Galatasaray'ın dün geceki maça ideale yakın kadrosuyla çıkması gerekirdi. Osmanlıspor karşısında çok zorlandılar. Galatasaray'da ilk 45 dakikada sahanın en iyisi kesinlikle Sabri'ydi. Osmanlıspor'un gollerine baktığımızda Muslera'nın iki golde de büyük hatası vardı. Muslera ayarında bir kalecinin bu golleri yememesi lazımdı!. Kafası daldı herhalde o ara! Maçtan sonra da tribüne dönüp bütün 'sorumluluk bende' hareketi yaptı. Yıldız kaleci iki haftada çok ciddi hatalar yaparak takımının 5 puan kaybına neden oldu. Ama bir gerçek var ki geçen haftaki Sivasspor maçının ilk yarısı, hatta Bursaspor'la yapılan final maçına bakarsak, Galatasaray'ın bir gidişatı var. Bu da transfer politikasıyla ilgili...
Yedek kaleciye bakıyoruz, İsmail Çipe.. Tanıyan var mı? Bu kardeşimize saygısızlık yapmak istemiyorum ama Galatasaray şampiyonluk yarışına başlıyor ancak bir kaleci bile alamadılar. Galatasaray, Osmanlıspor'a da kaybedebilir fakat asıl sorun transfer politikası ve yedek kaleci problemi. Melo herkes idmandayken Instagram'dan tatil fotolarını paylaşıyordu. Melo'yu hiç bu kadar kötü görmedim. Sahada adeta yürüyecek hali yoktu. Bir oyuncunun bu kadar ara vermesi büyük sorun.
Bakın bunların hepsi bir krizdir. Sonrasında da birden bire Burak- Hamza hoca krizi ortaya çıktı. Dünkü karşılaşmada herkesi çıkartırım, Burak Yılmaz'ı çıkartmam. Maç 2-1, çevirmem lazım ama Burak çıkıyor. Oyunun son bölümünde Podolski santrfor oynadı. Burak ile ilgili hocanın belli ki bir sorunu var. Nedenini bilmiyorum. Ama Hamza Hamzaoğlu'nun bunu mutlaka halletmesi lazım.
Hamza Hamzaoğlu'na bir kalkan lazım. Galatasaray lige enerjisi düşük girdi. Takımda birçok kriz çıktı. Dışarıdan bir gözle bile bunu görebiliyoruz. Hamza Hoca geçen hafta Burak'ı 'Oynatmıyorum, sebebi tekniktir' diyor. Bir hafta sonra yine Burak'ı oyundan alıyor. Bir takıntı olduğu gerçek, 57. dakikada oyundan aldı. İlk kurban o oldu. Bence Umut Bulut çıkmalıydı, Burak Yılmaz sahada kalmalıydı.
Sneijder artık kendine oynuyor. Her yerden vuruyor, daha hazırlık pasındayken vuruyor. Konsantrasyon, ciddiyet, iş disiplininde problem var. Fizik olarak iyi değil. Selçuk 60 dakika boyunca elinden geleni yaptı. Sabri de tükendi ikinci yarıda ne yapsın yardıma gelen yok. Stoperler de kendini arkaya atmak zorunda kaldı.
ERMAN TOROĞLU: Amatör yemez!
Geçen yıl Galatasaray şampiyon olurken, Beşiktaş ile Fenerbahçe başta iyi gitmelerine rağmen sonra saçma sapan işler yapmaya başladı. Üç başkan ve iki teknik adam değiştiren Galatasaray, rakiplerinin bu zaafından iyi faydalandı... Sahanın içinde top gibi birbirlerine sarıldılar ve şampiyon oldular.
Peki o Galatasaray'ın görüntüsü ile iki maçtaki Galatasaray'ın arasındaki fark ne? Topa vurmuşsun 10 tane. İki tane top direkten dönmüş, 20 tane pozisyon kaçırmışsın bunların hepsi hikaye. Şu anda Galatasaray için bir tehlike var. Bu görüntüye yansıyor.
Tabir biraz amiyane olacak, kimse kusura bakmasın. Hamza ile birkaç futbolcu arasında sidik yarışı başlamış. Sen her futbolcuyu sevmeyebilirsin, her futbolcu da seni sevmez. Ama takımın menfaati varsa ortada hem futbolcu hem teknik adam, takımın menfaatini düşünecek.
Eğer dün Burak oyundan çıkıp Umut oyunda 90 dakika kalıyorsa ben bunun adına futbolcuyla yaşadığın sidik yarışı derim. Futbolcuya ders vereceğim derken takımını cezalandırmaya hiçbir teknik adamın hakkı yok. Sakın kimse bir sürü yuvarlak lafla bu işleri kapatmaya çalışmasın. Dün gece şu gözüktü, Hamza'nın takım üzerindeki disiplini ve otoritesi arap sabunu gibi erimeye başlamış.
Muslera Galatasaray'a gelirken İtalya'da yaşayan bir arkadaşımdan bilgi almıştım. "Ermancığım dedi, çok iyi şeyler yapan bu Muslera inanılmaz goller yedi. Üzerinde ısrar ettiler ama olmadı. Sonunda sattılar. Galatasaray'da da aynı işleri yaparsa barınamaz" demişti. Ama bu Muslera geldiği günden beri çok az hata ile işleri götürdü. Yalnız iki maçtır yediklerini çok amatör küme kalecisi yemez.
Bakın Muslera'dan başlayıp G.Saray'ın bütün futbolcularında tuhaflık var. Çoğu sahada değil. Sneijder'e bakıyorum, adam maçı çevirmek için inanılmaz işler yaptı. Ben seyrederken yoruldum. Bazı Galatasaraylı futbolcular da onu seyrederken yoruldu. Bir takımda herkese eşit yük binmezse rakip takım senin beynine biner. Galatasaray bu Umut'tan ne umut bekler, anlamak mümkün değil. Sarı-kırmızılı takım orta sahayı mehter takımından daha geç geçiyor. Rakip ise orta alanda istediğini yapıyor. Kendi sahanda oynuyorsun bırak rakibi hakemi bile zorlayamıyorsun.
Bravo Hüseyin Göçek'e. Büyük takım karşısında Osmanlıspor'u ezdirmedi. Burak'ın bir ofsayt mı değil mi pozisyonu var, o da yardımcı hakemin boynuna. Beyler hiç kimse kendini aldatmasın, Galatasaray takımının geçtiğimiz maçlardaki hali yönetim kurulunun aynasıdır.
SERKAN KORKMAZ: Takayuki Seto
Osmanlıspor karşısına çıkan G.Saray onbirini pek çok kişiye göre "sürpriz" ya da "riskli"ydi.
Sebebi; Hamzaoğlu'nun Melo'yla Yasin yerine, Rodriguez'le Umut'u tercih etmesiydi. Yedeklerde sağ bek ve golcü olmaması teknik heyetten yönetime, durum tespiti ve acil ihtiyaç listesi iliştirilmiş bir mektup gibiydi sanki...
Yani; Burak ya da Sabri'ye bir şey olsa, alternatifleri saha içinden üreyecekti.
Amrabat ve Bruma'yı, Umut'u kanatta oynatmak için göndermiş olmalılar. Milyonlarca euro değerindeki Tarık Çamdal'sa ne sakat, ne de cezalıydı ama maç kadrosunun dışındaydı.
Sakat olmayan bir diğer oyuncu Jem Karacan'la aramdaki tek fark, onun 600 bin euro kazanıyor olması.
O da, ben de iki haftadır Hamzaoğlu'nun takımını uzaktan izliyoruz. Tribünler imza için getirtilen 20 yaşındaki stopere rağmen boştu(!). Yıl olmuş 2015; koskoca G.Saray'ın forma reklamı yok. Çok garip bir durum bu bence. Bari; GS Store falan yazsalardı.
G.Saray'ın en iyisi Sabri
Performansını en çok merak ettiğim kişi; Rodriguez'di. Kendisini hayli sıradan bir orta saha olarak buldum.
Hamza Hoca'nın, o mevkide, ihtiyaç duyduğu şey, bana sıradanlık gibi gelen şey olabilir (ciddiyim). İlk yarı sonunda; göğsünde reklamı, tribünde taraftarı olmayan G.Saray'ın en iyisi, herkesin dalga geçtiği Sabri'ydi. Her iki takımın birbirlerine hediye ettiği iki gol de hayli güzeldi. İkinci yarı, hâlâ bir yedeği bulunmayan Muslera'nın hediye ettiği golle başladı.
Hemen sonrasında, Burak oyundan çıkarken tribünden yükselen ıslıkların hedefi "üç kupalı" Hamzaoğlu'ydu.
Keza; "hayli umutsuz bir takımı, Umut'la oynatmak" ironisi dışında bir anlamı yoktu bu seçimin. Rodriguez'in çıkıp Melo'nun girmesine laf edenlerleyse aynı fikirde değilim.
Maçın kalan süresinde Osmanlıspor'da Takayuki Seto isimli bir Japon'un varlığından haberdar olduk. O bile gole Umut'tan daha yakındı.
Osmanlıspor bence henüz iyi bir takım değil.
Ya; G.Saray?
MERT AYDIN: Cimbom'un yeni hocası (!)
2012-2013 sezonunda Galatasaray, Türkiye Kupası'nda bir alt ligden 1461 Trabzon ile oynamıştı. Fatih Terim, yedek oyunculara ağırlık vermişti. 1461, rakibin pahalı yedeklerine bir futbol dersi vermiş ve sahadan 2-1 galip ayrılmıştı.
O takımın teknik direktörü Mustafa Reşit Akçay'dı.
Dün gece Osmanlıspor, o maçın aksine bir futbol dersi vermedi.
Webo'nun cezası nedeniyle oynayamadığı bir maçta öyle şaşaalı bir biçimde değil de; Samsunspor tarafından sessiz sedasız keşfedilen Aminu ve Galatasaray'ın bir zamanlar kadrosunda yer bulamadığı Musa Çağıran ile işini yaptı.
G.Saray, maçın genelinde rakibin bıraktığı topa sahip oldu ama dönen toplarda çok yumuşak kaldı. Rodriguez, o savunma sertliğini yaratacak adam değil. Aminu da istediği gibi topla koşular yaptı. Hakan'ın hatasıyla gelen ilk gol ve Muslera'nın hatasıyla gelen ikinci gol, baskıyı rakibi sallayacak şekilde yapamayan G.Saray'ı vurdu. Tribünler kızmasın ama onların en çok salladığı Sabri'ydi takımını oyununu tutan. Bu arada Muslera o inanılmaz sezonun ardından neler yapıyor öyle?
Ortaklık kuramıyorlar
G.Saray hücum hattı da birbirinden bağımsız bölümlerden oluşuyor sanki. Herkes kendi havasında.
Podolski hâlâ Burak'la bir ortaklık kurabilmiş değil. Sneijder'in kafası kimbilir nerede? Artık işi sadece hakeme itiraz etmeye vardırmış durumda.
O iç sahalarda harikalar yaratan adam nerede? Gole ihtiyaç duyulan dakikalarda hem de oyunun bitimine daha çok varken Burak'ın çıkması akla başka soruları getiriyor.
G.Saray sanki geçen yılın şampiyonu gibi değil. Sanki dün oynayan oyuncular birbirlerini ilk kez görüyor gibilerdi.
Daha da kötüsü sanki Hamza Hoca, bu takımın başına yeni gelmiş gibi. Geçen sezon başında Prandelli için yapılan eleştirileri hatırlıyor musunuz? Mazereti neydi?
Takımı yeni tanıyor. Hamza Hoca da mı yeni tanıyor?
Osmanlıspor'da kaliteli oyuncular var.
Ama kendi yazdıkları senaryodan çok G.Saray'ın yazamadıkları onlara fırsatı getirdi.
LEVENT TÜZEMEN: Amerika'yı keşfetmek!
Galatasaray'ın coşkusu, kazanma isteği ilk dakikadan itibaren mükemmele yakındı. Ancak Hamza Hoca'nın şapkadan tavşan çıkarır gibi 4-4-2 anlayışı içinde Umut- Burak ikilisiyle başlaması Galatasaray'ın senkron eksikliği yaşamasına neden oldu. Çift forvet anlayışının iki açıklaması olabilir.
1- Sivas'ta bu ikili kulübedeydi. Hamza Hoca, Burak ve Umut'un gönlünü almaya çalıştı.
2- Pereira, Rize'de çift forvet tercihinden dolayı eleştirildi. Hamza Hoca belki de, "Görün; bizim takım nasıl çift forvet oynuyor" demek istedi. Bu yanlış çift forvet hamlesi G.Saray'ın alışılmış düzenini de bozdu. Sneijder sol açık, Podolski sağ açık gibi oynadı. Bu ikili yedikleri markaj nedeniyle zorunlu olarak ya sık sık geriye gelip top almaya çalıştı ya da rakip kale önünde içeri girip şut atmaya çalıştı. Burak-Umut ikilisi de uzun toplarla beslenmeye çalışıldı ama "Kompakt" futbolu çok disiplinli oynayan Osmanlı savunması yüksek toplara geçit vermedi. Osmanlı'nın politikası zaten "Önce durdur, olursa kontratakla vur" şeklindeydi. Golü de Serdar'la bu anlayışla buldu. Hamza Hoca, Selçuk'un yanına Rodriguez'i monte edince orta alan pasif kaldı. Galatasaray forması bu kadar kolay mı? İspanyol "Al gülüm ver gülüm" oynuyor, ayrıca sanki çok iş yapıyormuş gibi sağa sola "Kaynana" gibi konuşup akıl veriyor.
Muslera'nın yediği hatalı gol sonrası Hamza Hoca, inadından dönüp tek forvete geçti. Burak'ı çıkarıp, Yasin'i oyuna aldı. Rodriguez'in yerine de Melo'yu oyuna koydu. Bu doğru hamle G.Saray'ın rakip kalede çok ciddi pozisyonlar üretmesini sağladı. (Bu arada çıkan Burak değil Umut olmalıydı. Çünkü ilk yarıda pozisyon üretmekte kısır kalan G.Saray'ın yakaladığı gol girişimlerinin içinde Burak vardı.) Oyuna böyle başlamak varken, Amerika'yı yeniden keşfetmenin bir anlamı var mı? Bir hoca şampiyon olduğu doğruları ile ters düşür mi? Eğer hata yaparsan, macera ararsan futbol da seni cezalandırır. Şans bile seni terk eder. Bazı yenilgiler akılların başa alınması adına ders gibi olur.