Futbol da bir hafta sonrayı değil bazen maç gününü bile tahmin edebilmek mümkün değil. Gökhan Gönül'ün sakatlığı, Şener'in cezası ve sol ayaklı Hasan Ali'nin Mehmet Topuz'un da yokluğunda sağ bekte sahaya çıkması. Öncelikle İstanbul'daki boğucu sıcak ve nem yüzünden her eleştirinin bir insafı olması lazım. Uzun zaman sonra dolu tribünler önünde Fenerbahçe bilinen handikaplarıyla başladı. Fenerbahçe, geçen sezonki ideal onbirinden 4 farklı adamı olan kurt teknik adam Lucescu'nun takımı karşısında organize olacak kadar hazır değildi. Takım kurmak kolay, zor olan takım olabilmek bunun da çaresi iyi bir teknik adam ve zaman. İlk yarıdaki oyuna bakarsak 0-0 haklı bir skordu. Ön tarafta Fernandao çabalarken maça damgasını vurmasını beklediğimiz Nani sahada gezindi. Oysa biz onun için şunu düşünmüştük: "Sazı eline alacak ve bu maça imzasını atacak." Öyle olmadı ne yazık ki! Nani'yi daha bekleyeceğiz belli ki..
SOUZA , EMRE'Yİ ARATTI
Mehmet Topal'ın şaşırtıcı bir şekilde vasatı aşamayıp kenara geldiği oyunda Souza da Emre'yi arattı. Bu bölgede parlayan ve çabalayan tek isim Diego oldu. Fenerbahçe Teknik Direktörü Pereira, kanat beklerinden hücum istemiyor. Hasan Ali'den ters kanadında bunu zaten beklememek lazım ama Caner de dün 1-2 orta dışında etkili değildi. İki maçlı eleme turlarında ilk karşılaşma evindeyse, ne yapıp edip gol yemeyeceksin. Fenerbahçe bunu başardı ama Lucescu da hazırlık maçlarında bol gol atan rakibine gol fırsatı vermedi. Haftaya rövanşta turu atlamak için bu oyun yetmez. Bunu Pereira da futbolcular da çok iyi biliyor. Daha iyi oynayacaksın daha çok pozisyona gireceksin ve o golü atacaksın. İstanbul'daki gibi sessiz değil bol gollü bir rövanş bizi bekliyor. Birkaç cümle de kaleci Volkan Demirel için.. Lucescu'nun kabus gibi çöktüğü o 10 dakikalık bölümde harika kurtarışlar yaparak maçı tutmasını bildi arkadaşlarına doping oldu.
Ahmet ÇAKAR: F.Bahçe ucuz kurtuldu
Bence Fenerbahçe 0-0'a sevinmeli. Zira her şey Ukrayna'daki rövanşa kaldı. Üstelik Fenerbahçe biraz daha hazır olduğunda Shakhtar'dan daha kaliteli bir takım olacak. Dün geceki Shakhtar belki çok daha organize gibi görünse de bu maç örneğin Eylül-Ekim aylarında oynanmış olsaydı Fenerbahçe daha üstün oynardı. Ama dün gece Fenerbahçe ucuz kurtuldu demeliyiz. Zira Shakhtar ilk yarıda bulduğu pozisyonların yarısını gole çevirse daha dün gece Şampiyonlar Ligi hayali suya düşmüştü bile. Volkan sezona bu maçla çok iyi başladı. Üstelik kilo vermiş. İlk yarıda en az iki net gol pozisyonunu refleks ve tecrübesiyle kurtardı. Türk takımları için en büyük şanssızlık Şampiyonlar Ligi ön elemesini bu tarihte oynuyor olmaları. Tam olarak hazır olma şansları yok. Mesela dün gece Nani gibi bir dünya yıldızı ne yapacağını bilmiyor. Arkadaşları ona, o da arkadaşlarına alışmamış.
BU SOUZA'YI KİM NEDEN ALDI ?
Fenerbahçe'ye eleştirim şu; Nani tamam, Van Persie tamam, Stoch'un geri dönüşü tamam, Fernandao tamam. Fiyatları tartışılabilir ama önümüzdeki aylar katkıları tartışılmayacaktır. Ama Allah aşkına bu Souza Fenerbahçe'ye kim tarafından ve neden alındı? Fenerbahçe'de dün geceki en etkili isim tartışmasız Diego Ribas. Takımın bütün organizasyonu onda. Arkadaşları ise ona ayak uydurmaya çalışıyorlar ama uyum sorunu böylesine yeni kurulmuş bir takım için çok normal. Simon Kjaer havadan çok iyi, çok da iyi mücadele ediyor ama zaman zaman pozisyon hatası yapıyor. Bruno Alves ve Kjaer özellikle çabuk forvetler karşısında büyük problemler yaşayacaklarının izlenimini verdiler. İnşallah ben yanılırım. Kim ne derse desin bu takımda Nani ve Ribas lider oyuncu olacaklar. Çünkü tüm ofansif organizasyon onlardan geçecek. Sonuçta Fenerbahçe Ukrayna'ya umutlu gidiyor. Ama işlerinin de çok zor olduğunu söylemek lazım. Maçın Portekizli hakemi için karşılaşma öncesi büyük spekülasyon vardı. Bu kadar çok Portekizli ve Pereira'nın olduğu Fenerbahçe maçında bu hakem ne yapacak diye. Ama bence kusursuz ve fevkalade bir yönetim sergiledi.
Rıdvan DİLMEN: Bu takıma orta saha şart!
Rakip Shakhtar, Avrupa'da oynamasını bilen, orta saha kalabalıklığıyla, Brezilyalı ve yetenekli, iki solak stoperi olan, geri pastan asla çekinmeyen bir takım. Bence Avrupa'nın en iyi beklerinden Srna. Sakinliğiyle, tecrübesiyle üst düzey bir oyuncu...
Volkan Demirel 2 net gol kurtardı, 3 tane de net pozisyon kaçırdı Shakhtar. İkinci yarı için söyleyebileceğimiz en önemli artısı pozisyon vermemesi oldu. Cılız da olsa birkaç pozisyon buldu. Turun rövanşa kalması Fenerbahçe adına bir şanstı. İlk yarıda 4 net pozisyon veren Fenerbahçe'de hoca Vitor Pereira, önden alıp orta sahayı kalabalıklaştırmak yerine Meireles'i Mehmet Topal'ın yerine aldı. Sisteminde ısrar etti. Fenerbahçeliler şunu bilsinler, olağanüstü bir durum olmazsa Fenerbahçe dünkü sistemle oynayacak. Hoca 'Bundan taviz vermeyeceğim' diyor. Zayıf takımlara karşı tamam ama hem bu tip önemli maçlarda hem de Türkiye Ligi'nde bazı güçlü takımlara karşı zorlanabilirsin.
Diego doğduğu günden bu yana bu kadar koşmak zorunda kalmamıştır. Defansı öndeki oyuncuların koşmasıyla yapmak istiyor. Nani, Fernandao, Sow, Diego... Bunlar yorulur, yıpranır. Maçın başında Alves, arkaya Alex Teixeira'yı kaçırdı. Maça göre 0-0 iyi skor olmuştur. Shakhtar bence yüzde 10 farkla öne geçti. Fenerbahçe ilk maça göre kötü performans göstermedi, özellikle skor olarak. Yine de Fenerbahçe yönetimine bir uyarıda bulunmak isterim. Lucescu'nun da en önemli numarası budur, kadro planlaması. Fenerbahçe'nin mevcut planlamasında savunma da, forvet de çok sayıda var. Gelelim orta sahaya... Mehmet Topal'a iki yönlü diyebilir miyiz, eh. Alper, Diego, Souza da aynı. Sadece Meireles'e tamam yazarım bu açıdan. Dolayısıyla bu takımda öndeki yığılmaları boşaltıp orta sahaya takviye yapması lazım, yoksa büyük sıkıntı yaşar. Mesela bir orta saha geliyor aklıma, Ozan Tufan. Alırım, oynatırım. Guimaraes ve diğer hazırlık maçlarında görünen bu, SOS var. İkinci yarıyı Shakhtar da biraz böyle istedi, uyuttular. Fenerbahçe için iyi skor oldu ancak uyarıyı da görmek şart.
Gürcan BİLGİÇ: İstemek ve yapmak arasındaki fark
İlk 45'te istemek ile yapmak arasındaki farkı seyrettirdi bize Fenerbahçe. Tribünlerin coşkusu ve sonucun iddiasıyla baskılı oynamaya çalışırken bütün oyun koordinasyonu, kontrolü, anlayışı yavaş yavaş ortadan kalktı. Shakhtar ne kadar tecrübeli ve kaliteli bir takım olduğunu dakikalar içinde ortaya koydu. Fenerbahçe orta sahası çökmüştü. Klasik yaklaşımdır ama doğrudur; "Orta sahan kadar iyisin." Nani ve Moussa'nın katkısının olmadığı, Topal-Souza-Diego üçlüsünün de oyuna karakter katamadığı bir bölüm yaşandı. Ne ileride varlıkları vardı ne de dönen topları kapıp kontrolün takımlarında olmasını sağlayabiliyorlardı. Volkan'ın farklı skoru önlediği müthiş bir performansla takımını sırtladığını gördük.
İkinci yarı tempo düştü. Shakhtar'ın işine gelen oyun başladı ama Fenerbahçe'nin önde oynamak istediği anlarda yaşadıklarına baktığımızda gidişat çok aleyhte gözükmedi. Soyunma odasında 'orta saha şeffaflığı'nın masaya yatırılmasını bekledik. Bir oyuncu daha istiyordu. Ön taraftan eksilip sahada sayıca çoğalmanın yoluydu bu. Çünkü Gökhan'ın sakatlığı Hasan Ali'yi sağ bek yapmış ama Fenerbahçe'yi top kendilerindeyken bir kişi eksiltmişti. Bu kaosun içinden topa hakim olarak çıkmak en akla yatkın formül olurdu. Cruyff'un dediği gibi "Top sendeyse gol yemezsin."
Bu çözümlerin düşünülmediğini veya tartışılmadığını söylememiz zor. Ama hamlelere baktığımızda niyetin bu olmadığı da açık. Takımın hazır olmaması, uyum sorunu yaşanması, form problemleri konuşulabilir ama Nani, van Persie veya Souza gibi maliyetli transferler yapıyorsanız çözümü de bu oyuncuların farklılıklarından beklemeniz gerekir. Onlar da ağırlıklarını koyamadı. Rövanş için avantaj Shakhtar'da ama taktik üstünlük bu kez Fenerbahçe'nin eline geçebilir. Çünkü iki takım da gol atmak zorunda. Lucescu'nun daha çok risk almasını bekleyeceğiz.
İkinci yarıda sahasında daha çok kalan ve rakibe neredeyse pozisyon vermeyen Fenerbahçe görüntüsü deplasmanda golün habercisi olabilir. Pereira, Lucescu'yu kendi silahıyla vurabilir.
Erman TOROĞLU: Bisiklet ve ciklet!
Lucescu kendi oyun stilini takımına yerleştirmiş. Yıllardır aynı takımda olunca iyi futbolcularınızı da satsanız takımın oyun karakteri değişmiyor. Fenerbahçe Teknik Direktörü Pereira takımına bir şeyler yaptırmak istiyor, belli ama henüz istediklerinin çoğunu yaptıramamış. Futbol oyunu maçlardan evvel planlanır. Burada kendine göre olan planlar vardır bir de rakibe göre! Maç başladığında A planını, B planını, C planını devreye sokar. Ama dün geceki maçta Lucescu'nun takımı 90 dakika aynı oyun planında oynadı ve Fenerbahçe bunu bozacak hiçbir şey yapamadı.
Peki bunun nedeni ne? Ukrayna takımı bir kalecinin oyun kurmada ne kadar etkili olduğunu dün gece 90 dakika göstere göstere uyguladı. Bırakın defansta oynayan oyuncularımızı, Mehmet Topal oyunu başlatma yönünde Shakhtar kalecisi Pyatov'dan daha başarılı değildi. Ama Mehmet Topal'ın yerinde oynayan yani Shakhtar defansının önündeki oyuncu takımını 'elektronik beyin' gibi yönetti. Fenerbahçeli oyuncular önce bir baskı kurmaya kalktılar ama ilk 30 dakikada rakibe 3 tane net gol pozisyonu verince bundan vazgeçtiler.
Dünkü 90 dakikada F.Bahçe takımı için şu gözüktü; (ilerde bunu telafi ederler mi bilemeyiz) "F.Bahçe bisiklet kullanırken, ciklet çiğneyemiyor! Yarın Diego, Nani ve Van Persie'yi beraber oynattığınızda F.Bahçe gol atar ama her pozisyonda kalesinde tehlike yaşar! Shakhtar ikinci yarıda da F.Bahçe'nin üstüne fazla gelmedi. F.Bahçe defansı 71. dakikada yine aynı hatta yakalandı. Rakip için çok net bir gol pozisyonu olacaktı ama 1 numaralı yardımcı imdatlarına yetişti. Ofsayt olmayan pozisyonda bayrak kaldırdı.
Shakhtar takımı dün geceki görüntüsü ile aman aman bir takım değil. Ama çok disiplinli oynayan bir takım. F.Bahçe için bu maça bakarak "iyi" veya "kötü" demek haksızlık olur. Takımın çoğunluğu değişmiş, teknik direktör değişmiş. Ben bu durumda en az 10 hafta beklerim. Ondan sonra gerekli tetkikleri yapmak lazım. Ama bazı şeyler çok net gözüküyor. Mesela takımdan Emre'nin yollanması. Mesela Volkan'ın o tuhaf sakallarını kesmesi. Mesela Volkan'ın verdiği kilolar. Demek ki saçma sapan beyanatlar verilerek bu işler yapılmıyormuş. Veya langır lungur konuşarak!
Bu sene F.Bahçe için şöyle bir gerçek var; çok gol atması lazım. Çünkü yediğinden fazla atarsa ancak başarılı olacak. Peki bu F.Bahçe kadrosu gol yememek için sabırlı oynayabilir mi? Bence zor! O zaman "Nani ile Van Persie'yi niye aldın?" demezler mi adama. Ama şunu da unutmayalım, bu F.Bahçe'ye ne oyuncular geldi sonuç hüsran oldu. Önce 'takım' olacaksın sonra başarı gelir. Dün iki takımı da tanımayan bir adam maçı seyretse Shakhtar için "Bu bir takım" der ama F.Bahçe için bu cümleyi söyleyemez.