Beşiktaş ile Fenerbahçe, ligin zirvesini yakından ilgilendiren derbide karşı karşıya geldi. Fenerbahçe'nin kazanması durumunda şampiyonluğu garantileyeceği bir maçtı. Beşiktaş'ın da ikincilik için mutlak puan parolasıyla çıkmıştı sahaya… 2 gol ve 2 kırmızı kartın çıktığı derbiyi nasıl buldunuz?
Yani, her Fenerbahçe – Beşiktaş maçında her derbi maçta olabilecek pozisyonlarda doğan anlık gerilimler, hırslanmalar dışında, takımsal değil, bireysel öfkelenmeler dışında iki tarafın da aslında beraberliğe razı olduğu bir maçtı. Sonunda Caner'in yaptığı o jestin de bu beraberliğe razı olma havası içinde cereyan ettiğini düşünüyorum. Beraberlik herkesin memnun olduğu bir skordu diye tahmin ediyorum.
İki tarafta da galip gelme hırsı yoktu. Karşılıklı birkaç atak vardı ancak sonuç gelmedi. Sizin maçı izlerken 'Bu takım galip gelir' dediğiniz pozisyonlar oldu mu?
Evet, iki taraf da 'İlle de alalım' diye zorlamadılar. Ama bu maç 'Berabere bitsin' diye de oynamadılar. Ben Dünya Kupaları dahil çok maç seyrettim. Tarafların beraberliğe önceden hatta anlaşarak çıktıkları Dünya Kupası finallerini çok seyrettim. Bu öyle değildi. Bu maçta iki takım da ellerine gelen pozisyonları hakkıyla değerlendirmek için mücadele ettiler ama 'Daha fazla pozisyona girelim' diye bir çırpınma, bir hamle, bir hareket içinde oldukları izlenimini ne Fenerbahçe'den ne de Beşiktaş'tan almadım.
Beşiktaş – Fenerbahçe derbisinde Dany'nin gördüğü sarı kart tartışıldı. Caner topu auta attı. Pozisyon için Fenerbahçeli futbolcular işgüzarlık yaptı diyen de var, doğru yaptı diyen de... Futbolcular da 'böyle bir kuralın olduğunu bilmiyorduk' dedi. Siz nasıl yorumluyorsunuz?
Kim biliyordu?
Görünen o ki kimse bilmiyordu.
Bu kuralın böyle olduğunu Marcus Merk dahi bilmiyordu. Kaleci ayaktan gelen topları elle alamaz. Kafadan, dizden ya da vücudun herhangi bir yerinden gelen topları alabilir. Bu kural böyle olduğu için FIFA ilave bir kural getirmiş, diyor ki 'Bu kuralı cezasız geçiştirmek için topu ayağında sektirerek, omzuna, dizine, kafasına alıp kaleciye topu vermek de yasaktır. Çünkü bu kuralın ruhuna ihanettir, aldatmaya yöneliktir, centilmenliğe aykırıdır, sarı kart verilir' diyor. Bunun bu kadarını herkes biliyor. Ama gördüğümüz pozisyonda Dany, topu ayağıyla kafaya sektirdi, kafasıyla topu kalecisi Tolga'ya attı ama Tolga kuralı bildiği için, yani o şekilde kafayla kendisine verme hakkı olmadığını bildiği için topu eline almadı, ayağıyla istop etti ve o sırada da hakem düdüğünü çalıp Dany'ye sarı kartı gösterdi.
Marcus Merk programında dedi ki 'Hakemin dediği doğrudur. Çünkü kuralı ihlal etmek için bir aldatmacaya başvurdu. Topu ayağı ile kafasına aldı. Yasak bu!' Şansal da dedi ki (ben de olsam ben de derdim) 'Ama Tolga topu eliyle almadı ki. Tolga topu ayağıyla kesti. Yani kural ihlal edilmedi. O zaman nasıl Dany'e sarı kart gösterilir?' Marcus Merk bu sefer "Ben orasını görmedim. Pozisyonun tamamını izleyelim yeniden" dedi ve pozisyonu bir daha oynattılar, Tolga'nın eli ile müdahale etmediğini görünce Marcus Merk 'Hakem düdük çalıp sarı kart göstermekte acele etmiş. Ben hakem olsaydım sarı kart göstermezdim. Çünkü kural ihlal edilmemiş. Tolga topu eline almamış' dedi. O sırada Şansal'ın kulağına kuralı okudular içeride. Ben İngilizce orijinalini de buldum, kural aynen şöyle diyor: 'Kaleci topa eliyle dokunsun ya da dokunmasın hakem ona bakmaz. Kuralı ihlal etmeye yönelik aldatma gerçekleşti mi, gerçekleşmedi mi?' Yani hakem Dany'nin yaptığına bakar. O anda düdüğünü çalar ve kartı gösterir. Kural gayet açık, gayet net. Ama bu ikinci bölümünü Marcus Merk dahil Türkiye'de hiç kimse bilmiyor. Bilmedikleri için de Caner'in yaptığı hareket gerçekten güzel bir jest. 'Vicdanen biz bu çift vuruşu hak etmedik' dediler ve topu dışarı attılar.
Şimdi tabii ben Şansal'ın yerinde olsaydım eğer Marcus Merk'e şunu sorardım ki o zaman Türkiye Futbol Federasyonu da bu soruyu FIFA'ya sorardı. Dany topu ayağı ile kafasına sektirdi, kafayı vurdu, Tolga'nın ayağı kaydı, yere düştü ve top kaleye girdi. Ne karar verecek hakem? Gol mü verecek yoksa Dany'nin aleyhine çift vuruş mu verecek? Aldatmaya yönelik bir hareket var ama gol gibi muhteşem de bir avantaj var. Şimdi, Marcus Merk diyor ki 'Ben pozisyonu beklerdim. Tolga'nın eline almadığını görünce hakem olarak vicdanen devam ettirirdim.' Yani 'Dany hareketi yaptığı an da düdük çalmazdım' diyor. Peki Dany hareketi yaptığı anda düdük çalmazsan, top ağlara gittiği zaman ne yapacaksın?
FIFA'nın bu kararı gerçekten tartışmaya çok açık bir karar. Yani o akşamki pozisyonun ortaya çıkardığı şey bu. Türkiye Futbol Federasyonu bu pozisyonun bandını FIFA'ya göndermeli ve demeli ki 'Budur, peki gol olsaydı ne verecekti hakem?'