2- Umut... Burak gibi bir adamı kazanmak istiyorsan, onu yeniden gol kralı görmek istiyorsan yanında Umut'u oynatmak zorundasın. Madem Drogba'n yok. İkinci santrfor Umut'u oynatacaksın.
Bunu ezberlemeyen bir hocanın Galatasaray'da başarılı olması söz konusu değil...
Prandelli ve Mancini, denenebilecek tüm rakamlı sistemleri denedi. Başarılı olan bir tek sistem var: İleride çift forvet... Ama maçın tamamında, ama ikinci yarıda, ama son 10 dakikada... Galatasaray ne zaman iki forvet oynuyor; o zaman Burak'ın futbolu değişiyor.
Burak'ın attığı ilk şut maçın 52. dakikasında... Umut, 46. dakikada oyuna girdi, maçın ilk şutunu attı Burak... Bunlar çok önemli göstergeler.
Hamza Hamzaoğlu'na 'Ağabey öğütleri' diye bir yazı yazmayı düşünüyorum. Galatasaray'ın Fatih Terim döneminden beri yaptığı yanlışlar var. Bir türlü düzeltmediği yanlışlar var. Bunları birisinin Galatasaray takımına anlatması lazım.
En basiti; geçen pazar arkadaşlar geldi, Fener maçını bekliyoruz. Televizyonu açtık; Tottenham-Everton maçı başlamış. Maçın ikinci dakikasıydı. 45 dakikasını seyrettik. "Arkadaşlar bu maçta garip bir şey gözünüze çarptı mı?" dedim. "Yok" dediler. "Hiç yere düşen bir adam gördünüz mü; yerde kalan, yerde üç takla atan, hakeme ağlaşan..." dedim.
Şimdi kural şu; futbolun iyi oynanması, futbolun göze hoş gelmesi, futbolun seyirci toplaması için iyi futbol gerekiyor. Tottenham-Everton maçında bir tek boş yer yoktu. Bunlar şampiyonluğa oynayan takımlar da değil üstelik. Çünkü seyirci iyi futbol istiyor. Niye?
1- Futbolcu, kendini yere atıp maçın 1 dakika, 2 dakika durmasına sebep olmuyor.
2- Hakem zırt pırt faul çalmıyor. Oyunda devamlılık sağlanıyor. Maçı durdurmak açık seçik oyunun kalitesini düşürür.
Şimdi biz seninle oyun oynuyoruz. Futbol değil, herhangi bir oyun... Benim oyuncu kalitem 10, senin oyuncu kaliten 100... Oyunun kalitesi 100 üzerinde oynandığında kim kazanır?
Ben kazanırım.
Benim senin yenmemin bir tek yolu var, oyunun kalitesini 10'a indirmek. Oyunun kalitesi nasıl düşer futbolda; durdukça düşüyor. Yani oyunun durması kimin lehine; kötü takımın lehine... Kimin aleyhine; iyi takımın aleyhine...
Galatasaray oyun kuramıyor, en büyük sebebi; Galatasaray'ın SAH-TE-KAR futbolcuları... Burak 8 takla atacak, Tarık 3 takla atacak, Sabri hakemin üzerine koşacak. Bunların hepsi oyunu durduruyor. Oyun 30 saniyede bir durursa Galatasaray nasıl oyun kuracak?
Bakın İngiltere maçına; adam tekmeyi yiyor, düşüyor. Hakem faulü çalıyor, o yerde yatan, hakem düdüğü çaldığı anda ayağa fırlıyor, oyunu hemen başlatıyor. Hemen... Sanki durmamış gibi. Çünkü oyunu hızlı oynamak iyi takımın lehine...
3- Oyunu hızlı oynamak tribünlerin lehine. Adam da o bilinç de var.
'Ben Tottenham'ı yeneyim' diye düşünmüyor. 'Mesele, bu tribünün dolu olması... Bu tribün dolu olursa ben bu maaşı kazanırım' diye düşünüyor.
NBA'de de prensip o değil mi? Kendi galibiyetlerinden önce tribünlerin ve televizyonların önü dolarsa eğer 50 milyon dolarlık anlaşma yapacağını biliyor adam; şampiyon olursa değil. Onun için de NBA'yi üst düzeyde tutmaya uğraşıyor bütün NBA futbolcuları ve yöneticileri...
Tarık'ın haline bak! Bu geleceğin yıldızı olacak da... 'Püf' yapıyor birisi, üç takla atıyor yerinde!.. Hayda beklesin, dursun da oyun soğusun. Soğuyan oyun bitirir. Galatasaray'ı bitirir!.. Bunun farkında değil. Çünkü bunu ona kimse söylemiyor.