Fatih Doğan: Cenk'le zirveye
Fenerbahçe'nin "Es Es" verdiği bir haftada Beşiktaş'ın Karabük karşısında liderlik koltuğuna 'hayır' diyeceğine ihtimal vermemiştim ancak Osmanlı Stadı'nda sahada taktiksel ve oyuncu değişiklikleri konusunda ciddi sıkıntılar vardı. Kasımpaşa'da başarılı olan 4-4-2 dün Karabük karşısında iflas etti. Sorun futbolcuların motivasyonunda değil sistemde.. Ne bu takım 4-4-2'nin hakkını verebiliyor ne de Mustafa-Demba Ba ikilisi ideal şekilde koordine olabiliyor.
Bülent Yıldırım ilk yarıda 39'da Sosa'nın pozisyonunda Yiğit'in eline çarpan topta gösterdiği hoşgörüyü kaleci Waterman'ın ceza alanı dışında Demba Ba'nın atağında eline çarpan topta göstermedi! Kırmızı kart doğruydu.. Ancak ne Biliç bu avantajı görebildi, ne de Beşiktaş kullanabildi.
Sakatlanan Ersan'ın yerine Franco dururken sol stopere yine sağ ayaklı Necip'in alınması tam bir çılgınlık, riskti. 6. yabancı engelini kimse öne sürmesin. Ersan oyundan alınırken yanına Sosa'yı koyup aynı anda Olcay-Franco değişikilği olabilirdi. Biliç'in 'STOPER NECİP' aşkı Brugge maçlarında başına iş açmıştı fakat yine bu inadından vazgeçmedi. Kırmızı kart Necip'e değil; hem Necip'i hem Beşiktaş'ı ateşe atan Bilic'e çıktı. Tek şansı son hamlesi Cenk'in altın kafası... Beşiktaş altın değerinde 3 puan kazandı ama Biliç 3 puan kaybetti.
Net ifade edeyim: Beşiktaş eğer Trabzon'dan lider dönmek istiyorsa ideal 4-2-3-1 sistemiyle oynamalı. Takımın dinamosu Olcay'ın yokluğu hissedildi. Çift forvet Trabzon'da fantezi olur. Kırmızı nedeniyle Necip oynamayacağı için Bilic'in Necip'i stoper oynatma ihtimalinin ortadan kalkması avantaj. Asistin sahibi Serdar'ın olmayışı dezavantaj.. Karabük'ü Cenk'in altın kafası yıktı, Bilic'i ve Beşiktaş'ı kurtardı.
Saygıyı hak ediyorlar.
Ömer Üründül: İzlediğim en kötü Töre
Beşiktaş, ilk yarıda olumsuz bir saha içi görüntüsü sergiledi... Alışılmış tempolarından eser yoktu. Demba Ba yine fizik açıdan yetersizdi.
Takımın kişisel yetenekleriyle en önemli ofansif gücü Gökhan Töre'ye bir hafta ayrılık yaramamış. Tolgay ve Sosa da hiç aktif değillerdi. Şiddetli puana ihtiyacı olan Karabükspor iştahlı, presli futboluna zaman zaman da organize atakları ekliyordu. Kısaca; Beşiktaş cephesinde işler iyi gitmiyordu. Defans bloğu ve Atiba ağır yük çekiyorlardı.Bu devredeki organize atakta Atiba'dan gelen gol de takıma olumlu yansımadı. Beşiktaş'ta alışılmış dışı görevler paylaşılmadığından hücum girişimlerinde etkinlik sağlanamıyor, takım savunması da aksaklık gösteriyordu. Ancak devre sonuna yaklaşırken çok anlamsız bir geri pasa kaleci Waterman'ın dengesiz çıkıp ceza alanı dışında topa elle temas edip, kırmızı kart görmesi, sıkıntılı gecede Beşiktaş'a tam bir piyangoydu.
İkinci yarıda Beşiktaş'ta sayısal fazlalığa rağmen bir hareket ve iştah görülmedi. Üstelik skor avantajına sahip takım, eksik rakibi karşısında bir de geniş alanda kontratak şansı verdi. Burada sakatlanan Ersan'ın yerine giren Necip rakibini düşürünce o da kırmızı kart gördü. Bundan sonra Beşiktaş, biraz işi ciddiye almaya başladı. Ama Karabükspor da maçı bırakmıyordu.
Bir duran topta kritik anda skora denge geldi. Bundan sonra Beşiktaş tüm riskleri alarak yüklendi ama saha içi görüntüsü her an bir kontratakta skor dezavantajına da düşebileceği yönündeydi. Nitekim o fırsatı uzatma bölümünde Karabük yakaladı. Ama dörde bir kontratağı acemice bir pas yanlışı ile değerlendiremediler. Uzatmanın son dakikasında son umut oyuna giren Cenk mükemmel bir kafa golüyle de kara bulutları dağıttı. Dün gecenin benim açımdan en ilginç yanı bugüne kadar en kötü Gökhan Töre'yi izlemekti.
Bülent Yıldırım'ın iki kırmızı kart pozisyonundaki kararı da doğruydu. Ancak Necip'in kırmızı kart gördüğü pozisyondaki frikikte topa vurulmadanGökhan Töre'nin üç metreye kadar gelip engellemesine devam demesi kariyeri ile bağdaşmayacak kadar büyük bir hakem hatasıydı.
En yüksek not 7
Atiba
En düşük not 2
Gökhan Töre
Metin Tekin: İhtiyaç halinde Cenk Tosun...
Slaven Bilic'in oyuna başlangıç planını ve taktiğini nasıl yorumluyorsunuz?
Bilic son haftalardaki seçimi olan 4-4-2 ile oyuna başladı. Özellikle Erciyes sonrası Kasımpaşa ve dün de Karabük karşısındaki tercihinin bu maçın özelinde çok da getirisi olduğunu söylemek mümkün değil. Çünkü ilk yarıya baktığımızda dengede başlayan bir oyun...
Sonra Karabük'ün daha çok tehdit oluşturduğu bir bölüm ve bu bölümlerde gelen Beşiktaş'ın golü. Sonrasında Waterman'ın atılmasıyla Karabük'ün 10 kişi kalması... 11'e 10 oyunda da Beşiktaş bu farkı oyun anlamında hissettiremedi taa ki 58. dakikaya kadar...
Kısaca ilk yarının özeti bu oldu..
Necip'in kırmızı kartından sonra Demba Ba-Franco değişikliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Necip herhalde en kısa sürede sahada kalan oyuncu oldu. 58. dakikada çok net bir kırımız kartla Necip'in atılmasından tempo arttı, orta sahalar kolay geçilmeye başlandı. Alan genişledikçe her iki takım için de hücum zenginli oluştu. Bunların birinde kornerden gelen topa Franco-Musa eşleşmesinde Franco'nun büyük hatasından Musa golü attı ve durumu 1-1'e getirdi.
Gelgitlerle geçen bir doksan dakika ve 90 artılarda Karabük'ün 4'e 1 yakaladığı bir pozisyonda durumu 2-1 getirmesi işten değildi. Hakan final pasında büyük yanlışa imza attı...
Sonrasında ise Beşiktaş'ı şampiyonluk yarışında sımsıcak tutan ve liderliği getiren Cenk Tosun'un harika kafa vuruşu geldi... Doğal olarak bir tarafta büyük bir sevinç yaşanırken, küme düşme mücadelesi sergileyen Karabük için ise dramatik yıkım oldu..
Beşiktaş'ın son dakika golünden sonra son 6 hafta şampiyonluk yarışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Süper Lig'de son 6 haftaya baktığımızda evet Beşiktaş lider ama bu üç takımın da altı maçı da alıp götürür diyebileceğimiz bir oyun güçleri yok... Bu performansları da yarışın hala bilinmezliğini sürdürmesine neden oluyor.
En yüksek not 6 Cenk Tosun
En düşük not 5 Demba Ba
Rıdvan Dilmen: Psikolojik savaşlar başladı
Artık Cuma'dan Pazartesi'ye süren bu puan savaşlarında futbolcular kalpleriyle oynar. Maça baktığımız zaman, kadroya da baktığımız zaman coşkulu bir takım beklerken küme düşme potasındaki Karabükspor sakin, Beşiktaş gergindi. Halbuki Karabük'ün küme düşme stresi var. Onların gergin olması gerek. Ligin zirvesindeki Beşiktaş ikinci devrede iyi top oynamıyor.
Sezon başındaki durumu yok. Normalde Beşiktaş için 'çabuk kaleye giden, disiplinli ve organize bir takım' deriz. Bu görüntü yok. Kaleci Günay iyi top oynadı bugün.
Savunma hattında Serdar iyi, Motta vasat, Ersan-Sivok vasat... Atiba vasat.
Tolgay iyiye yakın. Gökhan kötü oynadı, Sosa vasat. Mustafa vasat, Demba Ba vasat ve sonunda gelen 3 puan. Ortanın altında kalmış bu Beşiktaş'ın 3 puan alması çok değerli. Buna karşılık da oynamaya çalışan bir Karabük takımı vardı.
Bugün sahada çok kötü bir hakem vardı. Bülent Yıldırım ile Fırat Aydınus FIFA listesinden çıkarıldıktan sonra konsantrasyonları çok düşük.Gözünün önünde Sosa'ya faul yapılıyor, önce vermeyip birkaç saniye sona dönüp veriyor. Frikikte barajı bozup 4 metrede engelleyen Gökhan Töre'ye sarı kart vermiyor, o pozisyona itiraz eden Erdem'e sarı kart verip cezalı duruma düşürüyor önemli bir maçta. Hele bir korner verdi ki Beşiktaş'a. Auttayken alıp içeri giren kaleciye "İçeriden alıp dışarı çıktın" diyor. Bari tarif etme hocam. Şimdi Ali Palabıyık'ın konsantrasyonunu düşün, bir de bu iki hakemi...
Kırgınlar, üzgünler. Ben Ahmet Çakar'la da konuştum, onlara göre Karabükspor'un 10 kişi kaldığı pozisyon kırmızı kart. Bence Demba Ba'nın orada topu yakalaması imkansız, bariz gol şansı yok. Maçın en iyi oyuncusu Karabükspor'un kalecisiydi ama Cenk'in o kafa vuruşuna kimse bir şey yapamaz. Kafasını çevirerek vurdu.
Galatasaray, 82'de gol atıyor, şampiyon gibi seviniyor. 80'lerde gol bulup 1-0 kazanan Fenerbahçe de aynı...
Şampiyonluk stresi takımları etkiliyor.
Bunlar artık psikolojik maçlar.
Erman Toroğlu: Arızalı arabanın sorumlusu Bilic
Futbolun adaleti yok derler. Veya derler ki topun canı var istediği yere gider; veya derler ki atamayana atarlar; veya derler ki futbolda ukalalık yapan yanar; veya derler ki mücadele olmadan kazanamazsın; veya derler ki ne oynarsan oyna ben Hatice'ye değil neticeye bakarım... Bütün bunları alt alta yazın dünkü maçta hepsinin karşılığını bulursunuz. Ayrıca şunu da bulursunuz; hakem arada şöyle bir kendine geliyor 'Ben doğru kararlar vereyim sonuca tesir etmeyeyim' diyor ama sonra öyle şeyler yapıyor ki 'Ben bu işleri yapıyorum ama büyük takımdan da korkuyorum arkadaş' diyor.
Bir frikik attırıyorsun barajın 9.15 olması lazım Karabüklü topa vurduğunda Beşiktaşlı oyuncu barajdan çıkıyor takriben topa 2 buçuk metre mesafede topla çarpışıyor. Hakemin gösterdiği iki kırmızı kart da doğru. Karabük 10 kişi kalana kadar Beşiktaş yine biraz mücadele ediyor fakat rakip 10 kişi kalınca laubalilik başlıyor. Siyah-beyazlılar 2'yi bulamıyorlar. Beşiktaş hiçbir şey yapmasa topu kendi aralarında gezdirse Karabük havlu atacak ama Beşiktaşlılar kaşınıyorlar. O arada kendileri de eksiliyorlar. Bilic, Ba'yı hangi mantıkla oyundan aldı bilmiyorum.
Böyle gerilimli maçlarda tecrübesi yüksek oyuncularla oynarsın.
Beşiktaş'ın defansı, balansı bozuk, ön takımları arızalı bir arabaya benziyor. Necip'in atıldığı pozisyona bakın göstere göstere atılıyor. Sorumlusu kim? Bilic. Çünkü farklı alternatifler varken o, takımı hisleriyle yönetiyor mantığıyla değil. Topu alıyor eveleyip geveliyor takımı oyundan düşürüyor ama biz tribüne oynayan oyuncuyu da hocayı da seviyoruz. Maalesef ve maalesef bu maçın sonunda takımın biri hala şampiyonluğa oynuyor diğeri de düşmemeye. Onun içi de Türk futbolu dünyada 52. sırada. Daha fazla söze gerek var mı? Maçın kırılma anı bitime 5 dakika kala 5 hücumcu ile gelen Karabük'ün, bir kişi ile defans yapan Beşiktaş kalesine gol atamaması. Bu golü yürüye yürüye, dalga geçe geçe, sindire sindire atamıyorsan o zaman sen de düşmeye müstehaksın kardeşim!