Yazarlar Galatasaray - Bursaspor maçını değerlendirdi

LEVENT TÜZEMEN: İyi bir stoper şart

G.Saray yönetimi elindeki bütçeyi öncelikle iyi bir stoper almak için kullanmalı.
Bursaspor'da eğer Sivok, Şamil, Bakambu ve Serdar Aziz vuruş becerisi gösterselerdi en az iki gol bulurlardı. G.Saray defansı geçen seneden beri yakalandığı pozisyon verme hastalığını sürdürüyor. Ligde belki bu defans anlayışıyla oynayabilirsiniz ama Şampiyonlar Ligi'nde yine bol bol gol yersiniz. Bu yaptığım yorum buz dağının görünen yüzü.
G.Saray kupa koleksiyonuna Süper Kupa'yı da ekleyerek bir sezonda üç kupa kazanmış oldu. Hamza hoca ve mevcut oyuncular tarihe geçti. Ama kazanırken G.Saray'ın çok iyi oynadığını söyleyemem. İlk 15 dakikada G.Saraylı oyuncuların "Erken gol bulalım, Bursa'nın işini bitirelim" felsefesi Muslera olmasaydı geri tepecekti. Bursa'nın Ozan İpek, Bakambu ve Emre'yle oluşturduğu hızlı forvet hattı özellikle Sabri'nin bölgesinden G.Saray'ı çok ciddi tehdit etti. Telles pozisyon bilgisi geliştirdiği gibi fiziksel olarak da güçlenmiş. İkili mücadelelerde yıkılmadı ve pozisyon hatası yapmadı.
Formunu yükseltmeye devam eden Yasin'in attığı gol sonrası G.Saray ayağa pas yaparak önce oyunun temposunu düşürdü sonra da kontrolü eline aldı. Yasin'i bu yükselişinden dolayı kutlamak gerek ancak attığı golde Sneijder'in ciddi emeği var. Yasin iki pozisyon önce şut atması gereken yerde pas verince Sneijder'den "Niye topa vurmuyorsun da pas veriyorsun" diye tepki gördü. Yasin'in attığı gole Sneijder bu uyarısıyla zihinsel asist yaptı. Yani Yasin'i cesaretlendirdi. G.Saray'ın tutanı Muslera gecenin kahramanlarındandı ama atanı Burak hala form düzeyini yakalamadığını gösterdi. Ne hava toplarını alabildi, ne ikili mücadeleleri kazandı ne de rakibi şaşırtacak koşular yaptı. Orta sahada Melo'nun yokluğu defansif anlamda hissedildi. Bilal ayağa pas ve oyunu yönlendirme konusunda başarılıydı ama hep öne çıkarak oynamak isteyince kaptan Selçuk zorunlu olarak defansif ağırlıklı oynamak zorunda kaldı.
Hamza hoca Melo olayını kesinleştirmeli. Melo gidecekse onun gibi bir oyuncu alınmalı. Savunmadaki hastalığa çözüm üretecek, pozisyon bilgisi yüksek ve havadan etkili bir stoper arayışına acilen girişilmeli.

BÜLENT TİMURLENK: Mutlu ama umutlu mu?

Ligin tarihinde şampiyonluk sevinci yaşamış beş takım arasında teknik direktörünü değiştirmeyen, kadro devrimi yapmadan, Melo dışarı Podolski-Bilal içeri yapan, sezonu da iki kupayla kapatan takım G.Saray... Bu rakiplerinden bir adım önde başlamasını sağlar Hamzaoğlu'nun. Fakat gelin görün ki, sarı-kırmızılılar ilk iki sezonunda izleyiciyi ekran başına bağlayan, ardından senaristlerin beyin yorgunluğuna kurban gidip, uzadıkça keyif vermeyen ve sonu hayal kırıklığı olan dizi filmler gibi. Bildiğiniz Lost'un finali işte... Muslera kurtaracak, Sneijder şut atacak dışında taraftarı heyecanlandıracak bir aksiyon yok, sınıf atlayan tek adam Telles. Kaldığı yerden devam eden de kupayı getiren Yasin...
Bu kadro göz ezberinin kurbanı. Sabri sağdan bindirecek, ortası boşa gidecek, geri dönemeyecek, Burak ofsayta düşecek, Selçuk defansın arkasına top atacak ve stoperler yüksek toplarda azap çekecek. Bütün bunlar dizinin eski sezonundan kalanlar. Değişen bir şey de yok. Bursaspor dün kafa toplarıyla G.Saray'a Şampiyonlar Ligi için net bir röntgen çekti. Bu defansla Avrupa'da olmaz dedirtti. Geçen sezon ligin ilk haftasında G.Saray, Şenol Güneş'in ellerinde daha yoğrulmamış Bursaspor'u deplasmanda 2-0 ile geçerken de dün akşama benzer bir oyun vardı sahada. Muslera iki net pozisyonu çıkarmış, hazır olmayan Bursa boyun eğmişti. Dün Süper Kupa'da da oyun farklı değildi. 3 Haziran'daki Türkiye Kupası finalini kaybederken G.Saray'a kök söktüren Bursa yoktu sahada. Olamazdı da... Sağ beki, ön liberosu, gol kralı santrforu ve takımı kanattan uçuran kaptanı yokken nasıl olsun ki?
İkinci yarıda G.Saray'dan değişikleri Ertuğrul Sağlam yapsa; "Burak, Sneijder, Podolski çıksın" derdi. Hamzaoğlu da tek farklı galip olmasına rağmen bu üç ismi çıkardı. Bursa golü bulsa geçen sezonun özürlerinden biri bu sezon başında da gelebilirdi. Üç ayda üç kupa kazanan G.Saray taraftarları dün geceden mutlu ayrıldılar ama bu sabaha umutlu uyandılar mı? Mesele budur...

GÜRCAN BİLGİÇ: Hamza hoca ilerleyen günlerde sıkıntı yaşar

Maçın önemi sadece ucunda kupa olması değil, ligin başlaması için günler sayılırken en iyi test niteliği de taşıması. Hazırlık maçları teknik direktör içindir. Takımını hazırlamak bir yana, futbolcularının neler yapabileceğini ve sınırlarını anlamak için de görevlendirme yapar. Sonucu bir kenara atarlar çoğu zaman. Bu kez değil elbette. Takımlar artık "biz buyuz" dercesine oynarlar ve herkes görür; "Nasıl?" sorusunun cevabına yaklaşılır. Öncelikle şunu belirtmemiz gerekir; iki takım da bıraktığımız yerdeler. Bu Galatasaray için kötü, Bursaspor için ise iyi bir şey. Çok önemli oyuncularını kaybettikleri, teknik direktör değişimine gittikleri halde, pozitif ve ofansif karakterlerini korumuşlar. Ertuğrul Hoca, Bakambu'dan santrafor yaratıp, Ozan'ı da destek kuvvet olarak sahada tuttu. İstediğini aldı mı bilemem, fakat pozisyon sayısına bakıp, Muslera'nın kurtarışlarının altını çizip, gelecek günlerin daha iyi olacağını hissettirdiler bize.
Hamza Hoca, Podolski ve Bilal Kısa dışında yenilik yapamadı. Sistemini veya taktik planlarını da değiştirmeden oynattı takımını. Geçen sene, "at ve yat" ile puanları toplamıştı, dün de kupaya uzanma planını farklılaştırmadı. Öne geçip, topu rakibe verip, canlı savunma yaptı. Rakibin üstün göründüğü bir oyunu, kendi istediği gibi bitirmesinin birinci nedeni, takımının kazanmayı bilen tecrübeye sahip olmasıydı. Yasin'in golü kalabalık içinden çıkan bir denemeydi. Mert'in de hatasıyla birleşti ve eski Galatasaray'ın sezondaki üçüncü kupasının kapısını açtı.
Oyundan alınan Burak ve Sneijder'in vücut dillerindeki "onaylamaz" tavırları ilginç. Daha başlarken, bu kaprislerin gelmesi, Hamza Hoca'ya ilerleyen haftalarda sıkıntılı günler yaşatır. Takımda kararların kimin verdiğini, oyunculara yeniden hatırlatması gerekiyor. Cüneyt Çakır ve ekibini bir kez daha keyifle seyrettik. Çakır'ın kararlarına oyunculardan gelen eleştirilerin zayıflığı ve çoğunun itirazsız kabul edilmesi bir hakem için en büyük gurur aslında.

ERMAN TOROĞLU: Ahtapot Muslera

Sezon başı olmasına rağmen Galatasaray ile Bursaspor arasındaki Süper Kupa finali fena bir maç olmadı. "Galatasaray maçı rahat alır" diyenler vardı ama hiç de öyle kolay olmadı. Bursaspor çok futbolcu kaybetti ama yaptığı yeni transferlerle de kötü bir takım olmamış. Ancak hücum güçleri çok zayıf kalmış.
Gol yollarında etkili, son vuruşları iyi yapabilecek bir futbolcuları yok!
Galatasaray'da dün iyi olarak üç futbolcu gözüme çarptı. Sabri, Yasin ve Muslera... Sabri özellikle ilk yarıda iyiydi.
Yasin geçen yılki performansından bir şeyler kaybetmemiş. Attığı gol kadar ikinci yarıdaki gol atma çabaları da dikkat çekiciydi.
Muslera bildiğiniz gibi... Geçen yıl Galatasaray'ın en iyisiydi dün de sahanın en iyileri arasında yer aldı. Çok önemli iki pozisyonda mükemmel iki kurtarış yaptı. Muslera "Ahtapot" gibi. Kalenin her yerine hakim. Uçak düşse kurtarır! Dün Galatasaray'ın sahadan başı dik çıkmasındaki bence en önemli isimdi. Görünen o ki bu sezon da Galatasaray, Muslera ile çok maç kazanacak!

HAMZA HOCA TUZAĞA DÜŞTÜ
Hamza hocaya bir çift lafım var. Geçen sezon Burak ve Emre'de olduğu gibi dün de Sneijder'de aynı tuzağa düştü. Hamza hocam dışarı aldığın oyuncunun elini sıkmak zorunda değilsin!
Bunu unutma. Ancak ben Sneijder'in dün oyundan alınırken bilekliğini yere atıp gitmesinde sadece oyundan alınışının etkisi olduğunu düşünmüyorum. Bu tepkinin altında bence başka bir şeyler var. Bunun kokusu sonradan çıkacaktır. Hep birlikte göreceğiz!
Podolski'nin zamana ihtiyacı olduğu gerçek ama kollarını ve kalçasını çok iyi kullanıyor. İkili mücadelelerde etkili. Belli ki ilerleyen haftalarda çok etkili olabilecek bir oyuncu.
G.Saray'da dün göze çarpan bir durum daha vardı; Chedjou ile Hakan Balta... Bu iki oyuncu dün oynadıkları futbolun aynısını Şampiyonlar Ligi'nde de oynamaya kalkarlarsa Galatasaray'ı yakarlar!
Cüneyt Çakır'a gelince; Bursaspor'un ofsayt gerekçesiyle sayılmayan golünde kararı çok doğruydu. Çakır'ın 88'de Emre'ye gösterdiği kırmızı kart da yerinde bir karardı. Bu tip hareketlere saha içinde izin verilmemeli. Hiçbir profesyonel futbolcu ekmek parası kazanan arkadaşına bu tarz bir faul yapmamalı.

RIDVAN DİLMEN: Hamza hocaya bunu yapmayın

Öncelikle iki kupa sonrası Süper Kupa'yı da alabilmek büyük bir başarı... Ülkesinde yarıştığı tüm kupaları aldı bu takım. Tebrik etmek gerekiyor. Başkan Dursun Özbek ve teknik direktör Hamza Hamzaoğlu'ndan bir ricam var.
Mütevazılık bir erdemdir, dinimizde de vardır ama suistimale uğradığın zaman farklı davranmak gerek. Acımasız bir futbol ülkesi burası, çok acımasız, çok... Sneijder için spiker arkadaş diyor ki oyuncu bunu yapar. Yapmayacak! Üzülmek farklı şey, reaksiyon farklı...
Emre'nin atılmasından bahsetmek istiyorum.
Bir oyuncu yıpranabilir maç içinde. Yorulabilirsiniz ama bunun anlamı şudur: Beni at! Hamza hoca evde seyrederse muhtemelen bu konu hakkında da 'haklıydı' diye açıklama yapacaktır. 90'lara gelince şuursuzlaşabilirsiniz ama yine kasti tekme atamazsınız. Sneijder'in hareketi, Burak, Emre... Dursun beye söylemek istediğim bu.
Geçen sene başlayan, şimdi işler iyi giderken ortaya fazla çıkmayan defolar var. Hamza hoca için bu tehlike çığ gibi büyüyebilir. İki maç kaybedersen otorite konuşulmaya başlanır.

HOCA AĞIRLIĞINI HİSSETTİRMELİ
Galatasaray için iki yarıda 30'ar dakika baskı yapıyor, kompakt oynuyor diyemeyiz ama bir şablonu var hocanın. 4-2-3-1'i en iyi şekilde oynamaya çalışıyor. Risk aldığı dönemde 4-4-2 oynamasını da biliyorlar. Oyuncuların yardımlaşmaları da iyi... Fakat fazla üretemiyor. Erciyesli Yasin takım için önemli bir oyuncu oldu. Ben mi yaptım bunu? Neredeyse Muslera'nın bile performansını artırdı. İdman bilgileri hemen hemen aynıdır.
İyi bir insan olduğunu da biliyorlar. Fakat futbolculara hatırlatıyorum, yapmayın bunu.
Hamza hocanın ağırlığını hissettirmesi lazım... Müthiş bir CV'si var artık. Şımarıklığını yapmayacak ama tecrübeli davranacak. Emre'yi bir maç oynatmamıştı hoca. Diğer hafta, tak Burak yaptı. Oyuncular bunu biliyor. Bunlar da hocanın dezavantajları oldu. Bazen idare edersiniz. Çok iyi bir oyun oynanmasa da Galatasaray'da Podolski, Sneijder, Selçuk gibi ayağa set oynayabilen oyuncular var. Pas yaparak tempoyu düşürerek bu işi çok iyi becerdiler. Sonuçta Galatasaray takımı ve teknik direktörü çok çok önemli bir başarıya imza attı.

MUSLERA TARİHİN EN İYİLERİNDEN
Türkiye 'nin gelmiş geçmiş tarihi boyunca en büyük kalecilerden biri Muslera gözüküyor, tartışmasız. 50 sene sonra hatırlanacak oyunculardan. Ivancevic'i yaşı belli bir yere gelmiş Fenerbahçeliler. Rüştü'yü konuşuyoruz. Taffarel var... Hatta UEFA Kupası'nı alan Taffarel'den bile daha iyi. Kaleci olmasaydı şampiyon olamazdı deniyor Galatasaray için... Ne yapalım, almasa mıymış yani, Galatasaray'ın kalecisi işte!