FATİH DOĞAN: Şampiyonluk 1 puanda gizli
Beşiktaş, Manisa'da misafir gibi değil ev sahibi gibi karşılandı... Ancak beklemediği bir oyun formatı ve sonuçla karşılaştı. Beşiktaş'ın ilk yarıda oyunu kontrol ettiğini ve Akhisar'ın ilk yarıdan alışılagelmiş dinamizminden uzak olduğunu söyleyelim. Akhisar, ilk yarı maçı kendi sahasında kabullendi. Bunun yanı sıra Sosa ve Oğuzhan'ın oyununu bozma düşüncesini başarıyla uygulamalarına rağmen üst üste yaptıkları pas hatalarının bir sonucu olarak Gomez'in golüyle karşılaştılar. Beşiktaş'ın en önemli hatası ilk yarı gardı düşmüş Akhisar üzerine daha kararlı gitmek yerine tempo düşürüp, top kontrolü yapmasıdır. Sanırım ilk yarı sonunda Alexis'in ellerini açarak penaltıya sebebiyet vereceğini tahmin edemediler. Bu hata Delgado'yu etkilemiş olacak ki Akhisar'ın 2. beraberlik golünde de ön direkte rakibini kaçırdı. 3. golde Tolga'nın vuruşuna ayak koyup adeta Rodallega'ya ikramda bulundu. Bunlar ağır hatalar. Telafisi zor durumlar. Değişikliklere gelince; 71'de Şenol Güneş aynı anda iki değişiklik yaptı. Quaresma ve Serdar'ı oyundan alıp Cenk ve Töre'yi sahaya sürdü. Olcay'ı da sağ beke çekti.. Biraz gecikmekle birlikte doğru değişikliklerdi. Kanatlar da tıkanmıştı. Oyunu açma ihtiyacı vardı.
78'de Tolga ve Alexis'in anlaşmazlığı sonrası gelen golün hemen ardından Soner'in aşırtma vuruşunun üst direkten dönmesi maçın birinci kırılma anıydı. Alexis Delgado'yu çıkarıp Kerim'le her türlü riski almak da anlaşılabilir bir karardı. Beraberlik golünden sonra Cenk gole giderken Caner'in ikinci sarıdan kırmızı görmek pahasına pozisyonu kesmesi ve Sosa'nın direkte patlayan şutu maçın ikinci kırılma anıydı. Bazen bir puan sizi şampiyonluktan eder, bazen şampiyonluk getirir. Dün gelen 1 puan Beşiktaş'a şampiyonluğu getiren puan olursa ben şaşırmayacağım.
ERMAN TOROĞLU: Plastik huniler gibi!
İsterseniz önce yedek kulübesinden başlayalım. Maç oynanıyor yedek kulübesinde Serdar ağlıyor. Yahu kardeşim futbolda her şey var. Hani taraftar bağırıyor ya: "Yensen de yenilsen de..."
Futbolda şans denen bir olay vardır. Ama bu şans mutlak surette daha iyi oynayana ve kuvvetliye güler. Şunu net olarak söyleyelim bu Beşiktaş takımı, bu kaleci ve bu dörtlü defansıyla eğer şampiyon olursa futbol adına bu büyük şanstır. Veya şöyle diyebiliriz; bu hücumcuların zaferidir.
Şampiyonluğa oynayan bir takım, deplasmanda üç tane gol atıyor ve rakibini yenemiyor. Bunun tek sorumlusu vardır, kimler golü yiyorsa onlar. Tamam, futbol için takım golü atar, takım golü yer diyoruz ama Beşiktaş'ta oynayan kaleci ve arka taraf öyle işler yapıyorlar ki Arabın yalellisi gibi golleri yiyorlar.
İşim olmasa doksan dakikayı banttan seyretsem, Beşiktaş'ın arka tarafında oynayan dörtlü kaç pas yaptıktan sonra topu birinci bölgeden ikinci bölgeye geçirmişler ona bakarım. Yan top, yan top, yan top... Yok böyle bir şey. Arkadaki dörtlünün bir görevi vardır; topu kesip ikinci bölgeye en kestirmeden atmak. Topu burada eveleyip geveleyince rakip takım çok rahat geriye dönüyor ve Beşiktaş'ı gardını alarak bekliyor. Böyle olduğu halde bile bu takım üç tane gol atıyor. Madem bu tarz oynayacaksın o zaman arka tarafı hiç düşünmeyeceksin. Hep hücum edeceksin. Bu da nasıl olacaksa!
Sen Beşiktaş olarak Tolga'nın alternatif kalecisini doğru seçememişsen veya seçmişsen, oynatamamışsan ve bu golleri yiyorsan, ağlamayacaksın.
Aslında bu maçı son saniyede Sosa'nın frikik golüyle Beşiktaş kazansaydı futbol adına hem yazık olurdu hem ayıp olurdu. Siyah-beyazlılar, bir ikinci gol yiyorlar, ceza alanında bir Akhisarlı var, beş Beşiktaşlı. Ama bu beş Beşiktaşlı da ceza alanı içinde göstermelik duruyorlar, korkuluk gibi. Hani vardır ya antrenmanda slalom yaptırırken plastik huniler koyarlar. Onları ceza alanına koysan rakip hiç olmazsa birine, ikisine vurur topu kaybeder. Beşiktaş defansında oynayan futbolcular, bu plastik hunilerin yaptıklarını bile yapamıyor.
Akhisar Belediye, çok akıllı oynadı. 3-2'nin üzerine 4-2, 5-2 yapmadılarsa bu da onların hatası.
"Beşiktaş yüzde yüz şampiyon olur" diyenlerin suratını şimdi görmek istiyorum. Çünkü yıllarca Türkiye'de yapılan şikelerden, ahlaksızlıklardan sonra 5 yıl önce yapılan operasyon, hedefine ulaşmasa bile hiç olmazsa futboldaki kirliliği biraz engelledi. Onun için de herkes çıkıp elinden geldiği gibi mücadele etmek istiyor. Çünkü tersini yapsalar millet artık uyandı. Ona göre maç seyrediyorlar.
Verilen penaltı net penaltıydı. Tolga penaltıyı kurtarıyor ama madem kurtarıyorsun o topa vur, rakibin önüne atma. Tolga'nın son dakikada rakibine verip, üst direkten dönen top tam bir mucize. Ama şu bir gerçek Beşiktaş bu sene şampiyon da olsa ikinci de olsa seneye ne bu kaleciyi ne de arkadaki dört oyuncuyu yedekleri dahil kesinlikle göndermesi gerekir.
METİN TEKİN: Nasıl maç ama!?
Beşiktaş, dünkü sonuçla şampiyonluk yarışında 1 puan mı kazandı? 2 puan mı kaybetti?
Tabii 2 puan kaybettiğinden bahsedebiliriz ama 3-2 geriye düştüğünü düşünürsek 1 puan kazandığını söyleyebiliriz. Beşiktaş, kalan maçlarda bir beraberlik kredisini daha aldı. Ama ben Beşiktaş için bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. Dünkü maçın özeti ise attı, çok kolay yedi... En nihayetinde geriye düştüğü maçı beraberliğe taşıyabildi. Bu pencereden baktığımızda son dakikada bir puanı kazandı diyebiliriz.
Beşiktaş, dünkü oyunuyla neleri yanlış yaptı? Neleri yapamadı?
Esasında maça golle başlaması, oyun sakinliği doğrusuydu. Ama dakikalar ilerledikçe paniğe kapılan bir Beşiktaş gördük. Şampiyonluk adına dün akşam gördüğümüz görüntüler özellikle kulübe görüntüleri, oynamayan, oyundan çıkan, kenarda oturan futbolcuların coşkusu ve galibiyet içtenliği hep Beşiktaş'ın doğrularıydı. Ki bir takımın şampiyonluk havasına girip girmediğini kulübe görüntüleriyle daha iyi anlayabiliriz. Beşiktaş'ta bu hava var. Ama önemli olan sahada neler yapabiliyorsunuz. Bu kadar basit goller yemek, bu kadar kolay pozisyon vermek saha içi doğrularınızla çelişiyor.
Son 20 dakikada Serdar'ın yerine Cenk, Quaresma'nın yerine ise Gökhan girdi. Bu değişiklikler yanlış mıydı?
Oyun 2-2 ve daha sonra 3-2'ye geldikten sonra artık değişiklikler son bölümde 'hücumda neler yapabiliriz' planına dönmüştü. Buna biraz panik değişiklikleri diyebiliriz. Ancak Cenk'in attığı beraberlik golünün bu değişikliklerin sonucundan geldiğini söyleyebiliriz.
Bu beraberlik kalan 4 haftada Beşiktaş'ın psikolojisini nasıl etkiler?
İki kere öne geçip bu kadar kolay yakalanmak, Beşiktaş'ın son dört haftadaki soru işaretidir. Son dakikada gelen beraberlik golü Fenerbahçe, Trabzon'da kazansa dahi, Beşiktaş'ın cebine bir beraberlik hakkı koymasını sağladı. Bu da yarışta önemli bir avantajdır...
RIDVAN DİLMEN: Cenk Tosun sezonun en önemli golünü kaydetti
Maça bakarsan yüksek kalite var mı? Hayır! Ama heyecan var mı? Var! Hatalar var mı? Var! Beşiktaş'ın ilk golünde İsmail'in ortasında Merthan Mario Gomez'e asist yapıyor... Ardından Alexis, elleri açık penaltı yapıyor ve ilk yarı 1-1 bitiyor.
Akhisar Belediye, ikili maçlarda Beşiktaş'a sadece bir puan verdi. Son anlarda Şenol Güneş'in değişiklikleri ile Akhisar bol geniş alan buldu. Şenol Güneş de böyle düşündü: Ya 4'ü de yiyeyim ya da 3-3'ü bulayım. Oyunun son bölümünde de Cenk Tosun'u Mario Gomez'in yanına aldı ve 3-3'ü buldu.
Akhisar, Beşiktaş'a en az pozisyon veren takım oldu. Doğru oynadılar, doğru oyun planı uyguladılar. Bu maçta mücadele de ettiler. Bir de ligimizde sırıtan bir santrforları var: Rodallega... Türkiye'de ligin ilk altısındaki her takıma golü var. 39 gol atmış takımda 19 golü var. Bu sezonun flaş oyuncusu...
Aslında Serdar Kurtuluş'un ekrana yansıyan gözyaşları, Beşiktaş'ın halini anlatıyor. Beşiktaş çok istiyor şampiyonluğu... Savaşıyor, mücadele ediyor ancak böyle olunca kendi oyunundan uzaklaşıyor.
Beşiktaş'ın Cenk ile attığı gol bu sezonun en önemli golüdür. Bu golle, Beşiktaş bir beraberlik hakkı kazandı. Cenk'e de bravo... Milli Takım ve Beşiktaş'ta bu kadar da yedek kaldıktan sonra gol atan, iş yapan başka oyuncu yok. 7 gol atan başka yedek var mı Türkiye'de?
Skor 2-2 iken ve Beşiktaş oyuna hükmederken Güneş sistem değiştirdi, "Bana 1 puan yetmez" diye. Quaresma'yı çıkardı, Cenk'i sağa koydu... En sonunda da Kerim'i aldı, Cenk'i forvete atarak son hamlesini yaptı ve golü de buldu.
Buna karşılık Akhisar Belediye belki 4 tane pozisyon vermedi Beşiktaş'a... Bu da onların başarısıdır.
Bu maçtan altı golün çıkması da enteresan. Merthan ilk golde rakibe asist yapıyor. Akhisar'ın attığı gollere bakıyoruz; ilki elle alınıyor ve penaltı... İkincisi Oğuzhan'dan başlıyor, üçüncüsü de öyle... Ama kalesini koruma hünerini göstermiş Akhisar. Soner'in direkten dönen şutu ise Vodafone Arena'da gol olurdu. Belki de maçtan önce zemini sulamamışlardır...
Bu maçın sonucu Başakşehir'i de Konya'yı da Osmanlıspor'u da Galatasaray'ı da yakından ilgilendiriyordu.
Beşiktaş'ın hücumdaki pozisyon becerisi, defansına yansımış değil. Hala uyumu yok... Kaleci Tolga'nın ayağı da çok iyi değil. Ona göre pozisyon almalı defans oyuncuları... Mesela İsmail, o pası atmamalıydı...
Sosa tecrübeli ve iyi frikik atan bir futbolcu. Maçın başında kazanılan serbest atışta Quaresma daha düşerken 'Ben atacağım' diyordu. Ama son haftalara giriyoruz ve en iyi frikikçi kim ise o atar. Sosa da son dakikada kazan-ı lan serbest atışta akıllı vurdu. Kaleci Fatih'in duruşuna bakın. Topun nereye gideceğini biliyordu. Ama Akhisar barajı çok uzun olduğu için Sosa topu fazla havalandırdı ve aşağı indiremedi.
***
AĞLAMAZLARSA ŞAMPİYON OLAMAZLAR!
Beşiktaşlı futbolcuların stresi, ağlamaları bize hoş geliyor ama milyonlarca Beşiktaşlı taraftar tırnaklarını yiyordu o sırada. Serdar Kurtuluş daha duygusaldı. Andreas Beck'in yerine oynadı, kramp girdi çıktı. "Eyvah inşallah yenilmeyiz" diye düşünüyordu. O da insan tabii ki, stres yapacak. Geçen sezon Galatasaray, maçlarını 1-0, 1-0 kazandı. Atletico Madrid de böyle şampiyon oldu İspanya'da...
Beşiktaşlı oyunculara da şunu söyleyeyim: Ağlamazlarsa şampiyon olamazlar... Böyle düşünmek lazım. Futbolcularda heyecan, panik olabilir ama o duygular da olmasa bu işi başaramazsınız... Stres her takım için geçerli ve ligdeki puan kayıpları da doğaldır. Fenerbahçe de kaybetti puanları böyle...