Metin Tekin: Alan ve zamanı bulunca!..
1- İlk yarı ve ikinci yarıdaki Beşiktaş arasındaki fark neydi?
Tabii ki en net fark oyun temposuydu. İlk yarıya baktığımızda da oyunu ön tarafta oynayan, ama bunu yaparken de İstanbul Başakşehir'e rağmen değil de onun da biraz kabulüyle bunu yapan bir Beşiktaş vardı. Fakat bu set oyunlarında en etkili iki oyuncusu Gökhan başta olmak üzere Olcay Şahan'ın da olmalıyışı üretkenlikte çok geride bıraktı takımı. Ama ikinci yarıda oyun daha çok 'gelgit'e dönünce geriye düşmesine rağmen Beşiktaş iki gol bulacak alanları ve zamanı bulunca skoru lehine çevirdi.
2- Üst üste iki yenilgiden sonra Beşiktaş'ın geriye düştüğü bir maçı çevirmesi, psikolojik bir eşikten başarıyla geçtiğini gösterir mi?
Kesinlikle gösterir.Yine de 'Geçti' diye söylemeyelim ama çok önemli bir işi başardığını söyleyebiliriz psikolojik olarak. Ayrıca puan olarak da büyük bir kazanç sağlandı. Çünkü bu maçın kaybedilmesi veya kazanılamaması Beşiktaş'ı ligin seyrinde çok farklı yerlere taşıyabilirdi. Bu galibiyetle buna izin vermedi Beşiktaş. Çünkü rakiplerinizden bir maçlık mesafeden daha fazla geriye düşerseniz sizin için olayın psikolojik yönü çok daha belirleyici olur bundan sonraki süreçte! Bu yüzden Beşiktaş bu sezonun en önemli galibiyetini aldı.
3- Beşiktaş Akhisar Belediye ve Kasımpaşa maçlarını bu statta oynamalı mı?
Tabii ki İstabul'da oynamak Beşiktaş için çok daha avantajlı olur. Öncelikle mesafeler kat etmeyip, oyuncuların kendi sahasında oynadığını hissetmesini sağlarsınız. Hem de bu sahanın Beşiktaş'ın oynamak istediği oyuna uygun olması ve bu kompakt statta seyircinin de tribünleri dolduracağını düşünürsek o coşkuyla kendi oyununu çok daha rahat oynayabilirler. Yani doğru tercih bu stattır. Biraz da totem yaparsak, hele ki bu galibiyetten sonra.
Son söz; Burdan Beşiktaş üç puanla çıktı ama Pedro ve İsmail'in kayıpları önemliydi. Zorlu lig yarışında hep eksiklerle devam etmek hiç de kolay değil Beşiktaş için.
Fatih Doğan: Tarihi üç puan!
Beşiktaş, Gökhan Töre'siz maçlarda ve özellikle rakibi açmakta zorlandığı karşılaşmalarda yıldız oyuncunun yokluğunu çok fazla hissediyordu. Ancak bu ismin üzerine takımın en istikrarlı ve dinamik oyuncuları Veli ile Olcay'ın da yokluğu aynı anda eklenince ve sezon başından bu yana Beşiktaş'ın oyun temposu ve ritmi bozuldu. Özellikle ilk 45 dakika bu uyumsuzluk ve ritimsizlik çok hissedildi.
Ritim bozukluğu da anlaşılabilir durum.. Çünkü; Beşiktaş cezalı ve sakatlar nedeniyle mecburiyetten sezon başından bu yana en kapsamlı rotasyonunu gerçekleştirdi. Hem de 4-2-3-1'den 4-4-1-1'e sistem değişikliğine gitti. Sistemi farklı kılan gerideki dörtlünün önünde orta sahadaki Oğuzhan'lı ikinci dörtlüden ziyade Demba Ba ve Cenk'in pozisyon alışlarıydı. Bu Senegalli yıldıza daha fazla hareket kabiliyeti tanıdı. Bu akıllı pozisyon alma ilk yarıda olmasa da ikinci yarıda meyvesini verdi. Beraberlik golü bunun bir ürünüydü.
BİLİC'İN DOĞRULARI
Bilic'in haftalardır standardın altında kalan Motta'yı kenarda tutarak İsmail'i 11'de solda oynatması, sağda da mecburiyetten verilen görevi yapan emanetçiler yerine Serdar'la başlaması doğru kararlardı. Abdulah Avcı hocanın takımına haksızlık etmemek lazım. İlk yarı kurdukları baskı, yaptıkları top organizasyonu Akhisar'a, G.Saray'a 4 atmalarının hak edilmiş büyük bir emek ürünü olduğunu gösterdi.
STANDARTLARI YOK!
F.Bahçe maçında gördüklerini çalamayan hakemler, yazamayan gözlemci ve temsilcilerin kurbanı olan Beşiktaş dün de maçı 9 kişi tamamladı. Cüneyt Çakır eyyam düdüklerinin havada uçuştuğu son dönemde mükemmele yakın maç yönetti. Kitaba bakarsak sarıdan gösterdiği iki kırmızı kartı da doğru gözüküyordu. Pekala; Cüneyt Çakır veyahut diğerleri Beşiktaş maçlarında bu kartları doğru ve rahat çıkarabiliyorken, aynı standardı neden F.Bahçe ve G.Saray maçlarında gösteremiyor? Türk futbolunun bu standartsızlığı masaya yatırması tartışması gerekiyor.
En yüksek not 8 Demba Ba
En düşük not 5 Cenk Tosun
Ömer Üründül: Kerim ve Atiba büyük katkı yaptı
Beşiktaş ilk yarı boyunca kontrolü elinde tutup oyunu karşı alana yıktı. Ancak bu baskıda üretkenlik sağlayamadı. Bunun iki önemli nedeni vardı. Birincisi Başakşehir'in sezon başında beri oturmuş, iyi yerleşimli alan savunmasına sahip olması. İkincisi ise Beşiktaş'ta Olcay Şahan ve Gökhan Töre gibi iki önemli hücumcunun birden olmayışı idi.
Sağ kulvar iyi çalışmadı, Oğuzhan güçsüz olduğundan ileriye doğru mesafe katedip Demba Ba ve Cenk Tosun ile bağlantı kuramadı. Hücum girişimlerinin odak noktası sadece Kerim Frei'in etkili kişisel diriplinglerine kaldığından gol bulabilmek için tek çıkar yol kazanılan çok sayıdaki duran toplardı.
Üstelik bu duran topları genellikle Sosa çok iyi kullanıyordu. Demba Ba ve Sivok gibi duran toplarda gol yapabilecek ustalar da vardı.
VİSCA ÇOK KÖTÜYDÜ
Ancak her zaman söylediğim gibi futbol çok ilginç bir oyun gerçekten. Beşiktaş duran toplardan sonuç alamazken kalesine çok az gelen rakibi karşısında bir duran toptan yenik duruma düştü.
İkinci devreye Beşiktaş tempoyu artırarak ve dikine çabuk oynayarak başladı. Bu arada maçın kırılma anları da dikkat çekti. İki kontratakta Semih Şentürk'ün çok güzel gollük asistlerini takımın en kötüsü Visca harcadı. Ardından Demba Ba kritik anda skora denge getirdi. Sonra Beşiktaş'ın oyundaki baskısı arttı.
ÇAKIR'IN KRİTİK HATASI
Bu arada hakem Cüneyt Çakır'ın Başakşehir aleyhine orta sahada verdiği hatalı bir faul kararını Beşiktaş çabuk kullanıp ikinci golü buldu. Sonra Pedro Franco'nun kırmızı kart görmesiyle Beşiktaş'ta işler bir anda zora girdi. Ama son bir dakikada 9 kişi kalmasına rağmen skoru korumayı başararak kritik bir üç puan aldı siyahbeyazlılar.
En yüksek not 7 Kerim Frei
En düşük not 3 Oğuzhan
Rıdvan Dilmen: Sosa mükemmel futbolcu
Beşiktaş adına çok değerli bir 3 puan. İki maç kaybetmiş, oyuncular demoralize… Gökhan, Olcay ve Veli gibi üç önemli oyuncu eksik, doğal olarak takımın şablonu ve alışkanlığı da bozuldu. Yerlerine oynayan Sosa ile Kerim takımın en iyileriydi belki ama yine de düzen değişiyor. Beşiktaş'ın ideal kadrosunu masaya yatırırsak omurgada problem vardı.
Bugün çok güçlü bir takımla oynadı Beşiktaş. Organizasyonu iyi, içeride dışarıda ne oynaması gerektiğini bilen bir takım. Başakşehir, klasik 4-2-3-1'i iyi kullanan bir takım… Kadronun kalitesi 10 üzerinden 6,5. İki tane tecrübeli stoperi var. Önde Oğuzhan gibi oyunculara yakın oynamayı seven iki orta saha var ve ileride dizilişe uygun bir üçlü var. Semih de sırtı dönük oynamayı ligde en iyi bilen oyuncu, Mossoro'ya servis yapabilir.
Maçın en kilit oyuncusu Sosa... Semih kafayı vuruyor, kim çizgiden çıkardı? Sosa. Demba Ba'ya pası veren kim? Sosa… Hem atan, hem çıkaran oldu. Sosa önemli bir oyuncu, çok iyi bir futbolcu… Daha kuvveti yerinde değil. Beşiktaşlılar not alsınlar, mükemmel bir futbolcu almışlar. Bir kere dakika 88, ceza sahası önünde attı kendini. Bu camiayı sevdiğini, kendini göstermek istediğini gösterdi. Demba Ba'ya verdiği pas normal ama oradaki sakinliği önemli. Hakikaten çok farklı bir oyuncu… Sosa'yı nasıl oturtacaksın haftaya? Futbolcuya her yerde oynar denir, öyle bir şey yok. Her futbolcunun verimli oynadığı yerler vardır. Gökhan dönüyor. Acaba sağda oynar mı, göreceğiz.
İSTATİSTİKLER YANILTIR
Oyunun son bölümünde Beşiktaş skordan sonra kendi sahasında bekledi. Bugün Başakşehir'in kazanması için 2'yi atması lazımdı. Beşiktaş'ın enteresan silahları var. Kerim bir parlıyor, çok iyi… Sonra 30 dakika kayıp, niye oynuyor diyorsun. Kerim'in Erciyes maçındaki en önemli özelliği topu verdikten sonra devam etmesiydi. Sosa'ya verdiği topta da devam ederek o patlama kuvvetiyle zorlayıp topu sıyırarak da olsa golü attı. Diğer oyuncular vasatın üzerine çıkmadı. Sosa 3 tane golle operasyon yaptırdı. Birini çıkardı, ikisini attırdı. Bilgisayara verilere bakarsın, tamam ama bazen de öyle bir mermi çıkar ki, o bütün istatistikler gider. Metin Türel hocamızın lafıdır, onu da anmış olalım.
ÇAKIR TÜRKİYE'DE KONSANTRE DEĞİL
Beşiktaşlılar kolay kart görüyor. Sarı kartlar da doğru, hakeme bir şey diyemeyiz. Takdir haklarını da zaman zaman Beşiktaş lehine kullandığını söylemek mümkün… Uğur Uçar'ın bileğine basma var, penaltı ama onu hakemin görmesi çok zor. 5-6 tane oyuncu var orada. Uğur topu dürterken İsmail hamle yaptı orada, bileğine bastı ama açı kötüydü. Dün Uğur'un pozisyonunu inanın kimse görmedi. Tekrarı izlerken herkes "Aa penaltıymış" dedi. Hızlı gelişti. Yalnız şunu da söyleyeyim, Cüneyt Çakır'ın Türkiye'deki konsantrasyonu Avrupa'da görev aldığı maçlardaki performanslarıyla bir olmuyor.
EPUREANU'YU SİVOK TUTMALIYDI
Duran top bulabilmek için rakip yarı sahada oynamak lazım. Dönem dönem bu duran top meselesi değişir. Fernandes vardı, daha etkili kullanıyorlardı. Almeida vardı, daha kafacı bir oyuncu. Beşiktaş esas savunurken sorun yaşıyor, çok gömülüyor içe. Epureanu-Franco eleşmesi yanlıştı, orada eşleşme problemi yaşadılar. Sivok daha iyi olabilirdi. "Duran toptan gol oluyor" sözü bizim burada biraz fazla söyleniyor. Bu Almanya'da da, İspanya'da da, İtalya'da da böyle... Duran top bir silah. Arkası dönük oyuncuya gereksiz yere fauller yapmayacaksınız. Taca atabileceğin topu kornere atmayacaksın.
En düşük not 4 Franco
En yüksek not 9 Sosa
Erman Toroğlu: Çakır için siyah beyaz hata!
Yöneticilerin birbirlerini ve hakemleri suçlamaları meyvelerini vermeye başladı. Dünkü maçın 87. dakikasında Başakşehirli Uğur ceza alanı içinde rakiplerini ekarte ediyor. Ya arkadaşının birine verecek ya da kendi vuracak. Sivok'un meşin yuvarlak ile hiçbir ilgisi yok. Uğur'un ayağına basıyor, bu net bir penaltı. Ancak maçın hakemi Cüneyt Çakır pozisyonu aynı netlikte görmesine rağmen penaltı veremiyor. Yani hakem için siyah beyaz bir hata! Peki gözlemciden Cüneyt Çakır'a bir terslik olur mu? İmkanı yok! Tamam hakemlerimiz böyle peki ya futbolcularımız? Bu pozisyondan takriben 10 dakika önce yine Başakşehirli Uğur sağdan hücuma çıkıyor, bir ikili mücadelede top sol koluna çarpıyor. Hakem de bu pozisyona düdük çalıyor. Doğrudur, yanlıştır. Kerim Frei topu koyup oyuna başladığında Uğur da hakem ile konuşmaya başlıyor. Frei, 60 metre top sürüyor, Sosa'ya veriyor. Top kaleciden dönüyor. Frei tekrar vuruyor, pozisyon gol oluyor. Hakem ile konuşmaya başlayan Uğur, top gol olduğunda ekran görüntüsünde yok. Ama top gol olduğunda hakem ceza yayının iki metre gerisinde. İşte futbolcularımız da bu! Yani yok birbirimizden farkımız.
YÖNETİCİLER, HAKEMLER VE FUTBOLCULAR...
Dün gece Kerim Frei diye bir oyuncu çıktı, aldı sazı eline ne Olcay'ı ne de Gökhan Töre'yi arattı. Resmen maçı döndüren isim oldu. Ona Demba Ba da yardım etti. Elinden geldiği kadar da Sosa. Beşiktaş'ta aynı tip oyuncu çok. Yani işçi sınıfı! Onun için de biraz ince iş yapan fark ediliyor. Oğuzhan iyi kumaş ama kuvvetsiz. Dün gece Oğuzhan ile Kerim arasındaki fark net olarak ortaya çıktı. Bana hangisi derseniz açık ara Kerim Frei derim. Kerim hem koşuyor, mücadele ediyor hem oynuyor hem de oynatıyor. Fizik olarak da iyi. Rakiple mücadelede de iyi. Kaleci Cenk gene kale sahasına hakim değil. Kale sahası ismi üzerinde kalecinin mülkü. Kalecinin sahip olduğu alan. Daha doğrusu kalecinin sahip olması gereken alan. Orada kalecilerin borusu öter, hücumcuların değil. Çünkü o boruyu öttürecek avantajı var! Elleri, kolları... Ama maalesef az çalıştıkları için bir arpa boyu ilerleyemiyorlar. Kalecilerin özel olarak çok idman yapması lazım. Başakşehir, Galatasaray'a 4 attıktan sonra havaya girmiş. Zaten aldığı sonuçlardan belli. Niye havaya girdiklerini anlayamadım. Zaten önüne gelen Galatasaray'a 4 atıyor.
Dün Kerim Frei diye bir oyuncu çıktı. Aldı sazı eline, ne Olcay'ı ne de Gökhan Töre'yi arattı.
Sivok, Uğur'un ayağına basıyor. Net bir penaltı... Çakır, çok net görmesine rağmen penaltıyı veremiyor...