı.
Terim ile İtalya Ligi'nde rakip olduklarını hatırlatan Mancini, A Milli Takım'ın başındaki deneyimli teknik direktörle görüşmek istediğini vurguladı.
- Yabancı oyuncu kısıtlaması
Takımların temelini yerli oyuncuların oluşturması gerektiğinin altını çizen Mancini, ancak gelişen dünyada ve mevcut durumda bunun savunulamayacağını vurgulayarak, dergideki röportajda sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim düşünceme göre Türkiye'deki takımların temeli Türk oyunculardan, İngiltere takımının temeli İngiliz oyunculardan oluşmalı. Oyunun ruhu açısından belki de böyle olmalı. Ama günümüzde dünya çok değişti ve iletişim hızı inanılmaz. 50 sene öncesinin şartlarında değiliz. Dolaşımın bu derece olduğu bir dünyada futbol konusunda bu yapıyı savunamıyorsunuz. Inter'de öyle maçlara çıktık ki sahada bir İtalyan oyuncu olmuyordu. Bence şartların değişmesi artık çok zor. Çünkü özellikle Avrupa var olan bu duruma uyum sağladı."
İtalyan teknik adam, "Önümüzdeki sezon sahadaki yabancı sayısı 5'e düşecek. Türk futbolu bundan yarar mı yoksa zarar mı görüyor?" şeklindeki bir soruya şöyle cevap verdi:
"Negatif olarak etkilediğini söyleyebilirim. Federasyonlar 'sahadaki yerli sayısını belli sayıda tutarsam gelişim sağlarım' şeklinde düşünüyorsa bence bu doğru değil. Türk oyuncular gelen yabancı oyunculardan daha iyiyse zaten sahaya çıkarlar. Eğer çıkamıyorlarsa da daha iyi olmak için çabalarlar. Gelişim de bu şekilde sağlanır. 'İtalya'da takımlar sahaya çıkarken kadrolarında sadece yabancı oyunculara yer verdiler' demiştim ama İtalya bu süre içinde Dünya Kupası'nı kazandı, iki defa da finale çıktı. Konuya oyunun ruhu açısında bakarsanız farklı, gelişimi açısından bakarsanız farklı sonuçlara da ulaşabilirsiniz. Eğer milli takıma destek olunduğu için yapılıyorsa, bu yanlış."
Mancini, "Sezon öncesi yapılan kadro mühendisliğinde hata yapıldığını düşünüyor musunuz?" sorununu ise, "Bu sezona hazırlık aşamasında yapılan çalışmalara dair bir yorumda bulunamam. Çünkü yoktum ve o dönemki çalışmalar mutlaka bir fikir dahilinde yapılmıştır. Evet, bu durum bize sıkıntı yaratıyor. Kesin olan, daha fazla Türk oyuncuya ihtiyacımız var. Uzun süreli düşünürsek genç Türk oyunculara ihtiyacımız var" diye yanıtladı.
- "Hagi çok büyük bir oyuncuydu"
Galatasaray'ın efsane oyuncularından Gheorghe Hagi ile İtalya'da karşılıklı oynadığını anlatan Mancini, sarı-kırmızılı takımda Rumen oyuncunun etkisini oluşturabilecek futbolcular bulunduğuna vurgu yaparak şunları kaydetti:
"Hagi çok büyük bir oyuncuydu. İtalya'da karşılıklı oynadık, onu çok iyi tanıyorum. Dünya futboluna bu tip oyuncular çok az geliyor. Çünkü çok yetenekliler. Şu anda bizim elimizde Drogba var, çok büyük bir şampiyon. Aslında Galatasaray'da Drogba, Sneijder ve Melo gibi bu etkiyi yaratacak oyuncular var. Belki yenileri gelecek ya da takım içinde yetişecek. Ama futbol farklı bir anlayışla oynandıkça takım için bu tip oyuncuların katkıları da farklı şekilde algılanıyor olabilir. Her ne şartta olursa olsun, takımlar bu tip oyuncuları kadrosuna katmak ister."
- "Bruma'nın zamana ihtiyacı var"
İtalyan teknik adam, genç oyuncu Bruma hakkında, "Bruma genç bir oyuncu. Bir anda bütün takımı değiştirmesi beklenmemeli. Daha yapması ve öğrenmesi gereken o kadar çok şey var ki futbola dair. Evet, çok iyi açık oyuncusu ama zamana ihtiyacı var" diye görüş belirtti.
Sarı-kırmızılı takımda Selçuk İnan, Burak Yılmaz, Umut Bulut ve Semih Kaya'nın çok iyi oyuncular olduğunu bildiren Mancini, şunları ifade etti:
"Selçuk benim bilmediğim, tanımadığım bir oyuncu değil. Türkiye'ye gelmeden önce enternasyonal bazda Selçuk'u görüyordum. Çok iyi bir oyuncu ve hala kendini geliştirebileceği bir potansiyeli olduğunu biliyorum. Türkiye bu anlamda İtalya gibi. Bir oyuncu çıkıyor, büyük işler yapıyor ve herkes 'tamam işte iyi oyuncu bu, artık yeter' diyor. Selçuk, Burak, Umut, Semih çok iyi oyuncular, potansiyelleri var ama bu noktada bitmemeli. En iyi örnek Arda Turan olur. Arda çok iyi bir oyuncuydu ama herkesin 'tamam' dediği yerde o durmadı ve Atletico Madrid'de başka bir seviyeye çıktı. Bu performans çok iyi, yeterli mantığı ile hareket edilmemeli. Oyuncular devamlı bir üst seviyeyi hedeflemeli."
