Sivas kazanabileceği, en azından berabere bitirebileceği bir maçı ikinci yarıdaki olumsuz saha içi görüntüleri ve ilk yarıda Burhan'ın kaçırdığı yüzde 100'lük gol pozisyonu ve stoper hatalarıyla kaybettiler. Webo ve Sow'un gollerine İbrahim ve Ümit'in hataları çok büyüktü. Ayrıca bir önemli nokta da takımın en kaliteli ve isimlerinden Aatıf'ın ikinci yarıdaki düşük performansıydı. Her girişimini kalitesine yakışmayacak şekilde harcadı.
GÜRCAN BİLGİÇ: Soluklar kesiliyor!
Ancak ikinci 45'te, skora eşitlik geldikten sonra şampiyon olmak isteyen takım gibi oynamaya başladı Fenerbahçe... İsteğinden ve hırsından çok şeyler kaybetmiş bir halde, dikine oynamak yerine sahayı enine dolaştırmayı tercih eden paslarla maçı yaşıyorlardı. İki kere geriye düştüler. İlki çok kısa sürse de, oyunun taşıması gereken agresiflikten çok uzaktı oyuncular. Bunu kazanmayı bilmenin verdiği güven olarak da yorumlayabiliriz, vazgeçmenin bir işareti olarak da... Dakikalar geçtikçe, oyunlarını kabul ettirip, Sivas ceza sahasına yerleştiler. Kuyt'un oyuna alınması ile birlikte Emenike'nin bom boş bir ilk yarı yaşadığını daha net anladık. 87'de attığı gole kadar süreyi boş geçiren biri daha vardı; Moussa Sow... Böylesine bir maçta, skor bıçak sırtında giderken, oyuncu karakterlerini daha iyi anlıyorsunuz. Özellikle ön taraf oyuncularının daha çok dolaşıp, daha çok isteyip, rakip eksiltmek için daha çok ısrarcı olmaları gerekiyor.
OYUN KALİTESİ YOK
Fenerbahçe'ye baktığınız zaman, bu işlerin çok gerilere kadar takımın diğer oyuncuları tarafından paylaşıldığını görüyorsunuz. Deplasman maçlarından kalplerine kelebek kaçanlarla, bu yarışın ısrarcısı olmak; Fenerbahçe'nin aslında ne güçlü bir oyuncu iskeleti olduğunu gösteriyor. Forvetlerde, Kuyt ve Webo dışındaki eksiklerin katkısını aramıyorsunuz bile. Fransızlar; "İyi biten her şey iyidir" derler. Çok zorlu bir deplasmandan üç puanla dönmek, yarışın en morallisi haline gelmeyi sağladı Fenerbahçe'ye... Aradığımız oyun kalitesi değildi. Burada futbolu eleştiremeyiz. Bu maçların keyfi yoktur; sonucu vardır. Gözümüz, bu sonuç için kimin, ne kadar fedakarlık yaptığında. Çünkü yan yana yürüyecekler; bu baskıyı yaşadıklarında taşın altına elini sokanlardır. "Ben kazanırım" diyerek Sivas'tan gelecekler. Yedi gün içinde iki maç daha var. Bu nefes nefese mücadelenin, soluğu kesilmek üzere...
ERMAN TOROĞLU: Bu goller idmanda bile yenmez!
Sivass por ile Fenerbahçe'nin mücadelesinde tam beş tane gol birden var. Pozisyonlar da var. Yani heyecan olarak tatmin edici bir karşılaşmaydı...
Futbolda hata her zaman var. Böyle olunca da goller geliyor. Fakat benim hatadan anladığım şey şu: Futbolun gerektirdiği her şeyi yaparsın ama sonunda bir yerde hata da yaparsın ve golü yersin. Bunu anlarım... Ancak mücadelenin içerisinde aynı hataları tekrar tekrar yaparak, aynı golleri yerseniz, bence bu hata olmaktan çıkıyor. Dün gece iki takım için de bunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Peki bu kadar hata yapan iki takımdan Fenerbahçe mücadeleyi nasıl kazandı? Çok basit. Çünkü kadrosunda daha iyi futbolcular var. Yoksa Fenerbahçe takımı çok iyi futbol oynayarak Sivasspor karşısında galibiyete ulaşmadı. Yaşlı futbolcu kadrosundan kurulu olan Fenerbahçe, ufak ayrıntılarda Sivasspor'a göre biraz daha dikkatli olunca, rakibi önünde işi bitiriverdiler. Zaten Türkiye'de büyük takımların galibiyeti bu tarz durumlardan kaynaklanıyor. Dünkü Fenerbahçe ve önceki geceki Galatasaray karşılaşmalarında hep aynı görüntüler, hep aynı pozisyonlar vardı!
EN İYİSİ DİEGO RİBAS'TI
Fenerbahçe, karşısında topa vurarak oynayan takımları seviyor. Ayağa top yaparak üzerlerine geldiler mi, sinirleniyorlar. Tıpkı dün gece Sivasspor'un ilk yarıda oynadığı futbol gibi... Ama 60. dakikadan sonra oyundan bir hayli düştüler. Aslında bazı Sivassporlu futbolcuların 'kendilerine oynamaları' sonucunda Fenerbahçe, çok daha çabuk sonuca gidebilirdi.
Fenerbahçe'nin yediği ilk golü bir düşünün... Batuhan top sürüyor. Bekir müdahale etmek yerine, yanında koşuyor ve ona yetişemiyor!.. 'Sarılacivertli takımda dün akşam kim çok çalıştı, iyi işler yaptı?' diye soracak olursanız, öncelikle Diego derim! Son haftalarda Brezilyalı futbolcu olmasaydı, Fenerbahçe'nin işi bayağı güçleşecekti.
BOMBAYI BEŞİKTAŞ'A BIRAKTI
İki takım futbolcuları da rakip ceza alanları içerisine ellerini kollarını sallaya sallaya girdiler. Sivasspor'un yediği ikinci ve üçüncü gole bir bakın... Bu goller antrenmanda bile yenmez! Bu konuda Fenerbahçe defansı için de hiçbir şekilde farklı bir yorumda bulunamayız.
Ligin bitimine kaldı 4 hafta. İş o hale geldi ki rakiplerden biri cuma günü işi bitiriyor, bombayı cumartesi, pazar veya pazartesi diğer iki rakibinin kucağına bırakıyor. Önceki gün Galatasaray bombayı Fenerbahçe'ye bıraktı. Şimdi de Fenerbahçe bombayı alıp Beşiktaş'ın kucağına koydu. Bakalım Beşiktaş bu bombayı patlatacak mı, yoksa rakiplerinden birinin kucağına mı koyacak?
RIDVAN DİLMEN: Bu takımda önce Webo oynar
Bir tarafta yanlışla başlayan İsmail Kartal, diğer tarafta doğruyla başlayan Sergen Yalçın.. Bu takımda Webo diyor ki, "Hocam beni oynat"... İsmail Kartal neden Webo ile başlamadı anlamıyorum. Yanlışla başlayan teknik adam doğruyla bitirdi.. Doğruyla başlayan Sergen Yalçın yanlışla bitirdi.. Orta sahayı boşalttı. Orta sahayı veren takım kaybeder.. Orta sahayı kuvvetlendirerek kazanırsınız, boşaltarak değil..
Maçın en kritik anı Sivasspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın'ın Adem'i çıkarıp Utaka'yı oyuna almasıydı. Adem'i çıkarıp yorgun Mehdi'yi ön liberoya çekti, sonra Mehdi'yi de çıkardı ve 4 forvetle oynamaya başladı. Sergen Yalçın burada yanlış yaptı. Bütün dönen topları Fenerbahçe almayı başladı.. Adem'i çıktığı dakikadan sonra Fenerbahçe'nin topa sahip olmayı ikiye katlamıştır.. İsmail Kartal da yanlıştan döndü...
Alper Potuk kararı yanlış bir karar değil, Webo'nun oynamaması yanlış bir karar.. Webo geçen hafta kötü mü oynadı? Hayır... Ondan önceki hafta kötü mü oynadı? Hayır... Beşiktaş maçında kötü mü oynadı? Hayır... İsmail Kartal'ın bu duygusallığı bırakması lazım... Emenike'yi kazanacağım diye takımla sabah akşam oynanmaz ki! Moussa Sow'dan faydalanmak istiyorsan, Webo'yu oynatmalısın. Bu takımda önce Webo oynar...
Galatasaray son 3-4 maçı seksenlerden sonra kazandı. Fenerbahçe de seksenlerden sonra kazanmaya başladı. Beşiktaş da 90'larda atıyor... Bu sene lig enteresan oluyor.. Sow'un ilk yarı performansı ile ikinci yaradaki performansı çok farklıydı. Webo, Sow'u da oynatıyor... Kaleci Volkan Demirel de kötü oynadı.. İki haftadır olağanüstü goller yiyor... Bekir en kötü maçlarından birini oynadı. Emre de hep tedirgin oynadı oynadı.. Webo niye oynamaz anlamıyorum...
Ligin ikinci yarısında büyük takımlar çok kötü futbol oynuyorlar... Fenerbahçe baskılı oynadı ama Sivasspor buna müsaade etti.. Her saniyenin önemli olduğu anlarda büyük takımlar tecrübesini konuşturuyor. Batuhan, oyun boyunca Bekir'e hep üstünlük sağladı. Burada antrenörün devreye girip Egemen'e "Batuhan'ı sen al" demesi gerekiyor. Batuhan'a hep mağlup oldu Bekir... Fenerbahçe iki kez geriye düşmesine rağmen öne geçmesi ve hala şampiyonluk yarışında olması önemli. Galatasaray emniyetli oynarken daha az pozisyon veriyor ve kısır bir skor elde ediyor. Fenerbahçe alanı genişletince pozisyon veriyor ve goller yiyor... Oyuncular stres altında... Sivas maçını böyle bekliyordum. Sivas'ın yapısı bu... Herhalde dünden itibaren maçlar aynı saatte başlayacak. Muhtemelen maçlar 33. haftada aynı saatte başlayabilir. Haftaya çok farklı şeyler de konuşuyor olabiliriz. Haftaya pazartesi farklı konuşmalarımız olabilir. Rıza Çalımbay, Beşiktaş'ta şampiyonluklar yaşamış belki Beşiktaş'ı yine şampiyon yapabilir... Çünkü hem Galatasaray hem Fenerbahçe ile oynuyor.