BÜLENT TİMURLENK: İki renk bir arma
Son 4 sezonda 3 kez şampiyon olan Galatasaray'ın omurgası Muslera- Chedjou-Melo-Selçuk-Sneijder- Elmander-Drogba-Burak gibi üst düzey futbolculardan oluşuyordu. Gidenlerin ardından Selçuk'un sakat, Sneijder'in ise yarım saat oynayıp çıktığı oyunda geçmişteki kadrolara yakışacak tek isim Podolski final kapısını araladı.
Galatasaray'ın kenarda duran bir hocası var ama teknik direktörü yok. Tribünde başkanının oturduğu ama bir yöneteninin ve liderinin olmadığı gibi... Sabri'nin kontratından, "Bizden M. Gomez için 9 milyon istediler" diyen Hamzaoğlu'na, "Melo bizimle kalacak, istersek Messi'yi alırız" diyen, "İbrahimovic'e bakarız"la taraftarını oyalayan başkanına, "Burak Yılmaz'ı satmam" diyen Denizli'sine kadar neresinden tutsan kopacak, akıl tutulması yaşayan bir takımın dün kupada final yolunu sonuna kadar açmasının tek bir sebebi var. Formanın iki rengi ve üzerindeki arma!..
SERKAN KORKMAZ: Pozitif bir yazı (!)
G.Saray maça üç adet sağ bekle başladı ama Linnes yine de yedekti.
İşin ilginç yanı içlerindeki "en sağ bek" Sabri sağ açıktı. Tuhaftır; Sabri'nin oyun içinde, ön libero, forvet arkası gibi farklı rollere soyunduğuna da tanıklık ettik. İlerleyen dakikalarda Tarık Çamdal bile oyuna girdi ama -manidardır- Linnes, hâlâ yoktu.
Sakın bu oyuncuya özel bir hayranlığım olduğu, muhakkak oynaması gerektiğine inandığım düşünülmesin. Ondan bahsetmemin nedeni başka. Bu oyuncunun bütçesiyle, -hem de- Burak bağıra bağıra Çin'e gidiyorken, neden bir golcü transfer edilmedi, garipsemekteyim.
Riekerink, 4-6-0 ile 4-5-1 arası salınan dizilişini ve taktiğini anlayamadım.
"G.Saray fena oynamadı aslında" diyen vardır içinizde. Onlara, Galatasaray'ın karşısında beklediğimden daha zayıf ve heyecansız bir Rizespor bulduğunu vurgulamak isterim. Ne Hikmet Karaman'ı, ne de ev sahibi takım oyuncularını değil, tribünleri boş bırakan yeşil mavili taraftarı suçlamak daha adaletli olur.
O tribünlerin neden dolmadığı, sadece Rize Kenti'nin sorunu olmasa gerek.
Sonuçta; bu denli sağ beki ve bu denli solağı aynı anda buluşturan irrasyonel Galatasaray kurgusu, deplasmanda avantajlı skoru yakalamayı başardı.
'Kötü maçtı' diyemem
Rize'nin 82'de ofsayt gerekçesiyle sayılmayan golündeki bayrak hiç kalkmayabilirdi.
Makiadi'nin gördüğü iki sarı kart toplamda bir sarı kart dahi etmezdi. Hakan'a çıkan kırmızı da hatalıydı. Ali Palabıyık ve yardımcıları hayli formsuzdu.
Özetle; baştan aşağı, tuhaf bir maçtı. Boş tribünleri, anlaşılmaz taktikleri, acayip dizilişleri ve ilginç golleriyle.
Bu kadar çok olumsuz sıfatla bezediğim yazıya rağmen, finalde "kötü maçtı" diyemiyorum. Bu kadar acayipliğin içinde, bunu söylerken kendimi hiç de kötü hissetmediğimi söyleyerek bitireyim..
EVREN TURHAN: Galatasaray artık finalde
Galatasaray son maçların aksine Rize'de çok daha dengeli, çok daha başarılı bir maç çıkardı.. 9 resmi maçta kazanamıyordu Galatasaray... Futbolcular, Avrupa Kupalarına gitmeleri gerektiğini biliyorlardı... Nitekim maça bu istekle başladılar. Galatasaray ile ilgili şunları söyleyebiliriz... Belki 3 gol attılar ama 5-6 yapacakları maçtı.
Koray Günter'i çok beğendiğimi söylemeliyim. Geldiği günden beri en iyi maçlarından birini çıkardı. Rize'ye karşı bir de gol bulsa çok iyi olurdu. Bunu belirtmek gerek. Defansta Galatasaray'ın iyileşme gösteren ismi Semih Kaya idi. Genç oyuncu da iyi mücadele etti. Semih geçtiğimiz maçlara göre daha derli toplu bir görüntü sergiledi.
Galatasaray Teknik Direktörü Riekerink'in oyuncu değişikliklerini anlamadım. Bilal oyundan çıkarken yerine sağ bek Linnes girdi. Bilal orta saha oyuncusu. Hayır kenarda orta saha oyuncusu olmasa anlayacağım. Ama o gitti Linnes'i aldı. Galatasaray, bu Çaykur Rizespor'u Türk Telekom Arena'da da yener. Bunu söylemem lazım. Bu görüntüyle gözüken bu... Galatasaray'ın son maçlarına göre baktığımızda düzelme olduğunu görebiliriz. Özellikle hücum anlayışında. Savunmada yine pozisyon verdiler ama düzelmenin olduğu gün gibi ortada. Galatasaray kötü oynadığı sezonda kupada adını finale yazdırdı diyebiliriz. Bu önemli...
MAÇIN EN iYiSi KORAY GÜNTER
Galatasaray'ın stoperi dün gece etkiliydi.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ MEHMET AKYÜZ
Rizeli oyuncudan fazla şeyler bekliyordum..
LEVENT TÜZEMEN: Utan Emre!..
Galatasaray, tüm maçlarını kupada oynasaydı şimdi zirve yarışının ortağı olurdu. Bu yorumum, "Galatasaray iyi oynadı" olarak anlaşılmasın.
Çünkü ligde "sefiller"i oynayan Galatasaray, kazandığı Rize maçıyla kupada yenilmezliğini sürdürdü. Galatasaray'ın kupa karnesine bakalım: 10 maç, 8 galibiyet, iki beraberlik.. Galatasaray, Rize'de 3-1 kazanarak final bileti için ciddi bir avantajı eline geçirdi. Rize'deki maçta takım içinde ciddi bir gruplaşmanın olduğu su yüzüne çıktı. Galatasaray yönetiminde futboldan anlayanlar olmadığı için bu gruplaşma gözlenememiş olabilir...
Galatasaray eğer fark atacağı bir maçı 3-1 kazanmış ise bunun sorumlusu öncelikle Emre Çolak'tır.. Şaşırdınız mı? Dakika 62... Kişisel gayretiyle bir gol atıp, Yasin'e gol pası veren Podolski'ye maç boyu Emre Çolak pas vermemeye çalıştı. Ben yıldız tablosunda maçta 1 gol atan ve iyi oynayan Emre'ye bilerek (0) verdim... Neden mi? Emre dahil hiç kimse Galatasaray'dan büyük değildir. Yasin'in attığı golden sonra Podolski'ye sarılmasına Emre'nin gösterdiği tepkiyi de ayıpladım.. Kaptanlık yaptığı Galatasaray'ın çıkarlarını hiçe sayan Emre Çolak'a "Utan Emre utan" diyorum..
Ünlü İtalyan hoca Lippi, "Futbol iyi oyuncularla oynanır. Elinizde kaliteli oyuncular yoksa başarı kazanmak zor" der.. Podolski'nin kalitesine asla dil uzatmadım ama Alman yıldızı yeterince sorumluluk almadığı için çoğu zaman ağır eleştirdim. Ancak Çaykur Rize ceza alanı önünde gol atabilecek pozisyonlarda maalesef Podolski'ye, Emre'nin başını çektiği grupta Yasin, Olcan hatta Sabri bilerek pas atmadılar. Podolski'nin taçtan gelen topu gol yapması pas vermeyenlere bir cevap oldu.
Galatasaray kazanırken Muslera yine başarılıydı. Carole, Koray haksız atılan Hakan Balta ile Semih dikkatli ve özverili oynadı.. Riekerink'in vatandaşı Sneijder'in yerine Olcan'ı Yasin'in yerine Linnes varken Tarık'ı alması skandaldı. Olcan, kazandığı topları kaybetti, girdiği pozisyonları harcadı. Hakem Ali Palabıyık'ı beğenirim. Ama Hakan Balta'ya haksız kırmızı gösterirken acele etti. Hakan topa vurmuştu. Pozisyonu en iyi süzen yardımcıya Hakan "Konuşsana" dedi.. Keşke Palabıyık da konuşsaydı..