İlk yarıda Tottenham biraz etkili görünse de Soldado'nun net pozisyonu dışında her iki takım da pozisyon üretmekte zorluk çekti ve ilk yarı berabere kapandı. Maçın 60. dakikasından sonra özellikle Cenk'in 30 metreden çektiği şut ve dönen topun takibinde Gökhan'ın ortası ve Olcay ile Cenk'in işbirliğinde gelen güzel golle maç bir anda Beşiktaş lehine dönüverdi. Daha sonra 68'de Kerim'in Sosa ile 2'ye 1 yapıp kaçırdığı net bir gol vardı ki galibiyeti perçinleyecek bir goldü ama yararlanamadı. 2. yarıda Ersan'ın yerine oyuna giren Atınç adına önemli bir tecrübeydi. Cenk, Demba Ba gibi bir forvetin yokluğunda onun yükünü attığı golle aldı. 2. yarıdaki futboluyla bunu belli etti. Olcay da görevini yerine getirdi. Gökhan biraz daha takım oyunu oynarsa çok daha iyi olacak. Şu anda başına buyruk oynuyor. Beşiktaş bu galibiyetle Tottenham gibi önemli bir takımın önünde liderlik koltuğunu alarak kura çekiminde korkulan takımlar arasına girdi. Bu maç da Tolga'ya da çok fazla iş düştüğü söylenemez. Beşiktaş eksik kadrosuna rağmen çok önemli bir maçı kazanarak grubunu lider bitirdi. Dün geceye gölge düşüren en önemli olan elektriklerin 2 kez kesilmesiydi. Keşke bunlar hiç yaşanmasaydı. Tabii bunda Beşiktaş'ın bir suçu yok. Umarım yetkililer bundan sonra böyle bir olayın olmaması için gerekli tedbirleri alır. Yoksa bu tür olaylar her zaman dünkü gibi keyifleri kaçırır.
Hayri Ülgen: Tosun Paşam benim!
Dün Olimpiyat Stadı'nda tatsız ve hiç hoş olmayan bir görüntü Beşiktaş'ı ve taraftarlarını üzdü. Her yer karanlıktı. Ta ki Cenk Tosun'un önce direkte patlayan şutu, akabınde muhteşem golü Olimpiyat'ı olduğu gibi aydınlattı. Ne kadar özlemişiz böyle zaferleri. Düşünüyorum. 2006 yılında Tottenham takımı Beşiktaş'ı 2-0 yenip dönmüştü.Neden mi Beşiktaş golü attı. Başta Cenk olmak üzere elinde geçen hafta sakatlanan Pektemek'in formasını taşıması ve bunu tribünlerle paylaşması hem duygusal olarak önemliydi. Hem de arkadaşlık ruhunun göstergesiydi. Dün Kerim'e bayıldım. Tabiki Gökhan Töre'ye de. Gökhan Töre ayağında biraz fazla top tutmasa Kerim de biraz gol yollarında bitirici olsa, bu ikili Beşiktaş'ı hep başarıya taşır. Yıllar sonra Beşiktaş'ın böyle bir liderliğe böyle bir galibiyeti vardı. Ben dün Beşiktaşlı futbolcuları ve o soğuk havada gelen taraftarları ayakta alkışlıyorum. Bu başarı inşallah Türk futbolunun başarısının başlangıcının da sinyali olur.
Fatih Doğan: 11 yürekli adam
O an... Maçın en can alıcı, en heyecanlı ve en duygusal anı, 60. dakika.. Olcay Şahan asisti yapıyor, aylardır Demba Ba ve Mustafa'ın ardında forma fırsatı bekleyen Cenk Tosun fileleri sarsıyor. Bütün takım tek yürek olmuş Mustafa Pektemek'in formasıyla sevinç pozu veriyor. Aslında kardeşlik pozu.. O Mustafa ki TV başında sargılı suratı, bir gözü ödemden kapandığı için tek gözüyle maçı seyrediyor. Emin olun ki; 11 numaralı forması arkadaşlarının elinde yükseldiğinde "Allah'a şükür kırıklar nedeniyle beynin hasar almadı, görme kaybın olmadı. 2-3 ay sonra sahadasın" tesellileriyle sıkıntılı geçen birkaç günün ardından gözüne birkaç damla yaş düşse de moral değerleri zirveye yükseldi. Bazen bir maçı kazanmaktan öte değerler vardır.. 11 hatta 17 yürekli adamın arkadaşlık adına paylaştığı duygular ve değerler gibi.. Her iki takım da gruptan çıkmayı garantilediği için kaybetmenin faturasının olmadığı bir maçtı. Ancak Tottenham karşısında kazanan Beşiktaş'a çok şey kattı.- Mustafa'ya sarılıp karakterli bir takım olduklarını cümle aleme haykırdılar. - Gruptan lider çıkıp 3 cephede de lider Beşiktaş diye nam saldılar. - Bir başka İngiliz takımı Arsenal'den G.Saray'ın 4 yediği ortamda Türkiye'nin tesellisi ve gururu oldular. Ülke puanına katkı yaptılar. - Demba Ba'sız da kazanabileceklerini gösterip ve 7 önemli eksik, A2'den 3 takviye ve 17 kişilik kadroyla adeta destan yazdılar. Özetle : Beşiktaş, Tottenham'ı yenerek taraftarının YÜREKTEN alkışını, rakiplerinin ve de bütün Türkiye'nin BÜYÜK SAYGISINI kazandı.
Metin Tekin: Gerektiğinde, zamanında; Cenk Tosun!
Beşiktaş'ın nerede duracağı çok önemli. Bunu özellikle lig performansı için söylüyorum. Eğer kadro genişliği olarak bakarsanız 2 tane net oyuncu alabileceğini düşüncesindeyim. Bunlardan biri sağbek. Diğeri ise orta saha olabilir. Beşiktaş'ın dün diğer önemli işi ise, 3 as oyuncusu yokken Tottenham'nı iyi bir oyunla yenebilmesidir. Bu, takımın gücünü değil, oyunun gücünü anlatır. Bu özellik, hedefe giden yolda çok ama çok önemli.
Rıdvan Dilmen: Hem oynadı hem üretti
Atiba Hutchinson Veli Kavlak... İkisi birden yok. Demba ba da yok. "Beşiktaş'ın işi kolay değil" diye düşünüyorduk. Maç başladı; "Eyvah" dedim, "Tottenham bırak beraberliği galibiyet alarak grup lideri olarak çıkacak Atatürk Olimpiyat Stadı'ndan" diye geçti içimden...Tottenham oyuna hükmediyor, dilediği zaman hızlandırıyor, dilediği zaman ayağa oynayarak sete çeviriyor. Etkili diyebileceğimiz bir oyun hakimiyeti ilk yarının tamamına yakın devam etti. İkinci yarıda oyun olarak moralli Tottenham yükleneceğine ilk yarıda silik oyunundan demoralize olduğunu düşündüğümüz Beşiktaş süre ilerledikçe daha iyi oynamaya başladı. "Dur" dedi Tottenham'a..."Eksiğim ama güvenimi hiç kaybetmedim, formdayım" diyerek reaksiyon gösterdi. Hem rakibine pozisyon vermedi, hem de çok hızlı ataklarla 4-5 tane pozisyon buldu. İlk yarı ile ikinci yarı arasındaki fark şuydu: İlk 45 dakika Tottenham iyi oynarken fazla üretemedi. İkinci yarı Beşiktaş iyi oynarken pozisyon üretebildi ve golü de buldu.
Ağır zemine rağmen Kerim Frei çok etkili ve çok çabuk, rahat adam geçebiliyor. Gökhan Töre de kendine güvenli ve formda... O da rakibinin üzerine gidiyor. Olcay Şahan da aynı etkinliğe bürününce yani rakibinin üzerine topla gitme özelliklerini kullanınca, çok iyi transfer olarak gördüğüm Cenk Tosun da maçı bitiren golü kaydetti.
Oyunun tamamına yakın defans dörtlüsü ve Tolga dikkatli, konsantrasyonu üst düzeyde oynadı. Stoperler hep oyun içerisinde kaldılar, rakiplerine hep yakındılar. Hatta Beşiktaş stoperleri 4 tane farklı santrforla oynadılar. Özgüvenli Beşiktaş rakibine karşı oyun devam ettikçe vites arttırdı ve hak ettiği grup liderliği ile maçtan ayrıldı.